Hasan CEMAL
Futbolumuzu ‘güzel oyun’a layık hale getirmek istiyorsak, günü kurtarmaya çalışmak yerine, boğayı boynuzlarından tutacak cesareti göstermek zorundayız. Bu konuda en büyük sorumluluk ise Futbol Federasyonu’na düşüyor.
Futbolumuzun halleri fena halde can sıkıcı. İyi ki futbol var diyenlerin ya da futbolseverlerin her geçen gün keyfi kaçıyor.
Ne yazık.
Benim futbol keyfim de öyle, neredeyse kaçmış durumda. Galiba bu yıl Aslantepe’ye ayaklarım geri geri gideceğim. Maalesef böyle bir hissiyat içindeyim.
Yaşanan krize bakıyorum.
Baştan beri kötü yönetiliyor.
Futbolumuzun her tarafında seviye çıtası çok düşük. İşin gerçeğine el atmaktan çok ‘tribünler’e oynanıyor.
Bu da futbol keyfini öldürüyor.
Futbolumuzu daha aşağı çekiyor.
Bizim futbol temiz değildi.
Kirli olduğunu bilmeyen yoktu.
Temizlenmek zorundayız.
Bu kadar basit.
Eğer meşin topa gerçekten gönül vermişsek, yeşil sahaları seviyorsak başka çaremiz yok.
Bir süredir böyle bir temizlik sürecine girildiği de söylenebilir.
Şimdi bu süreci Fenerbahçe’ye karşı komplo diye nitelemek, Türklüğe karşı komplo senaryoları yazmak, açılacak ‘kurtuluş savaşları’ndan dem vurmak vesaire pek öyle ciddiye alınacak tavırlar gibi durmuyor.
Fenerbahçelilerin acısını anlıyorum. Yaşadıkları hayal kırıklıklarını, içlerinde uyanan tepkileri elbette anlayışla karşılıyorum.
Kulüplerini savunmaları da, kulüplerine sahip çıkmaları da gayet doğal, hakları...
Ama kendi kulübünü savunmakla, o kulübün ‘şike’den ya da bir ‘şike iddiası’ndan temizlenmesi birbiriyle çelişmiyor ki...
Bu noktayı düşünmek lazım.
Bu kulüp Fenerbahçe de olabilir, Galatasaray da...
Fark etmez.
Çare, savaş tam tamları çalmak değil.
Tam tersine, oturup her şeyi kuralları içinde, hukukun içinde ve de hiç kuşkusuz soğukkanlı biçimde düşünmektir.
Futbol Federasyonu ne yapmalı? Fenerbahçe yönetimi ne yapmalı?
Federasyon krizi iyi yönetemedi.
Ayrıntıya fazla girmek istemiyorum. Ama örneğin şu soru kafamı kurcalıyor:
Şampiyonlar Ligi’nde oynamasına izin verilmeyen bir Fenerbahçe, nasıl oluyor da bizim süper ligde oynayabilecek?
Federasyon neden önceki tutumunu değiştirip, ‘iddianame’yi bekleyeceğini açıklayarak kendini bağladı?
Veyahut:
Fenerbahçe’nin durumu Avrupa’da oynayamayacak kadar kötüyse, bizde nasıl yeşil sahalara çıkabilecek?
Federasyon, böyle bir çifte standardı içine sindirebiliyor mu?..
Avrupa futbolunu yöneten UEFA, şike konusundaki kararlarını ‘kanaat’le alabilirken, Futbol Federasyonu’nun bugünkü tutumu bir yerde günü kurtarmak olmuyor mu?
Günü kurtarabilirsin.
Ama yarın ne olacak?..
İddianame çıktıktan sonra...
Futbol Federasyonu nereye kadar topu taca atabileceğini düşünüyor?..
Bilemiyorum.
Evet, Fenerbahçe’nin durumu da zor.
Hem de çok zor.
Başkan Aziz Yıldırım’la önde gelen bazı yöneticiler hapiste...
Aziz Başkan’ın ille de tutuklu olarak yargılanması gerektiğini düşünmüyorum. Sağlık durumu da tutukluluk halinin kaldırılması konusunda bir başka ciddi neden...
Öte yandan, Şampiyonlar Ligi’nde oynayamayacak olması maddi açıdan büyük bir darbe indiriyor Fenerbahçe’ye.
Çok iyi yabancı oyuncular bu yüzden birer birer kapağı dışarıya atmaya başladılar.
Bütün bu durumlardan takımın moralinin de olumsuz etkilendiği söylenebilir. Aykut Kocaman’ın işi de hakikaten zor...
Futbolumuzu uzun yıllardır çok yakın takipte tutan bir dost dün sabah şöyle dedi:
“Fenerbahçe hiç beklemeden genel kurula gitmeli ve yeni bir yönetim seçmeli. Eğer bir kulüpse başka çaresi yok.”
Sonra şunu ekledi:
“Ama eğer Aziz Yıldırım’ın kulübüyse, bunu yapamayabilir.”
Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu zor durumdan en kısa zamanda kurtulup düzlüğe çıkması lazım.
Türk futbolu kan kaybediyor.
Bu kan kaybının durması için Fenerbahçe’nin sağlığına kavuşması şart...
Her zaman “İyi ki Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti var!” diyen Sarı Kırmızılı bir futbolsever olarak bunu olanca içtenliğimle istiyorum.
Çünkü şunun farkındayım.
Futbolumuz ve itibarı yerlerde sürünüyor.
Yazıktır.
Futbolumuzu ‘güzel oyun’a layık hale getirmek istiyorsak, tribünlere oynamak ve günü kurtarmaya çalışmak yerine, “Evet futbolumuz kirlidir!” diyerek, boğayı boynuzlarından tutacak cesareti bir an önce göstermek zorundayız.
Bu konudaki en büyük görev ve sorumluluk ise önce Türkiye Futbol Federasyonu’na düşüyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024