Halil BERKTAY
Birinci özür. Dün çıkması gereken yazımı salı öğleden sonra yetiştiremedim. Taraf’ın doğduğu ve benim de Taraf’ta yazmaya başladığım 15 Kasım 2007’den bu yana, beş yıl iki ay ve (sırf bu köşede) 590 makale boyunca, iş yoğunluğuna bağlı böyle bir kazayı ikinci defa yaşıyorum.
İkinci özür. Torosyan tartışmasına kısa bir ara. Bir iki güncel konu var. Ama diğer meselenin öyle havada kalmasını da istemiyorum. Önümüzdeki hafta, (a) asıl içeriğe; (b) muhataplarımın davranış biçimine; (c) bazı “üçüncü kişi”lerin, Torosyan’ın uydurma bile olsa eleştirilip çürütülmesinden her nasılsa rahatsız olması ve “lâzım mıydı” gibi tuhaf sorular yöneltmesine; (d) bu rahatsızlık da dahil, belirli bir okuyucu kesimini ilgilendirmese de bu tartışmanın neden aslında önemli, hem de çok önemli olduğuna ilişkin bir toparlamayla sonuca bağlayacağım.
Gelelim, aktüalitenin biraz gözden kaçmışa benzeyen ilginç bir boyutuna. Yeni açılım süreci, Paris’teki cinayetler ve Hrant Dink dâvâsındaki (reel veya olası) gelişmelerin yanında, Başbakan Erdoğan’ın 20 Ocak’ta Gaziantep’te söyledikleri kaynadı gibi. Oysa bana hele kültürel açıdan ve orta-uzun vâdede çok önemli geldi. Partisinin il başkanının oğlunun nikâh töreninde konuşan Erdoğan (bundan böyle RTE), ne kadar sevdiğini bildiğimiz o “büyük nüfus” konusuna tekrar girmiş. Doğum kontrolüne toptan, cepheden karşı çıkmış. Bunu bir komplo gibi gösteren ifadeler kullanmış. “Farkında olmadan ilâçlarla vesaire, biraz açık konuşacağım, bu toplulukta kısırlaştırma hareketi yaptılar. Çünkü bu milleti böylece daraltmak, küçültmek istediler” demiş. Bu arada dünya hakkında ilginç tahliller yapmaya kalkmış; meğer Çin ve Hindistan sadece nüfuslarının büyüklüğü nedeniyle “ilk beş” ülke arasında yer alıyormuş. Tabii bu tümüyle yanlış; ayrıca ilginç olan şu ki, RTE bir zamanların Mao’suna benzer bir tavır alırken, Çin’in bir ilk refah eşiğine ulaşmasında, Mao’dan sonraki yönetimlerin çok sıkı doğum kontrolü yöntemleriyle nüfus artışını nihayet durdurup stabilize etmelerinin büyük payı var. Ama ne gam; “büyük nüfus”un önemini bu gibi yollarla güya ispatladıktan sonra, RTE evlenmekte olan bu genç çiftten, “Güneydoğu şartlarına göre” üç çocuktan da fazlasını yapmalarını istemiş. “Siz bu hassasiyetimizi zaten biliyorsunuz... böyle nitelikli ailelerimizin bu konudaki hassasiyeti milletimizin, ülkemizin geleceği için çok büyük önem arzediyor” sözleriyle, şimdiye kadar çok açık dile getirmediği bir vurguyu öne çıkarmış.
2012 Mayıs sonlarıydı, hatırlayacaksınız; RTE bu “büyük nüfus” ihtiyacından hareketle kürtaja ve sezaryene karşı dere tepe düz gittiğinde, kamuoyunda hayli gürültü koparmış, özellikle kadın örgütlerinin tepkisini çekmiş, (2012’de sık sık yaptığı gibi) diğer bazı AKP ve hükümet çevrelerini dahi zor durumda bırakmıştı. Ben ise 31 Mayıs ve 2-30 Haziran tarihlerinde yazdığım 13 yazıyla, konuya önce proto-faşist düşünce ve başbakanın “proto-faşizm içinden konuşma”sı açısından yaklaşmış; tarihten çeşitli örneklerle, rakip millet ve milliyetçilikler karşısında “eyvah azalıyoruz” endişesinin iki dünya savaşı arasında ne kadar yaygın olduğunu hatırlatmış; gerek eski imparatorlukların ve gerekse yeni tip diktatörlük rejimlerinin (Faşizmin, Nazizmin, Stalinizmin) hem bu söylemde, hem de “fuhşiyat” lâfazanlığının ardına gizlenen özgür kadın korkusunda ve buradan hareketle kadın bedenini kontrol altına alma çabalarında buluşmalarının ne kadar anlamlı olduğuna dikkat çekmiştim. O yazıların bir kısmı, bu benzeşme ve buluşmanın Nâzım’ın kendi machismo’suna; Nâzım ile Ömer Seyfettin ve Nâzım ile Nihal Atsız arasındaki paralelliklere nasıl yansıdığına da değiniyordu.
O sırada, RTE’nin “büyük nüfus” söyleminin Kürtlere karşı bir “hassasiyet”ten kaynaklandığına dair pek bir somut işaret yoktu aslında. Buna rağmen, “millî öteki”lerin (Fransızlar için) Almanların, (Almanlar için) Slavların, (Osmanlı Türk-Müslüman nüfusu için) Hıristiyanların, özellikle de Rum ve Ermenilerin, (bir zamanlar Sovyetler için) Türkî nüfus gruplarının, (Sırplar için) Arnavut Kosovalıların, (Han Çinliler için) Tibetlilerin veya Uygurların daha hızlı çoğalacağından korkulması gibi, şimdi TC için de galiba Kürtlerin daha hızlı çoğalıp güneydoğuda üstünlüğü ele geçirmesi korkusunun yaşandığını, 7 Haziran 2012’da gayet net olarak belirtmiştim.
Gel zaman git zaman, RTE bu tahminimi tümüyle doğruladı. Tabii geriye, bu korkunun ve Kürtlere (PKK’ya değil, bütün Kürtlere) “sizi endişeyle gözetliyoruz”cu bu bakışın, geleceğe “Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Zazasıyla hep beraber” yürüme iddiasıyla nasıl bağdaşacağı kalıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024