Hasan CEMAL
ABD Başkanı Obama tarafından Ankara’ya büyükelçi olarak atanmak istenen John Bass Amerikan Senatosu’nda sıkıştırılıyor.
Cumhuriyetçi Parti’nin eski başkan adaylarından Senatör John McCain’in ilk sorusu şöyle:
“Erdoğan’ın Anayasa’yı değiştirme niyetinden ve otoriterliğe doğru kayan davranışlarından kaygılı mısınız?”
Büyükelçi adayı bu soruyu önce diplomatik bir dille geçiştiriyor.
Ama Senatör yılmıyor, bastırıyor.
Erdoğan’ın adımlarının otoriterlik yolunda demokrasiye dönük tehdit olup olmadığını soruyor. Büyükelçi adayı mırın kırın ediyor. Senatör son bir defa, “Erdoğan, otoriterleşmeye doğru bir sürüklenme içinde mi?” diye bastırınca, Başkan Obama’nın büyükelçi adayı pes ediyor:
“Evet, otoriterleşme yönünde bir sürüklenmedir!”
Özellikle Washington’dan Ankara’ya büyükelçilik beklentisi içinde olan bir diplomatın, daha işin başında, böyle bir tespit yapmasına diplomaside ender rastlanır.
Ama bu tespit doğru bir tespittir.
Ayrıca sürpriz değildir.
Batı, Erdoğan’ın üstüne çarpı işaretini koydu
Tayyip Erdoğan’ın demokratik hukuk devletinden uzaklaşarak otoriterleştiği, Amerika’dan Avrupa’ya neredeyse tüm başkentlerde uzunca zamandır paylaşılıyor.
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü deyince, Batı çoktan beri Erdoğan’ın üstüne çarpı işaretini koymuş durumda.
‘Batı alemi’nde gitgide yaygınlaşmakta olan kanı şu cümlede özetlenebilir:
Erdoğan yüzünü Doğu’ya çeviriyor!
Evet öyle.
Erdoğan Batı’dan hoşlanmıyor.
Batı’nın hayat tarzı ona göre değil.
Batı’nın çoğulculuğu ona göre değil.
Batı’nın demokrasi anlayışı ona göre değil.
Batı, Erdoğan’a itici geliyor.
Ergenekoncular ve Kızıl Elmacılar gibi…
Erdoğan buna karşılık Doğu’nun, ‘İslam alemi’nin otoriter liderleriile, Körfez şeyhleri ve krallarıyla kendini daha rahat hissediyor.
Onlarla kurabildiği ‘diyalog’u, Batı’daki liderlerle kuramıyor.
Batı değerleri Tayyip Erdoğan’a ters geldiği için öyle.
Elbette bu yeni değil.
Kökleri eskiye gidiyor.
Hem kendi muhafazakâr dünya görüşüne, hem de İslamcı geleneğine ve birkaç yıldır gömleğini yeniden sırtına giymeye başladığı Milli Görüş’e uzanıyor.
Şu da var:
Erdoğan, demokratik değerleri dışlamaya başladığından beri Batı dünyasında kendisine karşı fena halde yükselen ‘itiraz dalgası’yla birlikte, her geçen gün Doğu’nun çekim alanına girmeye başladı.
Bu artık Erdoğan için daha bilinçli bir tercih haline geldi.
Bir zamanların Ergenekoncuları, Kızıl Elmacıları gibi Tayyip Erdoğan da Rusya’ya, Çin’e, Orta Asya’ya yöneldi.
Ethem Sancak’ın Batı eleştirisi
Bunun örneklerinden biri geçen gün Akit gazetesinde vardı.
Yıllardan beri Tayyip Erdoğan’ın en yakın çevresinde yer alan ve yine yıllardan beri Erdoğan’ın Başkan olmasını hararetle savunan, Erdoğan’a adeta tapan işadamı Ethem Sancak, yayın çizgisinden dolayı Akit’e teşekkür ederken, “Asya’nın ayağa kalkma sürecine Türkiye’nin önderlik edeceği”ni söylüyor.
Batı’yı eleştirirken de diyor ki:
“Türkiye, Ak Parti iktidara geldiğinden bu yana modern çağda Müslüman bir ülkenin nasıl olması gerekiyorsa, öyle olmaya çalışıyor.
Bu çabadan dolayı, özellikle de kendimiz olmaktan utanarak, aynısı olmak istediğimiz Batı sistemi ve Batı sisteminin tepesindeki güçler rahatsız oluyor.
Kendi ayakları üzerinde duran, kendisi olmaya çalışan bir Türkiye’nin, özellikle gelecek yıllarda Batı sisteminin girdiği sıkıntıyı artıracağını, Asya’nın ayağa kalkma sürecine önderlik edeceğini hissediyor. Bu durum onları çok rahatsız ediyor.
Milli güçler teyakkuz içinde olmalılar.
Ama gelecek bizden yanadır.
Süreç bizden yana akıyor.
Çünkü Cenab-ı Hak bu konuda herhalde 300 yıl önce bize verdiği cezayı kaldırdı.
Artık yüzümüze bakıyor ve yüzümüze gülüyor.”
Ethem Sancak şöyle noktalamış:
“Gidiş bizden yana, gidiş Asya’dan yana!”
Başkan Baba aldanıyor!
Erdoğan’ın 12 yıldır en yakınında yer alan işadamı Ethem Sancak’ın bu sözleri herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermiyor.
Erdoğan’ın da Ethem Sancak’ın bu görüşlerini paylaştığı konusunda da herhangi bir kuşkum yok.
Erdoğan, sırtını Batı’ya ve demokrasiye dönerken, Doğu’ya meylediyor.
Erdoğan, Başkan Baba olarak, Türkiye’nin geleceğini Batı’da değil Doğu’da görüyor.
Erdoğan, Başkan Baba olarak koca Türkiye’yi burnundan tutarak kendi istediği sulara sürükleyebileceğini sanıyor.
Ama aldanıyor!
Yazarlar
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024