Kurtuluş TAYİZ
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, bundan sonra yollarına HDP ile devam edeceklerini açıkladı. Bu sözler, BDP’nin siyasi misyonunun bittiği anlamına geliyor. Birleşme süreci tamamlandığında artık BDP adını pek duymayacağız.
Ancak bu durum, BDP’nin siyasal hedeflerinden vazgeçtiği ve “Türk soluna teslim olduğu” anlamına gelmiyor. HDP programını inceleyenler, aslında iki partinin hedefleri ve ilkeleri arasında çok büyük farklar olmadığını görecektir. "Kürt sorunu” iki partinin de programında önemli bir yer tutuyor. İki parti de Kürt meselesinin demokratik çözümünü hedefliyor. Meselenin “Eşit yurttaşlık” temelinde, daha çok demokrasiyle çözülebileceğine inanıyorlar. Çözüm için silahların susmasını ve müzakere yönteminin esas alınmasını öneriyorlar. Ve en önemlisi de “Demokratik özerklik” iki partinin de programında yer alıyor.
HDP programında ilgili bölüm şöyle: “…Partimiz, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana çözümsüzlüğe mahkum edilen Kürt sorununun, barışçı, demokratik, eşit haklara ve gönüllü birliğe dayalı çözümünü savunur ve bunun için mücadele eder. Emekçilerin ve halkların eşit ve özgür yaşadığı bir Cumhuriyet’e ulaşmak için, Kürt halkının demokratik özerklik kararını, Kürt sorununun çözümünde önemli bir girişim olarak değerlendiren partimiz, Türkiye’nin demokratikleşmesinde ve halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli bir rol oynayacağı gerçeğinden hareketle, demokratik özerkliğin yaşam bulması için mücadele eder.”
Temel meselelere iki parti de aynı pencereden bakıyor. Sorunlara benzer teşhisler koyup, aynı çözüm modellerini öneriyorlar. Burada, hazır-örgütlü bir BDP yapısı varken HDP'ye neden ihtiyaç duyulduğu sorusu akla geliyor. Bu sorunun yanıtı sanırım çözüm sürecinde gizli. BDP, çatışma döneminin koşullarında ortaya çıkan, o koşullara göre dizayn edilen bir siyasi parti. Geçmiş dönemin özelliklerini taşıyor. Kürtlüğe referansla siyaset yapıyor; Türkiye’de “Kürtçü” bir parti olarak algılanıyor. “Etnik” kimliğe dayalı siyaset yapan partilerin değişen Türkiye koşullarına ayak uydurması zor.
İmralı’nın öngördüğü çözüm stratejisini hayata geçirecek niteliklerden de yoksun. Kimlik siyaseti yapan, genel politika üretemeyen ve Türkiye’nin bütününü kapsayamayan bir parti, barış sürecinde de etkili olamaz.
İki partinin programı incelendiğinde ve parti yöneticilerinin açıklamalarına bakıldığında görünürde farklılık göze çarpmıyor. Bu görüntüye bakarak BDP ve HDP birleşmesini “gereksiz” bulabiliriz. Fakat bu birleşme, Kürt hareketinin siyasi referanslarında ciddi bir “değişime” işaret ediyor; HDP, “etnik” temelli siyasetten, “demokratik” merkezli siyasete geçişi temsil ediyor.
BDP-HDP birleşmesine karşı itirazlar da dinmiş değil. BDP tabanı ve yöneticiler arasında, bu birleşmeyi partilerinin “Türk soluna teslim edilmesi” olarak algılayan önemli bir kesim var. Çoğu dindar ve demokrat olan bu kesim, aslında yeni bir partiye kapalı değil. Onları sadece HDP vitrinine yerleştirilen bazı isimler rahatsız ediyor. Marjinal isimlere sıcak bakmayan bu kesim, solcular yerine demokratlarla işbirliği yapılmasını tercih ediyor.
BDP-HDP birleşmesine itiraz eden diğer bir kesim ise Kürt ulusalcıları. BDP içinde de, dışında da bulunan bu kesim, BDP’nin “Kürtçülük” yapmasını bekliyor. BDP’nin dönüşmesine ve gelişmesine karşı çıkan bu çevreler, sadece Türkiye soluna değil, demokratlara da uzaklar.
Bu birleşmeye başka sebeplerle de karşı çıkanlar vardır muhakkak. Sonuçta Öcalan’ın istediği gibi bir “kitle” partisi de çıkmadı ortaya. Ancak sorunlarına rağmen, ben, BDP-HDP birleşmesinin hayırlı olduğunu düşünenlerdenim.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019