Hasan CEMAL
Paris’te dün yaşanan insanlık dışı saldırıyı öğrenince hemen şu tweet’i attım:
“Paris’teki saldırıyı lanetliyorum!”
Ama demeden lanetlemekten başka ne yapabilirdim ki?
İnsanlığa sığmayan...
Hoşgörü fikrini yerle bir eden...
İfade özgürlüğünü hiçe sayan...
Demokrasiden nefret eden...
Böyle bir barbarlığı, ama gibi sözcüklere hiç sığınmadan şiddetle lanetlemek, her şeyden önce insan olmanın bir gereğiydi çünkü.
Evet, başka ne yapabilirdim ki?..
İçim acıdı, yaşananların bir bölümünü televizyon ekranlarında seyrederken...
İçim acıdı, hatta tedirgin oldum, “Saldırıyı lanetliyorum!” tweet’imin sosyal medyada yol açtığı bazı tepkileri okudukça...
Ne yazık.
İfade özgürlüğünü terörle
boğmaya kalktın mı olmaz
Karikatürleri beğenmeyebilirsiniz.
Nefret hissedebilirsiniz.
İnancınıza dönük eleştiri ya da iğnelemeler canınızı sıkabilir.
İçinizde tepki dalgalanmaları kabarabilir.
Hepsi olabilir.
Ama elinize silahı alıp karikatürcüleri öldürmeye hiçbir şekilde hakkınız yok.
Bu barbarlıktır.
Bu yalnız insanlığa değil, dine de saldırıdır.
Beğenmiyorsan, o dergiyi satın almazsın.
Protesto bildirileri dağıtırsın.
Gösteri düzenlersin.
Ortalığı ayağa kaldırırsın.
Karşı yayın çıkarıp kendi inancını savunursun.
Ama eline silah aldın mı olmaz.
Fikre şiddetle karşılık verdin mi olmaz.
İfade özgürlüğünü terörle boğmaya kalktın mı olmaz.
Özgürlük meşalesi sönmez
Düşünceye düşünceyle cevap vereceksin.
Demokrasiler böyledir.
Gerçek demokrasilerde her şey sorgulanır.
Tabulara yer yoktur.
Demokratik toplumlarda inanmayan insanlar da vardır.
İnanmak zorunda değillerdir.
Kutsalları yoktur.
Tabuları yoktur.
Ve onların da neden inanmadıklarını, neden böyle düşündüklerini anlatma hakları vardır.
Demokrasiler böyle işler.
Elbette hakaret etmeden, hiç kuşkusuz aşağılamadan, din ve inançlarla ilgili en kutsal olanları da eleştiri süzgecinden geçirebilir, sorgulayabilir ve bunları mizah konusu yapabilirler.
Gerçek demokrasilerde bütün bu özgürlükler, hukuk devletinin güvencesi altındadır.
İnsanlık dışı saldırıda hayatını kaybeden Fransız karikatürcülerin, yalnız İslamiyet’le değil, Hıristiyanlık’la da, Yahudilik’le de, bütün dinlerin peygamberleriyle de, Papa’yla da mizah çerçevesinde iğneleyici, eleştirel yayın yaptıkları da biliniyor.
Paris’te elde silah Charlie Hebdo dergisine girip 12 kişinin canını alanlar şunu iyi bilsin:
Özgürlük meşalesi sönmez!
Barbarlık, özgürlüğü boğamaz!
Bu bakımdan Fransa tarihi zengin ve öğreticidir.
Tuzaklara düşmeyelim
Meselenin diğer yanına gelince...
Farklı din ve inançtan olanları kan ve ateş çukuruna yuvarlamak isteyenlerin oyununa gelmekten özenle kaçınmak zorunda dünyamız.
Son derece soğukkanlı olmalıyız.
Hem Batı’da hem Doğu’da öyle...
Hem Avrupa’da hem Amerika’da öyle...
Hem Fransa’da, hem İngiltere ve Almanya’da, hem de Türkiye’de öyle...
Hıristiyan diye, Yahudi diye, Müslüman diye, insanları ve toplumları birbirine düşman edici, birbiriyle çatıştırıcı tuzaklara düşmeyelim.
Dinler arası diyalog, dinler arası hoşgörü fikrine ve bu yönde kurumsal çalışmalara her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var dünyanın, insanlığın.
Ve Ortadoğu’da, Irak’ta, Suriye’de barış ve istikrar her zamankinden acil hale gelmiş durumda.

Demokrasinin ipine daha çok sarılmak gerek Durup düşünmek zorundayız.
Özellikle Türkiye’de...
Şunun altını kalın olarak çiziyorum.
Türkiye’de barış, hoşgörü ve demokrasinin ipine her zamankinden daha çok sarılmak gerekir.
Bu açıdan maalesef iyimser değilim.
Çünkü, Erdoğan iktidarının yol açtığı toplumsal ve siyasal kutuplaşma Türkiye’yi her zamankinden daha çok kırılgan hale getirmiş durumda.
Kısacası:
Son derece kritik zamanlardan geçiyoruz.
Hiç aklınızdan çıkarmayın.
Dün Paris’teki barbarlığı gerçekleştirenler, yarın İstanbul’da vurabilirler.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024