Hasan CEMAL
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın halleri öyle ki, bu memleket bundan böyle artık iyiye değil, ancak daha kötüye gider.
Bir kez daha düşünün.
Başbakan’dan tokat...
Müşavir beyden tekme...
Korumalardan da dayak...
Videoları tekrar tekrar izliyorum.
Fotoğraflara bir daha, bir daha bakıyorum.
Sonra bazı yorumları okuyorum.
Açıklamaları dinliyorum.
Akıl alır gibi değil.
Ya da inanılır gibi değil.
Her şey insanın zekasıyla alay eder gibi...
Yinelemek istiyorum.
Başbakan’dan tokat...
Başbakan Müşaviri’nden tekme...
Başbakan korumalarından dayak...
Ama pek öyle ses seda çıktığı yok...
Oysa, kıyamet kopması lazım.
Kopmuyor.
Türkiye’nin pusulası Başbakan’sa
Başbakan’ın Soma’da protestolar eşliğinde, yuh ve istifa sesleri arasında bir markete girişini dikkatle izliyorum.
Yay gibi gerilmiş bir halde...
Yüz hatları tüm öfkesini ele veriyor.
Sonra bir itiş kakış, tekme tokat...
O arbede içinde Başbakan’ın görüntüleri...
Başbakan’ın eliyle ensesinden çekiştirdiği, sonra çığlıklar arasında korumalardan dayak yiyen mavi tişörtlü, gençten biri...
Bunların hiçbiri normal değil.
Yineliyorum:
Başbakan’ın halleri öyle ki, bu memleket ancak daha kötüye gider.
Aklı başında insanların ortak temennisi
Elbette acımız büyük.
Soma katliamı hiç kuşkusuz insan olan, vicdanı olan herkesin içini kanatmaya devam ediyor.
Bu korkunç facianın tüm sorumlularının bir an önce yakasına yapışıp onlardan elbette hesap sormak zorundayız.
Ve bir daha böylesine ‘katliam’ların yaşanmaması için uygar ülkelerde ne yapılmışsa, ne yapılıyorsa, Türkiye’de de artık hiç vakit geçirmeden yapılmalıdır.
Bunlar da her aklı başında insanın ortak temennileri, talepleridir.
Bu noktayı tekrar tekrar vurgulamaktan, takip etmekten başka çaremiz yok.
Ama ben bugün “Başbakan’ın halleri”ne projektör tutarak yazıma başladım.
Elinde pala, dilinde yıldırımlar
Çünkü, Sayın Başbakan’ın halleri normal değil.
Normal olmaktan uzak.
Yeni de değil bu halleri.
Özellikle bir yıl önce, Gezi’de başladı.
17 Aralık sonrası yoğunlaştı.
Tayyip Erdoğan’ı ben bir ara Zaloğlu Rüstem’e benzetmiştim. Elinde palası, Allah Allah diyerek yedi düvele meydan okuyan bir Osmanlı cengaveri gibiydi çünkü.
Yurt içinde, yurt dışında kendisinden farklı ses çıkaran, kendisini eleştiren kim varsa, onların başına yıldırımlar yağdırıyordu.
Bu halleri değişmiş değil.
Daha kötüye gidiyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı gayrimilli ilan eden de o...
Almanya Cumhurbaşkanı’na “Sen o aklı kendine sakla. Kendisini hala rahip sanıyor” diyebilen de o...
Türkiye Barolar Birliği Başkanı’na, bir törende ayağa fırlayıp,edepsiz diyen de o...
Ya da Beyaz Saray’da Amerikan Başkanı’na parmak sallayan da ondan başkası değil.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük katliamlarından birini yaşayanRoboski’ye bir kerecik olsun gitmeyen, acılı ailelerden bir özrü bile esirgeyen, soruşturmanın üstünü örten de o.
İnlerine gireceğim, cadı avı başlatacağım diyen de Erdoğan’dan başkası değil.
Tekme tokattan sonrası ne?
Şimdi, anlaşılan o ki, sıra tekme tokata gelmiş durumda.
Kerem Altan T24’teki yazısında haklı olarak soruyordu.
Başbakan’ın artık yumruklarını da konuşturduğu gerçeğini dehşet içinde kabullenmek zorunda kaldım.
O halde soruyorum…
Sırada ne var?
Bir başbakanın insanları yumruklaması neyin habercisi?
Strateji değil, ipler kopmuş!
Evet, neyin habercisi?..
Bu soru beni tedirgin ediyor.
Hep söylüyoruz.
Tayyip Erdoğan bu memleketi fena halde uçlara itti, kutuplaştırdı, cepheleştirdi diyoruz.
Erdoğan’ın bu toplumsal ve siyasal çılgınlığı devamlılık kazanmış durumda.
Ben artık bu hallerinin bilinçli bir siyasal stratejinin ürünü olduğunu da düşünmüyorum.
İpler galiba kopmuş durumda!
Erdoğan her geçen gün Türkiye’yi büyük bir maceranın, dipsiz bir cehennem çukurunun içine çekmeye devam ediyor.
Erdoğan’ın bu hallerini savunmaya, halk ihtilali gibi birtakım zırvalarla onun bu hallerine kılıf uydurmaya çalışanlara Allah kolaylık versin.
Acının şehrinde
Türkiye tarihinin en büyük acılarından birini yaşıyor.
Bütün memleket yasta.
Ve o memleketin Başbakan’ı acının vurduğu şehre, acılar içindeki şehre geliyor.
Önce 19. yüzyıldan örnekler...
Kaza ve literatür söylemi derken...
Tekme tokat sille...
Gerçekten akıl alır gibi değil.
Lafı daha fazla uzatmak istemiyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
lucy
sayinumit kivanc sonderece duyarli biryazi ve tamda gununde ellerinize vicdaniniza kaleminize saglik guzel insan herdaim mutlu ol siz ve sizin gibi dusunenler yasadikca bu ulke herzaman aydinlik kalacaktir saygilar