Hasan CEMAL
Erdoğan, eyvallah demeyiz diyor ama...
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye muhtemel bir askeri müdahalesi mi?
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye muhtemel bir askeri müdahalesi mi?.. Başbakan’ın sözleri böyle bir ihtimali akla getiriyor. İyi de 1990’lardan hiç mi ders çıkaramadık? KuzeyIrak’a yıllar yılı elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdik de ne oldu, söyler misiniz? Meselenin özünü gözardı edip macera aramak çıkmaz yoldur.
Türkiye’nin yılları 1980’lerde, özellikle 1990’larda Kuzey Irak’a girip çıkmakla geçti. Özel kuvvetler bu coğrafyada cirit attı durdu. İstediği zaman PKK’ya karşı operasyon yaptı, baskın düzenledi.
Bunun adı ‘sıcak takip’ti.
Saddam Hüseyin’in sesini çıkaracak hali yoktu, Washington’un rızası vardı.
1992’yi anımsıyorum.
Barzani’nin peşmergeleri aşağıdan, Türk Silahlı Kuvvetleri yukarıdan PKK’yı Kuzey Irak’ta kıskaca almış, gazete manşetlerine sandviç operasyonu diye geçmişti askeri harekât.
1995’i anımsıyorum.
Belki de en büyük askeri operasyondu. Hasan Kundakçı Paşa’nın Silopi’deki karargâhında kendi el yazısıyla bir kağıt parçasına yazıp bana verdiği, “Yardımcı olun!” pusulasıyla Habur’dan girip dolaşmıştım operasyon alanlarını. Darkarajan’da özel kuvvetlerin bastığı bazı PKK kamplarını görmüştüm.
Dağlarda durum buydu.
Şehirlerde faili meçhul cinayetler ile devlet, hukuk dışına kayarken Susurluk çukuru derinleşiyordu.
Çok geçmedi Öcalan da yakalandı, İmralı’ya hapsedildi.
O dönemin zafer çığlıklarını bir an hatırlayın. Peki ya sonuç?.. Kısır döngü kırıldı mı?..
PKK bitti mi? Hayır.
Kürt sorunu çözüldü mü? Hayır.
2000’lerin başında bir ara bu kez Mesut Barzani hedef gösterilmişti. Hatta, Barzani’nin Selahattin’deki kartal yuvasına benzeyen yönetim sarayına birkaç bomba atılması bile gündeme getirilmişti necip Türk basını tarafından...
Yetmedi, felaket kış koşullarında Kuzey Irak’a bir kez daha girdi Türk ordusu...
Ne oldu?
Hiç!
Uzatmak istemiyorum.
Başbakan Erdoğan’ın, “Kuzey Suriye’deki gelişmelere eyvallah demeyiz. PKK’nın sızmasına müsaade etmeyiz, müdahale ederiz” sözlerini okuyunca, Türkiye’nin PKK ve Kuzey Irak macerası bir film şeridi gibi gözümün önünden geçip gitti.
Kuzey Irak’a müdahaleler ne sonuç verdi ki, şimdi de Kuzey Suriye’ye askeri operasyona bel bağlanacak?
Cengiz Çandar dün Radikal’deki güzel yazısında, Suriye’nin kuzeyine girmenin sakıncalarını şöyle özetlemişti:
“Türkiye’nin PKK-PYD bahanesiyle Nusaybin’den, yani Mardin ili sınırlarından Hatay ili sınırlarına uzanan bir hatta Suriye topraklarına girmesinin çeşitli anlamları vardır:
1 Bu, milyonlarca kendi Kürt’üyle sorununu halledememiş ve kendi ülkesinde yasal bir parti olanBDP’ye kan kusturan bir iktidarın, Suriye Kürtleri’ne karşı silahlı işgal hareketine girmesi gibi sunulur ve öyle algılanır ki, Irak Kürtler’iyle tutturulmuş ilişkileri de korumak imkânsızlaşır ve iş, Türkiye ile tüm Kürtler arasında bir düşmanlığa taşınır ve dönüşür.
2Her ne gerekçe ile olursa olsun, Türkiye’nin Suriye topraklarına tek başına ve hiçbir uluslararası meşruiyet örtüsü altına girmeden asker sokması, Türkiye’nin tümünü Rusya-İranprovokasyonuna açık hale getirir. Bölgesel denklem toptan ve adı konmadan, ilan edilmeden, kendiliğinden değişmiş olur.
Başbakan Erdoğan bir dönem ‘Kazan-Kazan’ formülünden çok hoşlanırdı. Suriye’deki son gelişmeler karşısında benimsediği formül ise, tipik bir ‘Zero-Sum Game’, yani ‘sıfır toplamlı oyun...’
Bundan bir kazanç çıkmaz. Bu, mayınlarla dolu çıkmaz yol, ülkeyi gereksiz sıkıntılara sürükleyeceği gibi, kendi siyasi kariyeri açısından da çok sakıncalı gözüküyor.
Suriye konusunda başlangıçta doğru bir rota benimseyen iktidar, son dönemde akıl almaz hataları üst üste işliyor.”
Cengiz Çandar böyle diyor, doğru diyor.
Sözü uzatmanın anlamı yok.
Meselenin özünü -yani Kürt sorununu-gözardı ederek, macera aramaya kalkışmak çıkmaz yoldur.
Ak Parti iktidarı, özellikle 1990’lara isabetli teşhis koymadan ve o yıllardan doğru dersler çıkarmadan önünü göremez çünkü...
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024