Hasan CEMAL
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte CHP artık ‘geçmiş’te yaşamak istemediğine dair işaretler vermeye devam ediyor.
Baştan beri öyle.
Kürt sorununda, asker-siyaset ilişkisinde, laiklik anlayışında, başörtüsü konusunda veya Avrupa Birliği’yle, Sosyalist Enternasyonal’le ilgili olarak ‘Baykal çizgisi’nden kopabileceğinin sinyalleri yanıp sönüyor.
Yine, özellikle Baykal’lı yıllarda pek fazla tanık olunmayan somut proje üretimi de yaşanıyor CHP’de.
İşsizlik ve yoksulluk konusuna el atılıyor. Aile Sigortası adını taşıyan önemli proje bunlardan biri...
Öte yandan, askerlik hizmetinin niteliği ve süresinin kısaltılmasıyla ilgili seçim vaadi de yine olumlu bir gelişmenin altını çiziyor.
Bunların tümü, CHP’de iyiye doğru bir değişim niyetinin ipuçları...
Ve bunları ilk kez belirtmiyorum.
CHP’de değişim konusunda bir başka önemli gelişme, milletvekili aday listeleriyle yaşanmış durumda.
Ama bu konu iki boyutlu.
Ya da birbiriyle çelişiyor.
Bir başka deyişle:
Bir yanda ‘eski’nin tasfiyesi, diğer yanda ‘eski’nin bazı yeni isimlerle yaşatılması...
Evet, Baykal’cı isimlerin milletvekili aday listelerinden tasfiye edilmeleri, ‘yeni CHP’ adına olumlu bir adımdır.
Ama bir de olumsuz olan var, bu ‘yeni’ olanın inandırıcılığını törpüleyen...
Ergenekon meselesi!
Ergenekon sanıkları Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Sinan Aygün CHP’den milletvekili adayı gösterildiler.
Sözü uzatmak istemiyorum.
Bu adayların siyasal kimlikleri ne sosyal demokrasiyle, ne de demokratlıkla bağdaşıyor.
Benim düşüncem bu.
Bazı Ergenekon sanıklarının cezaya dönüşmüş olan tutukluluk sürelerini hukuk adına ben de bir çok kez eleştirdim.
Ancak, bu kişiler Ergenekon sanığı olmadan da CHP’den aday yapılsalardı, bu eleştirimin yine geçerliği olurdu.
Bu eleştirim CHP’ye yöneliktir.
CHP hem demokrasi diyecek, hem sosyal demokrasi diyecek, hem de bu Ergenekon sanıklarına milletvekili listelerinde yer verecek.
İkisi bir arada olmaz.
Ergenekon sanıklarıyla, Ergenekon avukatlığına soyunanlarla, Süheyl Batum’larla, hele Sinan Aygün’lerle, Yar-Sav’cılarla bu denli içiçelik, Kılıçdaroğlu CHP’sinin demokrasiye ilişkin inandırıcılığına ya da değişim iddiasına darbedir.
Yakın geçmişte Baykal’cıların demokrasi konusundaki günahları saymakla bitmez.
Tam bir hukuk skandalı olan 367’ye sahip çıkan onlardı. 27 Nisan Muhtırası’na selam çakan da onlardı.
Kürt sorununu dışlayan da onlardı.
Ermeni meselesinde kılını kıpırdatmayanlar da, bir üniversite çatısı altındaki ilk ‘Ermeni Konferansı’nı düzenleyenleri ‘vatan haini’ ilan edebilenler de onlardı.
Demokrasinin tepesinde Damokles’in Kılıcı gibi sallanan ‘askeri vesayet sistemi’yle saf tutanlar da onlardı.
Avrupa Birliği’ne sırtını dönen, Sosyalist Enternasyonal’le birlikte sosyal demokratlığı neredeyse parti gündeminden düşüren de onlardı.
Otoriter ya da katı laiklik anlayışıyla dini duyarlıklara, başörtüsü meselesine kapıyı kapatan da onlardı.
Üniversitede başörtüsü yasağını 411 milletvekilinin oyuyla kaldıran TBMM kararını Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettirenler de onlardı.
‘Ergenekon avukatlığı’na soyunanlar da onlardan başkası değildi.
Bütün bunları yaptılar ama CHP’yi seçim sandığında yine hüsrana uğrattılar.
Onun için iyi oldu, bu Baykal’cı takımın tırpanlanması...
İyi güzel de, diğerleri n’olacak?
Bir Balbay’ın, bir Haberal’ın, bir Batum’un, bir Aygün’ün ya da eski Yar-Sav Başkanı Emine Ü. Tarhan’ın, söyler misiniz, bu Baykal’cılardan ne farkları var?
Sayın Kılıçdaroğlu;
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?..
Bu arada, yine bir Ergenekon sanığı Tuncay Özkan’ın ne kabahati, ne eksiği vardı ki, onu niçin liste dışı bıraktınız?..
Ve bir soru:
Merak ediyorum, bütün takımı tırpan yiyen Deniz Baykal acaba bu tasfiyeyi içine sindirip de milletvekilliği adaylığına devam diyebilecek mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Bu ülke Atatürkü senin bildiğin gibi zannedenler sayesinde bu günleri yaşıyor.Ne bitmez tükenmez kinin varmış.Senin gibi düşünenlere de yobaz denir.Nedir derdin Atatürkle ,açıkla da herkes rahatlasın.Ya da düş yakasından adamın.Sıktın artık.
hayri irdal
Ahmet hocam seni küçükken Atatürk büstüyle mi dövdüler Atatürk ile ilgili kötü bir hatıran mı var nedir bu saplantı? Düzenli aralıklarla ilgili ilgisiz her konuyu (bakınız "cumhuriyet ve kerpiç evler") Atatürk ve cumhuriyete bağlayan saçma sapan yazılar yazman için nasıl bir motivasyonun var cidden anlamıyorum. İki üç gün başbakana çak, bir gün PKKya çat, sonra dön Atatürk.. Adam öleli 70 sene, referandumla beraber bütün izleri silineli 2 sene oldu sen hala Atatürkdesin.
Yeni nesil
Yeni nesil kimlerin eseri olacaktır?Belli. İman ve ahlaktan uzak, sadece izin verilen teknolojiye matuf bir nesil. Bu nesil yeni rejim neslidir. Darbeler sonunda ortaya çıkmış, rejimin korkuluklarından iyice ötelenmiş ve izin verildiği kadar dine sarılan bir nesildir bu artık. Rejim ve devrimler sonunda tekrarlayan bir kaç darbe daha, artık cumhuriyet çocuklarının çocuklarını da iyice ötelemiş ve resmen artık ateizm balkon demirlerinde gezen bir 3-4. kuşak nesil ortaya çıkmıştır.
Darbe mi lazım?
Evet lazım.Halka sorulduğunda darbeyi mi önleyelim,yoksulluğu mu dendiğinde cevap açıktır.Kalite resetlenmiştir artık son 100 sene sonunda.Halkta kitlesel değişim ihtimali ancak ve ancak metazori ile hayat bulacaktır,zira:halk bundan başka birşeyden çekinmemekte, dinine gelecek darbelerden rahatsız olmamaktadır.Bu hissiyat eksikliğini 100 sene içinde devrim ve darbeler korku cumhuriyeti zemininde gerçekleştirmiştir. Ve yepyeni bir postdarbe cumhuriyet nesli ortaya çıkmıştır.
Yorumlar fecaat, yazık
Yazıda şöyle cümleler var:"Atatürk bu ülkeyi bir diktatör olarak yönetti.Yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz” diyebilecek bir iktidara sahipti.Bir gecede cumhuriyete geçtik.Bir gecede kurulan cumhuriyet de bir türlü büyüyüp güçlenip “demokrat” bir olgunluğa sahip olamadı." Bunlar doğrudur kanımca. Ancak iyi okumak lazım. Buradan çıkan tek güncel sonuç bence şudur:halkın anladığı tek şey darbedir!ne yazık ki bu böyle. Değişim ancak kontr-darbe ile gerçekleşecektir.
Kürşad
Başarı topluma aittir. Başarısızlık yöneticiye. Etik kural bu... 100 yıldan fazladır hala emekleyen bir ülke olmamıza rağmen bir sürü "Herkül" icat etmiş olmamız manidar. Sahi1945 sonrası Japonya ve Almanyanın Atası ve Kasımpaşalısının ismini bilen var mı? Yazara katılmamak elde değil. Bilhassa Atatürk ve dikta karşıtı muhafazakarların "Bakanıma talimat verdim" cümlesinde sırıtan acı gerçeği; "biz" demekten kaçınan, kendini her şeye sahip sanan hırslı "beni" görmesi lazım.
asd
yuru be ahmet
Ad Soyad Giriniz...
Bu ülkedeki toprak ağalarını, devletin tam içindeki sömürgecileri, diğer ülkelere boyun eğen patronları göz ardı etmeye devam edin siz. Hala aynı ölmüş adamın, bizleri diktatörlükten, padişahlıktan, kapının ardındaki felaketten kıl payı kurtaran adamın yakasına yapışın. Hala ona laf edin de edin! Şimdi moda bu ya, sakın mezarındaki adamı rahat bırakmayın! Öğretmenliğe kutsal deyin, sonra öğretmenliği yermeye çalışın. Biz yemeyiz bunları Ahmet Altan! Sizin taptıklarınıza laf etsek suçlu oluruz!
Ad Soyad Giriniz...
Şimdi bu yazıda, bu ülkenin Türkiyenin iyiliğini düşünürmüş gibi yapmanız sizin zavallılığınız olmasın Altan. Pkk terörünün propagandasından sonra kurucu ilkelere saldırmanız hal-i pürmelalinize ve ciddi bir yazar olduğunuz algısına sahip olan hamakatınıza uygun düşerken, bu algıyı okuyucunuza aksettirmek için yer yer apoya yaptığınız utangaç dokundurmalardan gözden kaçmıyor. Millet sandığın gibi değil, necip milletimizi aşağılamaktan vazgeç, Atatürk bu konuda senden fersah fersah ilerideydi.