Hasan CEMAL
Devletle çok fazla iç içe girenler, devlete demokrasi götüremezler; demokratikleşmeden söz ederken bir bakarsın devletleşmişler. Ankaralılaşmak, bürokratlaşmak bu demektir. Örneği çoktur bu ülkede...
Yasin Doğan Yeni Şafak gazetesinin yazarlarından. Kendisini öteden beri izlerim. Çünkü Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresinde yer alır.
Asıl adı, Yalçın Akdoğan’dır.
Son dönemde milletvekili de seçilmiştir. Bir danışman ve kurmay olarak baştan beri Tayyip Erdoğan’la çok yakın çalıştığı bilinir.
Bir zamanlar görüşürdük.
Şimdi kendisini sadece Yeni Şafak ve Star’daki yazılarından izliyorum. Böylece, Başbakan Erdoğan’ın siyasal zihniyet dünyasına ilişkin ipuçları yakalayabilir miyim diye bakıyorum.
En azından şunu kestiriyorum:
Bu yazılarda kendini belli eden bakış açıları herhalde Tayyip Erdoğan’a da ters düşmüyordur.
Aksini düşünmüyorum.
Uzunca bir zamandır Yasin Doğan’ın -ya da Yalçın Akdoğan’ın- dilindeki değişim dikkatimi çekiyor.
Fazlasıyla devlet var dilinde.
Dilinden hiç düşmüyor devlet...
Eskiden de böyle miydi?
Bilemiyorum ama sanmıyorum.
Geçen gün üşenmedim saydım. Tam sekiz defa devlet sözcüğü geçiyordu bir yazısında.
Devletin ne olup olmadığına, devletin neyi yapıp yapmadığına, devlet aklının ne olup olmadığına dair tarifler yapmış. (*)
Bazılarının altını çizdim:
“Devletin yürüttüğü diyalog...”
“Devletin ne yapmadığını söylemek başkadır, ne yapıp yapmayacağını bağlayıcı şekilde taahhüt etmek başkadır.”
“Devlet elini açık etmez.”
“Devlet kendi hareket alanını daraltacak bağlayıcı taahhütlere girmez.”
“Devletin kullanabileceği enstrümanlar.”
“Devletin kullanabileceği enstrümanları ortadan kaldırmaya çalışmak...”
“Devletin güvenlik politikasında dayatmaya gitmek...”
“Devletin ortak aklı...”
Kim bilir belki de devletle iç içe geçen uzun yıllar insanın dilini de değiştiriyor.
Şu malum.
Halkın oyuyla iktidara gelen siyasetçilerin zamanla devlet tarafından kuşatılmaları özellikle bizim memleketin bir gerçeği.
Devlet bizde çok güçlü.
Hem kurumsal olarak güçlü, hem de kökleri Osmanlı dönemine uzanan gelenekler nedeniyle güçlü... Devlet karşısında zayıf kalanlar ise genellikle seçilmişler, milletin oyuyla sandıktan gelenler...
Bu ülkede demokrasiyi bugüne kadar zaafa uğratan bu güçler dengesi artık değişmeye başladı.
Ama yeterli olmaktan uzak.
Devlet hâlâ güçlü...
Devlet hâlâ kuşatabiliyor seçilmişleri, hükümetleri...
Devlet hâlâ iktidardakilerin dilini değiştirebiliyor.
Çok daha önemlisi:
Türkiye’nin Kürt sorunu gibi, Alevilik gibi, tarihle yüzleşmek ve Ermeni sorunu gibi bazı temel meselelerinde yalnız dilini değil, başlangıçtaki doğru yaklaşımları da çarpıtmaya başlayabiliyor devletin gücü...
Abarttığımı sanmıyorum.
On yıldır devletle fazla iç içe yaşayanların devletten etkilenmeleri belki de kaçınılmaz.
Yalnız iktidardaki Ak Parti kadrolarının değil, onlara yakın kalemlerin dilinde de devlet sözcüğünün, “Böyle devlet olur mu, devlet öyle yapar mı?” gibisinden çok fazla geçmeye başladığını son MİT krizinde daha çok gördüm.
Olabilir bu da.
Peki, neden mi yazıyorum?.
2011’in Nisan ayında Başbakan Erdoğan’ın tepkisini çeken bir yazı yazmıştım bu köşede. Başlığı, “Ankaralılaşmak, bürokratlaşmak”, bir başka deyişle, “Devletleşmek”ti.
Yalçın Akdoğan’ın yazısındaki devlet sözcüklerini üşenmeyip bu yüzden saydım.
Söylemek istediğim şu:
Devletle çok fazla iç içe girenler, devlete bir ölçünün ötesinde mesafe koyamayanlar, devlete demokrasi götüremezler; demokratikleşmeden söz ederken bir bakarsın kendileri devletleşmişler...
Ankaralılaşmak, bürokratlaşmak bu demektir.
Örneği çoktur bu ülkede...
* Yasin Doğan, Diyalog söylemi, Yeni Şafak, 22 Şubat 2012, s. 10
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024