Fehmi KORU

ABD’de Donald Trump seçimde yenildi, ama görüyorsunuz direniyor.
Yalnız kendisi için değil, dünyadaki bütün popülist politikacılar için direniyor…
Bazılarının ‘Popülistler Enternasyonali’, başkalarının sözcüklerin birbirini dışladığını bile bile ‘Milliyetçiler Enternasyonali’ adını verdikleri bir hareketin lideri Donald Trump…
Avrupa’da, Ortadoğu’da, Uzak Doğu’da Trumpgiller iktidara gelsin diye çalışan bir hareket bu.
Hareketin strateji babasını tanıyalım
Steve Bannon ismini bir kenara not edenlerdenseniz şimdilerde ABD’de korona mücadelesini yürüten Dr. Anthony Fauci ile FBI direktörü Christopher Wray’i kellelerini mızraklara geçirerek yok etmek istediğini takipçileriyle paylaştığını ve bu sebeple hakkında soruşturma başlatıldığını da biliyorsunuzdur.

İşte o Steve Bannon birkaç yıldır Trump örneğini globalleştirmek, dünyada Trump benzeri liderleri iş başına geçirmek için çabalayıp duruyor.
Emrine verilmiş özel uçakla Avrupa başkentleri arasında mekik dokuyor, New York Times’a göre geceliği 32 bin dolarlık otellerde kalıyor, görüşmek için davet ettiği konuklarına şampanya sunuyor.
Belli ki, Bannon’un elinde limitsiz bir para gücü var.
Trump’ı 2016 yılında ABD’ye başkan seçtirmeyi başaran ekibin başındaydı Bannon. Bir yandan Breitbart adlı aşırı sağcılara hitap eden internet haber sitesinde popülist hareketin stratejisine uygun yayınlar yapıyor, bir yandan da Trump’ın sandık başarısını sağlamanın koordinatlarını çiziyordu.
Yeni başkan, Steve Bannon’u kendisiyle birlikte Beyaz Saray’a taşıdı.
İkili ilk kez Bannon’un talebiyle 2010 yılında bir araya gelmişlerdi. Bannon para babası bildiği Trump’a “Başkan olmak istiyorsan önümüzdeki seçimde kendine yakın birilerinin Kongre’ye girmesi sağla, bunun için bir fon ayıralım, belirlediğimiz ideolojisi bile uyan adayları paraca destekleyelim” tavsiyesinde bulunmuştu.
Para söz konusu olduğu için Trump tavsiyeyi o zaman dinlemedi.
İkili yeniden 2016’da bir araya geldi. Trump yakından izlediği Bannon’u kampanyasının stratejik yöneticisi yaptı.
Beyaz Saray’da Trump’ın izlediği program da Bannon’un parmak izlerini taşıyor.
Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk günlerini anlattığı ve çıktığında büyük ses getirmiş kitabında Michael Wolff, Bannon’un Ortadoğu konusundaki görüşlerini, o görüşlerin sarf edildiği ortamda bulunmuş kişilerin dilinden aktarıyor.
Konuşan Bannon:
“Daha ilk günden ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyoruz. Netanyahu bizden. Kumarhaneler kralı, İsrail’in kollayıcısı, aşırı sağcı ve Trump destekçisi Sheldon Adelson da bizden. Ürdün Batı Şeria’yı alsın, Mısır’a da Gazze’yi verelim. Suudlular tetikte, Mısırlılar da tetikte, hepsi Perslerden ölümüne korkuyor. Yemen, Sina, Libya… Bunlar berbat yerler… Bu yüzden Rusya anahtar. Rusya kötü değil mi? Kötü elbette, ama dünya zaten kötülerle dolu.”
Aynı konuşmada Bannon, ABD’nin yeni düşmanını da belirliyor: Çin…
Muhatabının “Donald bu anlattıklarının neresinde?” sorusuna, Bannon, “Tamamen işin içinde” cevabını veriyor. (‘Fire and Fury’, 2018, s. 11-12).
Harekete kazandırılan ilk isim İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu oldu.
Bannon Avrupa yollarında
Trump bir süre sonra Bannon’u atadığı görevden aldı. Çoğu kişi ikilinin arasınının açılmasına bağladı bunu. Bannon’un Beyaz Saray’a geçince bıraktığı Breitbart sitesinin başına döneceğini sandı. Bannon ise kendine tahsis edilmiş özel uçak ve sınırsız maddi imkanla Avrupa ülkelerine popülist liderler kazandırmak için kolları sıvadı.

Fransa’da Marine Le Pen ilk hedefiydi. İngiltere’de Nigel Farange, İtalya’da başbakanlıkta gözü olan içişleri bakanı Matteo Salvini, başta Polonya ve Macaristan olmak üzere Avrupa’da yönetime gelmiş popülist liderlere eklenmek üzere harekete katıldılar.
Bannon Avrupa’nın başkenti satılan Brüksel’de bir vakıf kurdu. Adı ‘Hareket’ (‘The Movement’). İtalya’da da Katolik bir tarikatla anlaşıp eski bir manastırı ‘siyaset akademisi’ haline dönüştürmek yolunda hayli mesafe alındı.
İlk yapılacak seçimde, Fransa’da Le Pen’in cumhurbaşkanı seçilmesi ihtimali var. Araya mesafe koymuş görünse de, Le Pen’in Bannon’la el altından irtibatını sürdürdüğü biliniyor.
Projeyse proje.
Ancak proje Trump’ın ABD’de seçimi kaybetmesiyle çok ciddi bir yara almış oldu.
Seçeneklerden seçenek beğenin: İç-savaş mı, darbe mi?
Yazının en başında Trump’ın yalnız kendisi için değil, dünyadaki bütün popülist politikacılar için direndiğini belirtmem bu yüzden…
Son dört yıl içerisinde Avrupa’da popülist politikacıları devletlerin yönetimine getirmeyi amaçlayan hareket bir proje ve bunun başarılı olması Trump’ın Beyaz Saray’da oturmaya devam etmesiyle çok yakından ilişkili.
Trump ne kadar direnebilir?
Bu soruyu “Bir iç-savaş, hatta askeri darbe de düşünebilir mi?” biçimine çevirebiliriz.
“ABD’de iç-savaş, ABD’de askeri darbe?” şaşkınlığı yaşayacakları uyarırım: Bu ihtimalleri dile getiren ben değilim; ABD’de ve Avrupa’da aklı başında bilinen pek çok siyasi gözlemcinin aklından geçiyor bu ihtimaller ve bazıları bunu yorumlarında da dile getiriyor.
Devir-teslim için gün sayılıyor ABD’de, kazanan başkan Joe Biden ekibini kurmak için çalışıyor, izleyeceği politikaları belirliyor. Amerikan siyasi jargonunda ‘topal ördek’ (‘lame duck’) haline dönüşen Trump ise yerinden kalkmamak için ölümüne direniyor.
En son, yeterince sert bulmadığı, kendisinin Oregon ve Şikago’da toplumsal gösterilere müdahale için asker kullanılması kararına yürekten katılmadığını gördüğü savunma bakanı Mark T. Esper’i görevden aldı Trump, Pentagon’da kilit yerlerde de rotasyona gitti.
Sert isimler geldi gidenlerin yerine.
“Ne oluyor?” diye soruyor pek çok Amerikalı gözlemci.
Kendimce ne olduğunu bu yazıyla açıklamaya çalıştım.
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025