Hidayet Şefkatli TUKSAL
Kadınların Taraf’ı
7.03.2013
3480
8 Mart haftasındayız, sizin de fark ettiğiniz gibi, kadın sorunlarının gündemin daha ön sıralarına terfi ettiği bir hafta geçiriyoruz. Gazetemiz muhabirlerinden Tuğba Tekerek’in, şiddet mağduru bir kadın rolüyle deneyimlediği karakol- sığınmaevi macerası, bu ülkede böylesine hayati bir konuda bile yapılan işlerin ne kadar yetersiz olduğunu göstermesi bakımından ibret verici. Bu haber için kendisini tebrik ediyorum.
Haberi okurken, Ankara’da bir ilçenin belediye başkan yardımcısı olan arkadaşımla aramızda geçen bir diyalogu hatırladım. Çoğunlukla dar gelirli ailelerin yaşadığı bu ilçede, kadınlar için pek çok şey yapıyorlardı. Onları evlerinden servislerle toplayıp, sportif ve kültürel aktivitelere katılabilecekleri birimlerine taşıyor; sosyal yardımlarla mağduriyetlerini hafifletmeye çalışıyorlardı. Bunlar gerçekten önemli bir hizmetti, o birime gittiğimde, cıvıl cıvıl neşeli pek çok kadın görüyordum. Ancak bu ilçede şiddet sorunu sıfırlanmamıştı ve belediyenin bir sığınmaevi yoktu. Arkadaşıma neden bir sığınmaevi açmadıklarını sorduğumda, şiddet sorununun bir “köylülük” sorunu olduğu, babasının da annesini yıllarca dövdüğü, sığınmaevi açmakla bu sorun çözülemeyeceği, önce köylülük sorununun çözülmesi gerektiği yolunda küçük bir söylev dinledim. Sonra da ağzındaki baklayı çıkardı arkadaşım: “Biz şimdi bir sığınmaevi açsak, kadınların yarısı buraya gelir!” Ben de şaşkınlık ve kızgınlıkla “İyi de beş yıldızlı otel mi açacaksınız, adı üstünde sığınmaevi, mecbur olmayan kadın orada ne yapsın?” dediğimde, başkan yardımcısı bana, karşı bir hamleyle cevap verdi: “Siz şimdi bırakın bu sığınmaevleriyle uğraşmayı da, şu beyaz kadın ticareti ile niye mücadele etmiyorsunuz? Ben MAZLUM-DER’e de söylüyorum, asıl kadın ticaretiyle mücadele etmek lazım, bu konuda hiçbir şey yapmıyorsunuz!” Uyanık arkadaşımın karşı hamlesi tepemi iyice attırdığı için, ben de ona, “Ha demek dünyanın en büyük mafyasıyla mücadele etme görevini bize havale ediyorsun, sağol ben almayayım!” demiştim.
O ilçenin hâlâ bir sığınmaevi yok, onun gibi daha binlercesinin! Kadınları gezdirmeye, eğlendirmeye, desteklemeye epey para harcıyorlar ancak iş sığınmaevi açmaya geldiğinde, aslında bu konuda kanunen de sorumlu oldukları hâlde, yapmıyorlar, yan çiziyorlar. Çünkü sığınmaevi açıp da, erkek seçmenleriyle karşı karşıya gelmeyi istemiyorlar. Başka bir belediye yetkilisi bana bunu açıkça söylemişti zaten, “Sığınmaevi açmak bizim için bir utançtır” demişti. Onlar, ilçelerinde bir “şiddet” sorunu yaşandığının alenileşmesini istemiyorlar; şiddetin aile içi bir sorun olarak kalması, erkek seçmenlerinin iktidar alanına müdahale etmemek, onların geleneksel rollerine saygı göstermek anlamına geliyor çünkü. Ayrıca bu yükümlülüğü yerine getirmemiş olmalarının hiçbir cezâi müeyyidesi yok. Bu yüzden mecburen açılmış sınırlı sayıdaki sığınma/ konukevi böyle hınca hınç dolu. Biraz da, “kadınlar rahatı görüp cesaretlenmesin, burada da eza çeksin de, kısa yoldan evinin yolunu tutsun” tavrı görüyorum burada. Ama Tuğba’nın haberinde olduğu gibi, “ilk defa bu gece dayak korkusu olmadan uyuyabildim” diyen kadınlar için, bu şartlarda da olsa, yine de bir sığınak işte...
Bu 8 Mart’ın bir başka gündemi, Van’da on kadın örgütüne, deprem sırasında yaptıkları yardımlarla terör örgütünü destekledikleri suçlamasıyla Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan dava... Kadın örgütleri teyakkuzda, önümüzdeki günlerde bu davayı epeyce konuşacağız.
Pınar Selek için de bir haberim var: İlk defa sadece dindar/ muhafazakâr kadınlar tarafından, Pınar’a tanıklığın dile getirildiği bir imza metni ve blog açıldı. İmzalar gelmeye devam ediyor.
Son sözüm de gazetem Taraf’a. Yeni genel yayın yönetmenimiz Taraf’ın “kadınların Taraf’ı” olacağı müjdesini verdi, çok sevindim ancak Taraf’ın bu işe emeğimizin karşılığını vererek başlamasını temenni ederim.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2021
28.03.2021
12.12.2020
23.11.2020
2.01.2020
13.10.2020
29.09.2020
21.09.2020
13.09.2020
5.09.2020