Hasan CEMAL
Eskiden kökü dışarda edebiyatı vardı. Bugün de dış düşmanedebiyatı var. Derler ki:
Türkiye'nin güçlenmesini
istemeyen dış güçler var, bize
ekonomik savaş açtılar; bu bir
'ekonomik terör'dür; dolardaki
zıplamanın ekonomik temeli
yoktur!
Böyle diyorlar ama yersen...
İnandırıcılığı yok.
Doların alıp başını gitmesinde asıl rolü ekonomik temel oynuyor. Dolar, Başkan Trump'ın iki tweeti nedeniyle kanatlanmıyor.
Dolar, ekonomide bugüne kadar biriken yanlışlardan dolayı bizim Lira'yı pula çevirmeyi sürdürüyor.
Eğer ekonomik dengeler yerli yerinde olsaydı, ekonomi kaç yıldır rayında gitseydi, bugün dolar makul seviyede olurdu.
Ama sen hata üstüne hata yaptın.
Hem ekonomide hem siyasette dengeleri bozdun.
Eski zamanlarda olduğu gibi, çözüm değil sorun biriktiren bir ülke haline getirdin Türkiye'yi.
Hiç laf dinlemedin.
Piyasayla inatlaştın.
Sorunlar böyle derinleşti.
Tekrar ediyorum:
Ekonomide ciddi sorunlar olmasaydı, Trump'ın tweetleri vız gelir tırıs giderdi.
Sorun varsa, yanlışta diretiyorsan, evet, işte o zaman dış güçlersoruna parmak sokar ve yumuşak karnınla oynamaya koyulur.
Ekonominin, iş dünyasının, akademiyanın aklı başında insanları sana kaç yıldır söyleyip durdular:
Yanlış yoldasın, piyasayla
inatlaşma!
Merkez Bankası'nı bağımsız kıl!
Faiz düşmanlığı çok tehlikelidir.
Faizi düşürmeyen Merkez Bankası
Başkanlarını hain ilan etme.
Merkez Bankası'nın basiretli
tüccar gibi davranmasına rıza göster.
Daha çok yatırım için daha iyi
yargı düzeni isteyen TÜSİAD
Başkanları için vatan haini deme.
Seni sürekli uyardılar.
Ama kulak asmadın.
2009 öncesi dışarıdan sıcak para, sermaye, Türkiye doğru yolda olduğu için gelmişti. 2009 sonrası da, dışarıda zaten bol para olduğu için geldi.
Sen bu parayı har vurup harman savurdun, ekonominin gereğini takmadın.
Gerçek tasarrufa, mali disipline kulak asmadın.
Enflasyonla mücadeleyi ciddiye almadın.
Şirketler bol kepçe borçlandı durdu.
Bu musluklar yarın kısılmaya başlarsa ne olur sorusu, fazla umursanmadı.
Bua arada aklı başında insanlar uyarılarını eksik etmediler:
Kural ve kurumları yerle bir etme.
Yargıyı hiçe sayma.
Mülkiyet kaygısı gitgide büyüyor.
İnsanlarda, "Bu gidişle benim
malıma mülküme, banka
hesabıma el koyarlar" tedirginliği artıyor.
Yargıya saygı göster!
Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla, yedi
düvelle kavgayı bırak.
Bütün bunların yarattığı siyasal
belirsizlik, ekonomiyi normal
yörüngesinden çıkarıyor.
Böyle giderse, kural
ve kurumların yerini tek adamlık
almaya devam ederse, yarın öbür
gün ekonomide en doğru
kararları bile alsan para etmez,
sorun derinleşir, kriz çöküşe gider.
Sorunun temelinde dış güçler
yatmıyor, tek adamlığın başına
buyrukluğu, ekonomi ve
piyasanın mantığıyla aptalça
inatlaşması yatıyor.
Bu açılardan Daron Acemoğlu'un şu satırlarını okumanda yarar var.
Özgür basının önünün açılması...
Barış aktivisti Osman Kavala gibi
siyasi tutukluların serbest
bırakılması...
Merkez Bankası ve mahkemeler ,
gibi kamu kurumlarının
bağımsızlığının garanti edilmesi...
Hükümetin satın alma
harcamaları üzerindeki kontrolün
yeniden aktif hale getirilmesi...
Ve hem yabancı hem de yerli
yatırımcıların güvenini
yeniden kuracak basit önlemler
almak, önemli adımlar olacaktır.
Ancak çözümün basitliği, sahte bir
umut oluşmasına sebebiyet
vermemeli.
2000’li yılların başındaki siyasal
reformları mümkün kılan koşullar
şu anda yok.
Türkiye, anayasasını daha
otoriter bir yönde değiştirdi ve
muhalefet de Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ı reformist
bir dönüşe zorlayacak konumda
değil.
Mahkemeler ve medya, hükümetin
gücüne karşı kontrol görevi
sağlamaları konusunda kısıtlandı.
Aradan geçen zamanda toplum
daha Batı karşıtı bir konum aldı.
Bu, kısmen AB uyum sürecinin
çökmesi ve aynı zamanda Türk
medyasındaki yaygın propagandadan
kaynaklandı.
300’den fazla kişinin ölümüne yol
açan Temmuz 2016’deki darbe
girişimi de toplumun ruhunu
yaraladı ve ülkedeki kutuplaşmayı
derinleştirdi.
Bütün bu uyarılar yeni değil.
Son bir kaç yıldır yapılıyor.
Ama fayda etmedi.
Bugün geri dönüşü olmayan bir yolda Türkiye.
Kriz derinleşecek.
Siyasal normalleşme olmadan ekonomik normalleşme kapımızı çalmayacak.
Siyasal normalleşmenin önünü tıkayan ise Başkan Erdoğan'dan başkası değil.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024