Halil BERKTAY
Bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok tereddüt ettim. Silâhlı Kürt milliyetçiliğine karşı tavrımı zaten yeterince açıklamadım mı, diye düşündüm. Kimseyi daha fazla üzmesem, bu yarayı kaşımasam mı artık ? Anlatacağım ilk konuşmanın üstüne, öyle bir ikinci konuşma da gerçekleşti ki, düşündüklerimi tekrar ve tekrar, dosdoğru söylemek zorunda olduğum sonucuna vardım.
2008’den beri her yıl yapılan “Hrant Dink Atölyeleri”nin dördüncüsü 26 mayısta başladı. Genel başlık “İfade Özgürlüğü”; ilk oturumun konusu “Türkiye’de Akademik Özgürlük”tü. Bunun içinde de iki ayrı panel vardı. İlki, Kürt sorununu kuşatan resmî ideolojiyi 1960’larda sorgulamaya başlayan İsmail Beşikçi’nin yıllar boyu nasıl cezalandırıldığına; ikincisi, Ermeni tabusunun kırılması sürecinde yaşananlara hasredilmişti. Tosun Terzioğlu Türkiye’deki ilk ve hâlâ da tek akademik özgürlük belgesinin Sabancı Üniversitesi’nce nasıl benimsendiğini aktardı. Benim payıma ise 2005’teki “Osmanlı Ermenileri” konferansının perde arkası düştü. Karşılaştığımız açık-örtük baskıları, yalanları, kirli oyunları, basının ahlâksızlığını, ilkesizliğini, kavga kışkırtıcılığını, (tabii Orwell’den aldığım) “Sathın Altındaki Türkiye : Bir ‘Yenikonuş’ ve ‘İkilidüşün’ Toplumu” terimleriyle ifade etmeye çalıştım.
Bitti. Kalktık. Kürsünün etrafındakilerle sohbet biraz daha sürdü. Salon tamamen boşaldı. Genç bir kadın geldi yanıma. Küçük teybini uzattı ve hızlı hızlı, Fırat Haber Ajansı adına röportaj yapmak istediğini söyleyip, cevabımı bile beklemeden sorusuna geçti : “Sayın Berktay, bu seçimler tarihî bir dönüm noktası. Sosyalist aydınlar ‘emek, demokrasi ve özgürlük’ blokuna destek veriyor. Kürtler ve Türkler birleşti. Çok önemli bir gelişme değil mi; siz ne diyorsunuz ?”
İşte, soru olmayan sorulardan biri daha, diye düşündüm kendi kendime; istediği cevabı kendi içinde barındıran, sormak yerine size illâ kendi doğrularını teyit ettirmeye çalışan bir sözde-soru. Dersini de pek çalışmamış; kim olduğumun, nerede durduğumun farkında değil. Nazikçe, hanımefendi, dedim, lütfen beni bağışlayın, bu röportajı yapmayalım, zira çok farklı düşünüyorum....
Gözleri hayretle açıldı; hiç beklemiyordu kuşkusuz; biraz önce devletin de, toplumun da ikiyüzlüğünü yerden yere vuran adamın, nasıl olup da mağdur ve mazlum Kürt halkına yüzde yüz destek vermeyebileceğini anlayamıyordu sanırım. Çok heyecanlı bir şekilde, yer yer Fransızca da karıştırarak, “mais pourquoi pas, pourquoi pas...” demeye başladı; “bu kadar kıymetli aydınlar çağrıda bulunmuş....”
Biliyorum, dedim, hemen hepsi sevdiğim, saydığım kişiler; ayrıca, en iyi arkadaşlarımdan bazıları da aralarında; ama bu noktada yanlış yaptıkları kanısındayım. Çünkü ben bir silâhlı mücadele örgütü olarak PKK’ya ve PKK’nın şiddetten vazgeçmemesine, şiddeti siyasetin içinde tutma konusundaki israrına karşıyım. Tahmin ettiğim refleks hemen geldi; “Peki ya devlet...” Yok, dedim, aynı şey değil; devlet ne yaparsa yapsın, barışçı bir muhalif siyasetten yanayım. Bir sonraki adım da beklediğim gibi çıktı : “Ama bütün o dağdaki gençler; onları dağa çıkmaya mecbur eden koşullar...” Hayır, dedim, bakın, ben böyle bir zorunluluğu kabul etmiyorum. Kürtlerin onyıllardır nasıl ezildiği, ne gibi haksızlıklara uğradığını biliyorum. Ama bunlarla savaş veya silâhlı mücadele arasına kestirmeden bir eşit işareti koyamıyor, bunları bir kaçınılmazlık ilişkisi içinde görmüyorum. En geniş anlamıyla Kürtlerin özgür olmasından yanayım, ama bu uğurda barışçı mücadele yöntemlerini destekleyebilirim. Şiddeti elden bırakmayan bir mücadeleden yana olamam.
Belki 10-15 dakika konuştuk, bu minval üzere. Bir yandan da salonun kapısına ve kalabalığa doğru yürüyoruz; illâ sürdürecek; böyle bir pozisyonun olabileceğine inanamıyor sanki; herhalde çok basit, çok ilkel bir bilgi ve düşünce hatâsı yapıyor olmalıyım; bunu bulsa, argümanımdaki zayıf halkayı bir yakalasa, taşı gediğine oturtacak ve ben de çaresiz hemen ikna olacağım. Mutlaklaştırılmış bir paradigma içinden dünyaya bakmak, tam bu demek. Son bir hamle yaptım; hanımefendi, dedim, benim tutumumun ardında bir düşünülmüşlük var; diyelim 15 yaşımdan beri, solda geçmiş bir ömrün tecrübeleri var. Sizin tutumunuzun da ardında başka şeyler var elbet. Ayaküstü lâf yarıştırarak birbirimizi ikna edemeyeceğimizi içimize sindirebilir miyiz acaba ?
Neyse, oldu; bu sözlerle vedalaştık ve ayrı yönlere gittik. “Kutsal bir dâvâ”nın dayanılmaz “haklı”lığına yaslananlarla diyalog çok zor, diye geçirdim içimden. Ne bileyim; o da bana Kürtlerin acılarına duyarsız, iflâh olmaz bir “beyaz Türk”lüğü yakıştırmış olabilir meselâ. Kederlendim. Ertesi gün, yani cuma akşamı, beni anlayacağını sandığım birkaç arkadaşıma içimi dökmeye çalıştım.
İkinci konuşma dediğim de bu. Biri dinledi, dinledi ve sonra “Seninle çok ters yerlerdeyiz; Kürtler ne yaparlarsa yapsınlar haklıdır” dedi. Hoppala. İşte o yüzden yazıyorum.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024