Mehmet TIRAŞ
Başbakan Erdoğan ABD’de yapılan Baişkanlık seçimleirnden etkilenmiş olmalı ki; medeni tartışmalar üzerine şöyle bir açıklmada bulunuyor,” darıs başımıza” diyor.
Bizim toplum olarak bir liyakat sorunuzmuz var bu başta da Başbakanımız için de geçerli .. Siyasileirmizin grup konuşmaları neredeyse rüştüne ermemiş çocukların seyrettirlmeyeceği düzeyde konuşmalar yapılıyor.
Başbkan kendisini eleştiren ana muhalefet partisi i başkanına”çölde bahtsız bedevi” diyor..
Açık söyleyim ben bu “çölde bahtsız bedevi” sözünün ne olduğunu bilmiyordum..Çölde ayının düzdüğü bir bedevi anlamına geliyormuş..Anlamını öğrenince inanın öğrendiğime de utandım..Bu sözü insan düşmanına kullanmaz kamuoyunun önünde.. Gerçi Kışlçdaroğlu da geri kalmadı ama başlatana bakacaksınız ilk önce..
Bir Başbakan olarak böyle konuşarak toplumu gereceksiniz, ardından da çıkıp ABD yapılan başkanlık seçimleirindeki i medeni ilişkiden etkilenerek darısı başımıza diyeceksiniz..Böyle bir sözü konuşan insanın darısı başımıza demesine kim inanır.. ilk önce sen çık “çölde bahtsız bedevi” sözünden dolayı hakaret ettiğin insandan ve kamoyundan özür dile.. Çetin Altan’ın bu toplumu analiz eden güzel bir tespiti vardır “bu ülkede bir değerliler vardır bir de önemliler.”Başbakan ve bizim siyasileirmiz önemliler katagorisinde gözüküyor.Çünkü değerlilere bu ülkede önemli bir yere gelmek nasip olmuyor..Bir toplum laik olduğu şekilde yönetilir sözü de, değerlileri hatırlatıyor.
ABD deki seçimlerden etkilenmiş olan Erdoğan bir de ikinci defa ABD başkanı seçilen Obamanın konuşmasını bir okusun da,grup konuşmalarında toplumsal sorunlara nasıl yaklaştığını gözden geçirsin..
Obama seçimi kazandıktan sonra şöyle konuşuyor: ”bizim gücümüz dünyanın en zengin ülkesi olmaktan gelmiyor..Bizim gücümüz dünyanın en güçlü ordusu olduğumuzdan gelmiyor.Amerika’yı istinai yapan,dünyadaki en fazla çeşitliliği sahip milleti bir arada tutan bağlardır.Ortak kaderi paylaştığımıza dair,bu ülkenin sadece birbirimize ve gelecek nesillere karşı belli yükümlüklerimizin oklduğunu kabullenmemiz halinde işleyebileceğine dair inançtır.Amerika’yı büyük yapan bunlardır” diyordu.
Yani ırktan,mezhepten,dinden bahsetmiyor çeşitliliğe vurgu yapıyor..Tek din,tek vatan,tek bayrak deyip,toplumda olan farklılıkları yok sayarak; iri olacağız,diri olacağız bir oalcağız gibi terenalardan söz etmemesi bizm Başbakanın da acaba dikkatini çekmişmidir.
Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasında ki tanıklığı mı,yoksa konuşturulması mı denmeli!..
Sakık’ın iftiraları bir üçgen oluşturuyor;,dinci Akit gazetesi,Başbakan Erdoğan’ın Taraf gazetesinden ayrıldıktan sonra Orhan Miroğlu ile görüşmesi,Miroğlu’nun Akit gazetesinin internet sayfası olan Habervaktime yaptığı açılamlar;Altanlar PKK’ya destek veriyorlar demesi ve Ak Parti hükümetini içinde olan bir güç,Taraf gazetesi ve AB’den yana olan liberal aydınlara karşı bir linç ve hedef gösterme politkası başlatıldı.Başbakan ve onun dalkavuk medyası da bunun içinde yer alarak ..Hem de Başbakan,uçağından indirmediği dinci Akit gazetesinin asparagaz haberleirni referans göstererek, hatta yaptığı haberlerin küpürleirini keserek cebinde taşıması manidar ve tesadüf olan bir şey değil.Bir planın hayata geçirilmesinin yol haritası gibi gözüküyor.
AKP’e bir dönem kendine destek veren ve şimdi de AB’den uzaklaşmasını,Kürt sorununu çözmemesi ve demokratikleşmeyi askıya almasını eleştiren liberallere,”Kemalist Liberaller” yavtasını yapıştırıyor.
Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasında tanıklık yapması aynı zamanda Ergenekon davasını da sulandırıyor..Dahası darbe girişiminde bulunanların da iştahını kabartıyor.
Çünkü Başbakan artık kendine karşı askerlerin darbe yapamayacağına inanmış olmalı ki;kendine en ciddi muhalif olan gazeteyi ve köşe yazarlarını etkisiz hale getirmek için,demokrasilerde olmayacak yöntemlerle baş vuruyor.Muhalif olan gazeteleri kongresine çağırmıyor,köşe yazarlarını işten attırıyor veya hedef göstererek,Kürt sorunununa duyarlı olan aydınları,PKK’lılar diyerek ırkçı,dinci, mezhepçi ve darbeci kesimleirn önüne atıyor.Kısacası yargısız infaz yapıyor, tıpkı 28 Şuıbatta yapılanın kemalist din versiyonunu uyguluyor.Hatrılanırsa 28 Şubat ta da aynı kişiler darbeci askerler tarafından hedef gösterilmişti.
İdama gelince..
Başbakan neden idamı gündeme getirdi?İdamın kalkması için çaba sarfeden kişi bugün nasıl oluyorda idamı savunuyor,Abdullah Öcalan’ı ben olsaydım asardım diyor..Kusura bakmasın ama Başbakan kendisi de iktidarda olsa asamazdı öcalan’ı çünkü ABD’e Öcaln’şartlı teslim etti; idam edilmeyecek,DGM’leirndeki asker hakimler çıkartılacak ve adil yargılanacak,diye iki sayfalık bir metinle teslim edildiğini kendisi de adı gibi biliyor.
Kürt sorunuyla ilgili önemli bir gelişme ve gündemi belirleyen bir kamuyo desteği oluştuğu anda Başbakan gündemi saptırmak için bunu yapıyor.65 ceza evinde 683 kişiyle başlatyıp 10 bin tutuklu PKK’lının desteğine dönüşen ve ardından da BDP’li milletvekileirnin de bu açlık grevlerine destek vermesi,içte ve dış dünyada gündemi belirler olması Erdoğanı ve hükümetini tedirgin etmeye başladı.
Başbakan Uluderde askeri uçakla katledilen 34 Kürt vatandaşının öldürlmesininden sonra da,gündemi değiştirmek için Kürtaj yasağını dillendirmiş,ardından da dindar nesilden ve tek dinden bahsederek,Kürt sorununu bir terör sorunu olarak göstermye çalıştı ama tutmadı.İdamı savunan zihniyet bundan önce yapılan idamların da doğru olduğunu kabul ediyor demektir.Dersim olyalarından Başbakan niye devlet olarak bu devlet katliamından özür diledi?..Sormazlar mı adama,bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.. Başbakanın hangi konuşmasını ve sözünü ciddiye almalıyız.
Başbakan Menderesi ve iki baknının askeri darbeyle asanlar;hazırlattıkları 61 anyasasını bu toplumun yüzde 65 kabul etti..O zaman bu toplum Başbakan Menderesin ve iki bakanın asılmasını onaylamış mı oluyor?
İdam başta olmak üzere ,temel hak ve özgürlükler referanduma götürülemez,çoğunluk kavramıyla da değerlendirilemez.En kutsal hak insanın yaşam hakkıdır.Başbakan artık evrensel hıukuktan değil de şeriat hukundan bahseder olmaya başladı..
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025