Hasan CEMAL
Heyy sen!
Bilmem farkında mısın?
İşler gün geçtikçe zıvanadan çıkıyor.
Kan gölüne dönüyor Türkiye.
Koca ülkeyi kaos teslim alıyor.
Terör ve şiddet teslim alıyor.
Heyy sen!
Bilmem farkında mısın?
Bu kanlı istikrarsızlığın altında senin 400 milletvekilihayalin yatıyor.
Başkan babalık hayalin yatıyor.
Heyy sen!
Sen değil misin bunca yıldır iktidar koltuğunda oturan?..
Anayasayı ‘bekleme odası’na alan?..
Rejimi ‘fiilen’ değiştiren sen değil misin?..
400 milletvekili uğruna yapmadın mı bütün bunları?..
7 Haziran’da milletin verdiği koalisyon mesajını da bunun için reddetmedin mi?
Bunun için barış yerine savaş düğmesine basmadın mı?..
Heyy sen!
Bak, şimdi oluk gibi kan akıyor.
Ve sen hâlâ televizyon ekranlarında ‘400 milletvekili’nden söz edebiliyorsun.
Yazıktır, günahtır.
Hiç mi vicdanın sızlamıyor?..
İnsan ne söyleyeceğini şaşırıyor.
Ama bir noktayı bir kez daha vurgulamaktan beni hiçbir şey alıkoyamaz.
Heyy sen!
Akmakta olan kanın baş sorumlusu sensin.
Bunca yıldır iktidarda olduğun için sensin.
‘Çözüm süreci’nin gereğini yapmadığın için sensin.
‘Çözüm süreci’ni kendi başkan babalık hayallerin uğruna istismar ettiğin, kullandığın için sensin.
Milletin seçim sandığındaki koalisyon mesajını reddettiğin için sensin.
Bir ‘büyük koalisyon’la Türkiye’nin önünde açılabileceknormalleşme yolunu kapattığın için de, büyümekte olan kan gölünün baş sorumlusu sensin.
Heyy sen!
PKK’nın kanlı Dağlıca saldırısı elbette lanetlenecek.
Şehitler hiç kuşkusuz yürekleri dağlayacak.
Ve silahların susması için, parmakların tetikten çekilmesi için çağrı yapılacak.
Çözümün artık silahtan, şiddetten geçmediği bir kez daha haykırılacak.
Analar daha fazla gözyaşı dökmesin diye yapılacak, insanlığın gereği olan bu çağrılar...
Heyy sen!
Bir zamanlar barış konusunda umut uyandırmıştın.
Ben de yazmıştım, tarihin eli omuzlarında diye...
Ama ‘barış’ın gereklerini yerine getirmedin.
İpe un serdin.
Bu konuda seni eleştirenleri, benim gibi uzun yıllarını barışa adamış olanları tetikçilerine barış düşmanı bile ettirebildin.
Ama bak ne oldu, kan gölü büyüyor.
Cami avluları, taziye çadırları dolup taşıyor.
Yazık, günah değil mi?
Heyy sen!
Senin adın artık barışla değil savaşla anılıyor.
Kan ve gözyaşıyla anılıyor.
Şunu bilesin:
Acılı analar, gözü yaşlı analar seni hiç unutmayacak.
Heyy sen!
Bu ülkede kaosun adı da, istikrarsızlığın adı da senden başkası değil.
Kendin gibi düşünmeyeni hain ilan edebildiğin için, darbeci, satılmış ilan edebildiğin için öylesin.
Heyy sen!
Demokrasi nedir umursamıyorsun.
Hukuk nedir takmıyorsun.
Özgürlüğü sadece kendin için, kendi kampın için istiyorsun.
Yalnızca kendin gibi ses verenleri seviyorsun.
Farklı olandan nefret ediyorsun.
Bunun için meydanlarda gazetecilere yuh çektirebiliyorsun.
Demokrasileri demokrasi yapan basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü hiçe sayıyorsun.
Gerçek gazetecileri işinden ediyorsun, susturuyorsun.
Heyy sen!
İşleri öylesine zıvanadan çıkartmış durumdasın ki, kendi söylediklerini yazan Hürriyet gazetesine kendi yandaşlarını saldırtabiliyorsun.
Şunu yaz bir kenara:
Hürriyet’e dönük bu saldırganlığı, demokrasi tarihimiz kapkara harflerle yazacak.
Ve gazeteci milleti seni hiç unutmayacak. Bu yaptıklarını hiç affetmeyecek!
Heyy sen!
Demokrasi deyince tüyleri diken diken olan...
Hukukun üstünlüğü deyince tüyleri diken diken olan...
Kadın-erkek eşitliği deyince tüyleri diken diken olan...
Farklılıklara, farklı inançlara saygı deyince tüyleri diken diken olan...
Batı deyince, Avrupa deyince tüyleri diken diken olan...
Şunu iyi bil:
Bu koca ülkeyi alıp bambaşka sulara, ‘Doğu’ya taşıyamazsın.
Heyy sen!
Barış diyorsak...
Demokrasi diyorsak...
Özgürlük diyorsak...
İnançlara saygılı laiklik diyorsak...
Hukukun üstünlüğü diyorsak...
Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı diyorsak...
Güçler ayrılığı diyorsak...
Kadın-erkek eşitliği diyorsak...
Tüm farklılıklara saygı diyorsak...
Tek kelimeyle, gideceksin!
Heyy sen!
Çöküşünü yaşamaya başladın.
Sen de bunun farkındasın.
Çatırtılar senin kulağına geliyor.
Bütün korkuların da bundan dolayı...
Tahtın zangır zangır sallanıyor.
Beyhude çırpınışlar içindesin.
Çöküşü durduramayacaksın.
Heyy sen!
Ve yaz bir kenara:
Seni başkan yaptırmayacağız!
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024