Halil BERKTAY
Aşikâr ki derin devletle, iç devletle, askerî vesayet rejimiyle, her neyse, mücadele henüz bitmemiş. 2007’ye kadarki, darbe tehlikesini yaşatan, “diktatörlüğün manevî evreni” diye tarif edebileceğimiz ortamın kısmen de olsa geri gelmesi ihtimali ortadan kalkmamış. Sivil, normal bir demokrasi yerleşmemiş. Ergenekon propagandası yaygın olarak sürüyor. Özellikle Kürt sorununda, AKP’nin ve hükümetin elini kolunu bağlamak isteyen bazı güç ve odaklar, olmayacak işlere kalkışabiliyor.
Son haftalarda AKP önderliği berbat işler yaptı. Uludere’de şaşkına döndü, basireti bağlandı. Denktaş’ı Denktaşlaşarak uğurladı. Paul Auster’ı aşağılamaya kalktı. “Dindar gençlik” istedi; “tinerci mi olsunlar”a çevirdi. Ahmet Altan’a, Perihan Mağden’e açtığı dâvâlarla tahammülsüzlük gösterilerini artırdı. “Kürtçe medeniyet dili değil” gibi, geçmişteki “kart kurt” zırvalıklarını çağrıştıracak derecede bilgisiz bir ayrımcılık tekrar gündeme geldi.
Kime, neye yaradı ? Nelere eklemlendi ? Kısa zamanda, KCK operasyonlarına tepkilerle birleşen yakıştırma ve yapıştırmalar şöyle bir hava doğurdu : Uludere katliamı da, aslî kastı itibariyle (ne olursa olsun Kürt öldürmek isteyen ?) hükümetin sorumluluğudur; Hrant Dink dâvâsındaki karar da aslen AKP’nin sorumluluğudur (ve dolayısıyla bu cinayetin de bir tarafında hükümet vardır): bütün gazeteci tutuklamaları veya (en başta Mehmet Altan) işten çıkarmaları gene AKP ve hükümetten kaynaklanıyor. Özetle, bir AKP diktatörlüğü kurulmuş ve özgürlük yokedilmiş. Dolayısıyla şimdi, demokrasi mücadelesinin yönünü buna göre değiştirip, bu “otoriterleşme”ye karşı hep birlikte mücadele etmek gerekiyormuş.
İstenen, son on yılın saflaşmasının dağılıp yerini yeni bir mevzilenmeye bırakması. 2002 seçimlerinden; 2002-2004 arasının reform atılımlarından; 2007 yılının, cumhurbaşkanlığı seçimini ve sonra genel seçimleri sabote edip sandıktan vesayetçi bir CHP-MHP koalisyonu çıkarmaya yönelik çeşitli provokasyonlarından (ve Hrant’ın bu bağlamda öldürülmesinden): buna karşı, gene aynı yıl başlayan Ergenekon tutuklamalarından süzülerek gelen bir temel demokrasi mücadelesi ve buna denk düşen bir tür birleşik cephe var. Türkiye tarihinde, esas olarak orduyu ve resmî ideolojiyi hedef alan böyle, başarılı bir ittifaklar manzumesi galiba ilk ve tek oluyor. (Bunun olmazsa olmazı Taraf; bugün bunu herkes görüyor. En berrak ifadesi de gene Taraf’ın yayın çizgisi. Neden ? Çünkü hep o demokrasi ölçütü açısından, yerine göre AKP’yi de çok sert eleştirebiliyor. Ama bu hiçbir zaman seçimle gelmiş, halkın çoğunun desteğine sahip, sivil ve normal bir hükümetin “baş düşman” ilân edilmesi ve “devrilmesi, alaşağı edilmesi”ne dönüşmüyor.)
Şimdi değiştirilmeye çalışılan, işte bu stratejik durum ve konum. On yıldır demokrasi mücadelesinin ana mecrasının dışında, bazen açıkça karşısında yer alan, habire didikleyip zayıflatma ve saptırmaya çalışan birileri, (a) Kürtler, (b) Hrant kararı ve (c) basın özgürlüğü üzerinden, bazı (sol) kesimleri o demokrasi mücadelesinden koparıp yanına çekmeye ve “artık” AKP’yi hedef alacak yeni bir blok inşa etmeye çabalıyor. İşin bir de dış boyutu var. 2000’lerin ilk yarısında darbeciliğin büyük bir zaafı, uluslararası destekten yoksunluğuydu. Guardian ve Washington Post’ta yazanlar, demagojik “korku imparatorluğu” kurgularıyla işte bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Etyen Mahçupyan ve Alper Görmüş tarafından teşhir edildiklerinde ise, imdatlarına Hürriyet’in hırçın çığırtkanları ile zamansız tatile çıkmak zorunda kalmış Dev Genç yumruğu hayranı Oda TV’ciler yetişiyor.
Velhasıl bütün taşlar yerli yerinde. Ne ki, son gelişmeler pek uymuyor bu senaryoya. Uludere’de tuzağa düşürülmüş olabileceklerini AKP’liler de anlamaya başladı. Doğrudan doğruya MİT içinde, gerek Öcalan, gerekse Kandil ile görüşmelerin bedelini gene MİT’e ve dolayısıyla hükümete ödetmeye niyetli, “iflâh olmaz” (die-hardist) bir odağın varlığı netlik kazandı. Dahası, KCK tutuklamalarını yürüten polisin en azından bir kesimi ile yargının en azından bir kesimi de, galiba dışarıdan AKP hükümetiyle özdeş gözüktüğü halde tam öyle değil gibi. Onların da hiç olmazsa kısmen kendi gündemlerini oluşturup görece özerk davranıyor olabilecekleri ihtimali beliriyor.
Bakalım ne olacak; gerçekten AKP’ye ait olan ve olmayan günahlar nasıl ayrışacak ? Benim bu noktada dört şey dikkatimi çekiyor. Birincisi, bu yeni blok denemesi, “ilericilik” icazetini “Kürtleri” kayıtsız şartsız destekler görünmeye, karşılığında da Kürt hareketinin desteğini almaya borçlu. İkincisi, belirli bir tür “sol”culuk, faraza Uludere’de “işin içinde bir iş varmış” dendiğinde kıyameti koparıyor : Hayır, yüzde yüz AKP’nin işidir ! Üç, BDP’den iki farklı ses çıktı MİT-Savcılık trafiği karşısında. Aysel Tuğluk “AKP’yi bitirmeye yönelik bir proje” dedi ve gene AKP’yi uyardı. Selahattin Demirtaş ise inatla her şeyi yekpare AKP’nin işi gibi gösterdi ve hattâ hükümeti, MİT’in PKK ile görüşmesini sorgulamaya kalkan savcıyı görevden almakla suçladı.
Dört. Orhan Miroğlu da “Ergenekon neyi başardı” özetinde, “BDP-PKK hattının... AKP’ye karşı verilen iktidar mücadelesinin bir parçası, doğal bir müttefiki” haline geldiğini vurguluyor (6 Şubat).
Umarım, “asimetri” gerekçesiyle “haklı şiddet”e prim vermekten kopamayan ama kopamadığı tesbitine de kızan; “Kürtleri” yalnız bırakmayarak “soğukkanlı”laştırma fikrindeki Nabi Yağcı da bunları okuyor ve üzerinde düşünüyordur.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024