Halil BERKTAY
Saygıdeğer bazı eğitimciler, kaldırmaya ne gerek vardı; düzeltilir, öyle öğretilirdi diyormuş. Bu bir yalan. Zavallı bir kurtarma çabası. Böyle faşizan bir ders asla islâh kabul etmez(di). Faşizanlığı detayda değil; daha adında ve adına yansıyan temel konseptinde(ydi). Bizim herkese ortak, yekpare ve homojen, olağan parlamenter politikanın dışında, partilerüstü bir millî güvenlik siyasetimiz olmalı. Daha küçük yaştan itibaren herkese belletilmeli. Bütün gençlik aynı mentaliteyi paylaşmalı. Dünyaya, komşularımıza, kendi toplumumuza hep “iç ve dış düşmanlar” arayarak bakmalı. Sonuçta, otoriteye sarılmaya yatkın, güçlü bir kurtarıcıya biat etmeye hazır olmalı.
Hayır, lisede böyle bir derse yer yok. Genç kız ve delikanlıların bu tür bir fantazmagorya (dehşetengiz bir görüntüler resmigeçidi) ile zehirlenip “bir bebekten bir katil yaratan” o karanlığa yuvarlanmak istenmesine, ancak sıfır tolerans gösterilebilir. Güvenlik (Security) diye bir ders de ancak üniversitede, faraza uluslararası ilişkiler bölümlerinde –ve o zaman da Türkiye’ye özgü bir olay olarak değil evrensel ölçülerde, küresel bir metodoloji ve kavramlar bütünüyle okutulabilir.
Geçelim. Başbakanın açıklamasına göre, Millî Güvenlik dersinin (bazı ?) konuları, şimdi Vatandaşlık dersi içinde yedirilerek ve siviller tarafından okutulacakmış. Burada biraz durup düşünmek ihtiyacını duyuyorum.
Umarım bu, sadece olası milliyetçi tepkileri yatıştırmaya yönelik bir taktikten ibarettir. Zira ben o Millî Güvenlik kitaplarında, doğru dürüst bir Vatandaşlık dersine aktarılabilecek hiçbir şey göremiyorum. Yok, hazır böyle yeni bir ders açmışken devletin güvenlik örgütleri (TSK, polis, jandarma) hakkında da biraz özlü bilgi verelim, ya da “iyi vatandaş”ın “görev”leri ve zorunlu “bağlılık”larını da (devlete bağlılık, millete bağlılık vb) sıralayalım, ne zararı var, denirse, evet, çok zararlı olur. Zira bu sefer Vatandaşlık dersi ile olası bir Devlet Teşkilâtı dersi birbirine karışır; sonuçta, vatandaşlık dersi ve kavramı gene devletin gölgesinden çıkamaz; hak ve özgürlükler gene unutturulur; böylece bir kere daha okkanın altına giden, vatandaş ve vatandaşlık olur.
Böyle bile olsa, Millî Güvenlik derslerinin kaldırılması çok olumlu bir adımdır kuşkusuz. Sırf sembolik önemi yeter : Genelkurmayın anonim komisyonlarının hazırlayıp dayattığı, sorgulanamaz içeriği ve subay öğretmenleriyle Millî Güvenlik dersleri, orta öğretim içinde bir askerî işgal alanıydı (tıpkı, genel olarak askerî vesayetin, sivil siyaseti kısmen işgal etmesi gibi). Bu yok artık.
Ama tabii Vatandaşlık dersi gerçek bir vatandaşlık dersi olabilse, büsbütün fevkalâde olur. Lâkin bu konuda pek umutlu olamıyorum doğrusu. Bir kasıttan, ya da, AKP ile ordu artık bütünleşti gibi bir makro-takıntıdan ötürü değil, yerleşik bir kültürden ötürü umutlu olamıyorum. Tehlike, Millî Güvenlik dersinin aynen eski içeriğiyle, olduğu gibi Vatandaşlık dersi kılığına girmesi değildir. Asıl tehlike, Vatandaşlık dersinin derin bir fikirsizlik ve alışkanlık habitus’undan ötürü, başka türlüsü akla bile getirilmeksizin bir mevzuat dersine dönüştürülmesidir. Bizde bürokrasi, insan kılığına girmiş “mevzuat”tır. Herhangi bir toplumsal olayı sorsanız, fikir ve kavram olarak açıklamaya çalışacaklarına, kanun ve yönetmeliklerdeki tarifini aramaya başlarlar. Şimdi de öyle yapıp, vatandaşlığı devletin gözüyle, devletten aşağı inerek (kanunlara riayet, askerlik yapma, vergi ödeme, “millî” dâvâlarda “birlik ve beraberlik” içinde olma gibi) yükümlülükleri ve bunları düzenleyen kanun maddeleriyle tanımlar, bunları bir ezber listesi olarak ardı ardına sıralarsanız, eh, bu “en düşük direnç” çizgisini izlemek suretiyle ders kitabı kolayca dolar tabii, ama bu arada vatandaşın da modernite öncesi devletlerin tebasından, ya da özgür ve demokratik bir ülkenin vatandaşının Hitler veya Stalin tipi bir rejimin “vatandaş”ından hiçbir farkı kalmaz.
Bunun zıddında, özgür ve demokratik bir vatandaşlık ruhu dersi nasıl inşa edilebilir ? Soyut değil somut olursa, millî değil evrensel olursa, ezberci değil tartışmacı olursa işe yarar. Demokrasi de, iyi bir Türkiye ve dünya vatandaşlığı da, bazı kuralları kuru kuruya tekrarlamak yoluyla öğrenilmez, hissedilmez, içselleştirilmez. Çocukların ve gençlerin, o ilkeleri belirli durumlarda pratik anlam ve sonuçlarıyla sınayıp kavramaları ve kendi davranışlarına dönüştürebilmeleri gerekir. Bu doğrultuda dünya ve Türkiye tarihinden somut demokrasi ve anti-demokrasi örneklerini, o dönemin gerçek aktörlerinin yerine kendilerini koyarak inceleyip tartışmaları, kamusal alanda özgür farklılık tercihlerinin yararını ve meselâ “aykırı” düşünen sınıf arkadaşlarını ezmenin, susturmanın, yok etmenin kabul edilemezliğini deneyerek sindirmelerini sağlar.
Böyle bir dersin okuma metinleri neler olabilir ? Tesadüf, bu sorunun cevabını daha Taraf’ın ilk aylarında vermişim (“Voltaire ve Mill’den özgürlük dersleri”, 5 Temmuz 2008; bkz Özgürlük Dersleri[2010] içinde, 17-18). Özetle, iyi örnekler tolerans ve barış içinde bir arada yaşama fikrinin, evrenselci hümanizmin, liberal-demokratik düşüncenin Voltaire, Mill, Thoreau, Lincoln veya Tevfik Fikret gibi büyük isimleri olabilir. Kötü örnekler ise dogmatizm ve fanatizmin, otoritarizmin, insansız bir devlet fetişizminin savunucularından; Treitschke’den, Stalin ve Zhdanov’dan, Mein Kampf’dan, İttihatçılardan, Ömer Seyfeddin’den, Recep Peker’den, Nihal Atsız’dan, Mahmut Esat’tan seçilebilir. Yakın tarihimize ayna tutar.
Kollektif konformizm isterileri üzerinde düşünmek için, Arthur Miller’in McCarthycilik alegorisi Cadı Kazanı’nı izlemeleri de iyi bir başlangıç olur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024