Kurtuluş TAYİZ
Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından Leyla Zana’nın nasıl hareket edeceği merak konusu. Zana’nın sadece vicdani bir çıkış yaptığını düşünenler kadar, Mesud Barzani etkisinde gelişen PKK karşıtı yeni bir politikaya soyunduğunu savunanlar da var. Bence bu görüşler daha çok kafa karışıklığını yansıtıyor. Zana’nın kamuoyu önünde pek görünmemesinin ve çok konuşan biri olmamasının kendisinin doğru anlaşılamamasına neden olduğunu düşünüyorum.
Leyla Zana’nın sıradan bir Kürt siyasetçi olmadığının altını çizmek gerekiyor. Zana, Öcalan’dan sonra Kürt hareketi içinde tartışmasız olarak kabul görecek lider adaylarından biri. Bugüne kadar siyasetüstü bir pozisyonda durmayı tercih etse de, bir köşeye çekilerek akan kanı seyretmeyeceğini, gerektiğinde müdahaleci olacağını ve bunu kimseden çekinmeyerek yapacağını son çıkışıyla kanıtladı.
Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından da Zana’nın köşesine çekileceğini hiç sanmıyorum. Bundan sonra barış için daha aktif bir çaba içinde olacağa benziyor. Başbakan ile yaptığı toplantının ardından Leyla Zana’nın yakın çevresinde İmralı’ya gitmek istediği ve bunun için daha önce yaptığı girişimlere cevap beklediği konuşuluyor. Aslında Zana geçen sene temmuz ayında, Silvan hadisesinden sonra Adalet Bakanlığı’na başvurarak İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme istediğini iletmiş. Ancak Adalet Bakanlığı şu ana kadar Zana’ya yanıt vermiş değil. Altı ay kadar önce de yine BDP’li kadınlardan oluşan bir heyetle birlikte İmralı’ya gitmek için tekrar bakanlığa başvuruda bulunmuş. Bu girişime de bakanlıktan cevap verilmemiş.
Adalet Bakanlığı’nın, neredeyse bir yıldır avukatları ve ailesiyle görüştürülmeyen, sağlığı ve durumu hakkında kamuoyunda şüphe uyanan ve tartışmalar yaşanan Öcalan’la görüşme için Zana’ya yeşil ışık yakması, silahların susması için olumlu bir başlangıç adımı olabilir. Öcalan-Zana görüşmesi barış için yeni bir sürecin kapısını da aralayabilir. Eğer hükümetin amacı samimi olarak annelerin gözyaşını dindirmek ve ölümlerin önüne geçmekse, bunun için her yöntemi denemek zorunda. Kuşkusuz sonuç verip vermeyeceğini ancak tecrübe ederek öğrenebiliriz. Denemenin bir zararı yok. Zana’nın estirdiği barış umudunun devam etmesi isteniyorsa İmralı’ya gidişine de izin verilmeli.
Leyla Zana’nın çıkışına şu ana kadar hükümet cephesinden iyi niyetli açıklamaların ötesinden pek de somut bir adımla karşılık verilmiş değil. Zana, açıklamalarıyla ciddi bir siyasi risk aldı. Çok kolay siyasetçi öğüten Kürt hareketi içinde Başbakan Erdoğan’a olan umudunu, inancını dile getirme cesareti gösterdi. Yıllarca birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarının öfkesini çekti, kendi mahallesinden gelen tepkileri göğüsledi.
Peki buna karşılık hükümet ve Başbakan Erdoğan hangi karşılığı verdi ya da hangi adımı attı? Sadece Başbakanlık’ta yapılan karşılıklı görüşme akıllarda kaldı. Hepsi bundan ibaret mi olacak? Başbakan Erdoğan’ın Zana ile yaptığı görüşmeden sonra havayı yumuşatan tek bir sözünü hatırlayan var mı? Ya da toplumda uyanan barış beklentisini daha ileri götürecek herhangi bir açıklaması veya talimatı? Alttan alta, gizliden gizliye bir sürecin işleyip işlemediğinden haberdar değiliz. Görünen resim Leyla Zana’nın yaptığını Başbakan Erdoğan’ın maalesef yapamadığı yönünde. Ankara’nın bu tutuculuğu ve Erdoğan’ın uzlaşmaz tavrı, Kürt hareketinin daha fazla silaha sarılmasına neden oluyor.
Tabii, Zana’nın çıkışına gerekli karşılığı veremeyen sadece Başbakan Erdoğan ve hükümet cephesi değil, PKK da barış için devreye giren Zana’ya destek sunacağına köstek oldu. Örgüt yöneticileri “Askerî çözüm kararı aldık” türünden açıklamalarla, Erdoğan-Zana görüşmesini anlamsız kılmaya çalıştı. Dağlıca baskınıyla hız verdikleri saldırılara da devam ediyorlar. Bazı köşe yazarlarının iddia ettiğinin aksine Murat Karayılan, Zana’nın kendilerinin dışında ve tek başına Erdoğan’a gittiğini vurgulayarak eleştirdi. Aslında PKK’nın Zana’yı boşa çıkarmak için çok bir şey yapmasına da gerek yok; onlar bu durumlarda –sivil siyaseti boğmakta– gayet tecrübeliler; hükümetin hiçbir adım atmayarak Zana’nın çabalarını zaten anlamsız kılacağını umuyorlar. Ne de olsa sonunda yine tek adres kendileri olacak, seçtikleri silahlı yolun “meşruluğu” bir kez daha tescillenecek!
Ancak Zana’nın çabalarının şimdiden sonuçsuz kaldığını ilan etmek doğru değil. Süreç devam ediyor. Hükümet, Zana’nın çabalarına doğru anlam biçerse Ramazan ayında bir ateşkes kararı çıkabilir, ardından da silahların tümden susacağı bir döneme girilebilir. Bence bu, çok uzak bir ihtimal değil.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019