Hasan CEMAL
2001 krizi sonrasında DSP, ANAP, MHP’den oluşan üçlü koalisyon hükümeti ‘acı reçete’yi uygulamış, ama halk tarafından sandığa gömülmüştü. Yunanistan’da da ‘eskiler’ kendi iplerini kendi elleriyle çekebilirler mi? Sonra da eskinin yerini alacak yeni siyaset sınıfı, bizdeki Ak Parti gibi kemer sıkma programına devam edebilir mi?
Yunanistan, bıçak sırtında bir ülke... Borç batağında. Resmen olmasa bile fiilen iflasbayrağını çekmiş ya da uzun zamandır iflasın eşiğinde dolaşan bir ülke...
İşsizlik yüzde 22.6 oranında. Gençlerde işsizlik yüzde 52.4’e çıkmış durumda.
Her gün 1680 kişi işini kaybediyor.
Üç yıllık kriz döneminde kapısına kilit vuran işyeri sayısı 120 bin. Her hafta 1000 işyerinin kapandığı belirtiliyor resmi istatistiklerde.
Asgari ücret 430 euro’dan 360 euro’ya düşürülmüş. Emekli maaşlarına yüzde 30 oranında kesinti uygulanmış.
Sosyal güvenlik sistemi felç.
Devletin eczanelere borcu 400 milyon euro’ya çıktığı için artık eczaneler devletten gelen ilaç reçetelerini kabul etmiyor. Her gün eczanelerin önünde upuzun kuyruklar oluşuyor.
Hastanelerde ameliyatlar durma noktasında...
Saat başı 11 hırsızlık, 18 gasp... Uyuşturucu kullanımında kriz öncesine göre yüzde 1260 artış var.
İntiharlar çoğalıyor.
Ve değirmenin suyu dışarıdan geliyor. AB’si, IMF’si, Almanya’sı Yunanistan’ın gırtlağına basmış, istikrar programını ya da günlük deyişle ‘acı reçete’yi burnuna dayamış durumda. “Kemer sıkma programını uygulamazsan, musluğu kapatırım” diyor.
Ülke çalkalanıyor.
Toplumsal huzursuzluk gitgide büyüyor. Siyaset uçlara kayıyor, kutuplaşma keskinleşiyor.
Radikal sol, aşırı sağ güçleniyor. Yabancı düşmanlığı artıyor. Ve bir buçuk ayda ikinci seçim...
Çare oldu mu? Sanmıyorum.
Bıçak sırtı durumu sürüyor.
Her ne kadar AB’ye, euro’ya ve istikrar programına evet diyenlerin bir koalisyonda buluşmaları en yakın ihtimal de olsa, Yunanistan’ın işi bundan sonra güç, hatta çok güç olmaya devam edecek.
Merkez sağı, muhafazakârları temsil eden Yeni Demokrasi Partisi yüzde 30’la birinci parti. Bir zamanların iktidar partisi, sosyal demokrat PASOK yüzde 12 oy alabildi. Bu blokun, ılımlı solcuların da katılımıyla ulusal birlik koalisyonu kurmaları bekleniyor.
Karşı taraftaki yüzde 50’lik bloka gelince... Çok güçlü ve hızla yükselen bir muhalefet çıktı sahneye.
Radikal sol bloku temsil edene Syriza yüzde 27 oyla ana muhalefete soyunuyor. 2009’da yüzde 4.6 olan oyunu, bir buçuk ay önce yüzde 17’ye, şimdi de yüzde 27’ye çıkardı.
Yabancı düşmanı, Neo-Nazi partisi Altın Şafak yüzde 7 ile parlamentoya 18 milletvekili sokmuş durumda.
Öteki radikal gruplar da göz önünde tutulduğu zaman Yunanistan’da siyasetin tam ortasından karnıyarık gibi bölündüğü söylenebilir.
AB’ye, euro’ya, istikrar programından yana bir koalisyon ihtimaliyle piyasaların şimdilik şöyle bir rahat nefes aldıkları görülüyor.
Ama bu çok geçici olabilir.
Bir kere koalisyon zayıf bir koalisyon olacak. İkincisi, ‘acı reçete’ye devam konusunda fena halde zorlanacak.
Yeni koalisyon ortakları, böyle bir ‘kemer sıkma programı’nın ilk seçimde kendi sonlarını getirebileceğini görecekleri için de bir noktadan sonra frene basabilirler.
Şimdiden gümbür gümbür iktidara gelme hesapları içindeki ana muhalefet de her şeye hayır diyerek milli birlik koalisyonuna hayatı cehennem edebilir.
Şimdi soru şu:
Yeni Demokrasi, PASOK ve ılımlı sol gruplar Yunanistan’ın kurtuluşu için -istemeden, bilmeden de olsa- kendilerini feda edebilecekler mi?
Bir başka deyişle:
Kendi iplerini kendi elleriyle çekebilecekler mi?..
Türkiye’de bu yaşandı.
2001 krizi sonrasında DSP, ANAP, MHP’den oluşan üçlü koalisyon -dıştan da CHP’nin ölçülü desteğiyle- ekonomide deniz bitince, acı reçeteyi uygulamış, ancak seçimlerde halk tarafından sandığa gömülmüşlerdi.
Ecevit’i, Yılmaz’ı, Bahçeli’si elbette böyle bir sonuç beklemiyorlardı ama halk onları sandıkta bitirdi.
Fakat bundan daha önemlisi, 2002 seçimleriyle tek başına hükümet olan Ak Parti’nin istikrar programıyla mali disiplini ciddiyetle devam ettirmesi oldu.
Yunanistan bunu başarabilir mi? Bir siyaset sınıfı ya da eskiler kendi iplerini kendi elleriyle çekerken, onun yerine gelebilecek yeni siyaset sınıfı, istikrar ve kemer sıkma programına devam edebilir mi?
Bu pencereden Yunanistan’a bakınca, Yunanlı politikacıların bugüne kadar çizdikleri aşırı oportünist-popülist çizgiyi de göz önünde tutunca, ülkenin ikinci seçime rağmen nasıl bıçak sırtında olduğu apaçık görülebilir.
Dileğime gelince...
Yunanistan’ın düze çıkacak işaretleri vermesi, İspanya ve İtalya’nın da çukura düşmekten kurtulması ve euro krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçilmesidir.
Türkiye’nin iyiliği de büyük ölçüde bunlara bağlı olduğu için dileğim budur.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024