Hasan CEMAL
Erdoğan, ‘Kürt sorunu’nda bazı adımları atamazsa ya da ‘asker sorunu’ndaki kadar kararlı ve yürekli davranamazsa, sivilleşme demokratikleşmeye yetmeyebilir de...
Mülkiye’den kıymetli hocam, eski dışişleri bakanlarından rahmetli Turan Güneş’in yeri geldikçe kullandığım bir sözü vardır:
“Briç kulübünde pişpirik oynanmaz!”
Turan Hoca’nın bu sözü Avrupa Birliği ve demokrasi bağlamındaydı.
Eğer AB’yi gerçekten istiyorsan, birinci sınıf demokrasi diyorsan, o zaman oyunu kuralına göre oynayacaktın.
“Benim özel koşullarım var, beni ikinci sınıf demokrasiyle idare edin” diye çamura yatmak olmazdı.
Hoca bunu sık sık anımsatırdı.
Ama Türkiye’de siyaset sınıfı uzun yıllar kendi kendini aldattı.
Tepesindeki ‘askeri vesayet’i kabullendi. Askerin darbelerle çizdiği ‘kırmızı çizgiler’in içindeki dar alanda oynadı.
Askerin devlet içindeki devlet gibi olan rolünden sadece kapalı kapılar arkasında yakınmakla yetindi.
Yani bizim siyaset sınıfı yıllar boyu briç niyetine pişpirik oynadı.
Bu durum, 2000’lerin başından itibaren, Ak Parti’nin seçimleri tek başına kazanması ve Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin kararlılığıyla ağır ağır değişmeye başladı.
Sancılı bir süreçti bu.
Darbe tezgâhlarından geçtik.
Çankaya Savaşları yaşandı.
Siyasal cinayetler işlendi.
27 Nisan gibi muhtıralar verildi.
Yargı düzeni, birçok olayda askerin son savunma hattı gibi davrandı ve 367 gibi hukuk skandalları yaşattı bu ülkeye.
Sanki asker ‘devlet içinde devlet’ti, sanki asker ‘eli silahlı bir siyasi parti’ydi.
Ama şunun altını çizin:
Erdoğan teslim olmadı!
Ve nihayet Türkiye’de de askeri vesayet sistemi çözülmeye başladı.
Bir başka deyişle:
Bizde de asker, demokrasilerdeki gibi, halkın oylarıyla seçilmiş sivil otoriteye tabi olmaya başladı.
Şimdi bunların sembolik ama önemli göstergelerini yaşıyoruz.
Milli Güvenlik Kurulu’nda oturma düzeninin değişmesi, siville askerin abus çehrelerle karşı karşıya değil, karışık oturmaya başlaması...
Yüksek Askeri Şûra’da, Başbakan’ın eskisi gibi yanında Genelkurmay Başkanı’yla değil, tek başına oturması...
30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde, kutlamaları eskisi gibi Genelkurmay Başkanı’nın değil, Başkomutan sıfatıyla Cumhurbaşkanı Gül’ün kabul etmesi...
Ve 27 Nisan e-muhtırasının Genelkurmay sitesinden dört yıllık bir gecikmeyle de olsa kaldırılması...
Buralara kolay gelinmedi.
Buraya gelinmesinde hiç kuşkusuz iktidar partisinin siyasal irade ve kararlılığı belirleyici rol oynadı.
Ama aynı zamanda gelinen nokta, ‘askerdeki değişim’in de habercisi sayılabilir. Siyasetten uzaklaşmak ve kendi asli görevlerine dönmek diye tarif edilebilir bu değişim...
Hem kafasal hem yasal değişimi gerektiriyor, askerin kendini demokratik bir dönüşüme tabi tutması...
Bugün yaşanmakta olan bir ‘geçiş süreci’dir.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik dünkü Radikal’de bu geçiş sürecine ilişkin bir yol haritası çıkarmıştı:
Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması... Darbelere dayanak olan 35. Madde’nin kaldırılması... Jandarmanın yapısının değişmesi... Profesyonel orduya geçiş... Zorunlu askerliğin tartışmaya açılması... Askerlikte kötü muameleye son verilmesi... General Muğlalı adının Gürpınar’daki kışladan silinmesi... Askerlik derslerinin kaldırılması...
Askerin demokrasilerdeki olağan yerine oturması açısından hepsi önemli konular, dileriz, en kısa zamanda gerçekleşir, kâğıt üstünde kalmazlar.
Askere siyaset alanı kapatılmadan, sivilleşme olmadan demokrasi ve hukuk devletinin kapıları açılamaz.
Bunlar önkoşul niteliği taşır.
Ama şunu da belirtmek lazım. Sivilleşerek de demokrasi yolundan uzaklaşma olabilir.
Uzun lafın kısası:
Erdoğan, mesela ‘Kürt sorunu’nda bazı adımları atamazsa ya da ‘asker sorunu’ndaki kadar kararlı ve yürekli davranamazsa, sivilleşme demokratikleşmeye yetmeyebilir de...
O zaman da, sevgili Turan Hoca, bir yerlerden o muzip bakışlarıyla bıyıklarını oynata oynata bize seslenebilir:
“Briç kulübünde pişpirik oynanmaz!”
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024