Mehmet TIRAŞ
Ben aşağıda belirteceğim konuya başlık atıp yazıyı yazmaya başlamıştım ki; birden ülkenin gündemi 30 Kasım 2016 tarihinde saat 20:00 sularında bir felaketle değişti.. Adana/Aladağ ilçesinde Süleymancılar Tarikatına mensup kız öğrenci yurdunda çıkan yangında yaşları 11 ile 14 arasında değişen 11 kız çocuğu ve bir eğitmenin vahşice yangında yanarak öldüğü haberleri ve görüntüleri düştü ekranlara.
Bu toplu öğrenci yangın olayı da, diğer yangında ölenlerin akibetinden farklı olmayacak ve kapanıp gidecek. Unutmayalım devlet erkanı cenazeye katılacak görkemli toplu kalabalıkların katıldığı bir cenaze merasimi düzenlenip hepsini cennetlik olduğu ve takdiri ilahi diyerek kapatılacak. Dileriz yanılırız da bu öğrenci katliamının sorumluları hak ettikleri cezaları çeker diyelim; Türkiye eğer AB standartlarında bir demokrasiyle yönetilip hukukun denetiminde olsaydı bu kız çocuklarımız yaşıyor olacaktı.
Geçmişte yaşadıklarımız bunu gösteriyor da ondan karamsarız.
Bundan sekiz yıl önce 1 Ağustos 2008 yılında Konya’da Kuran Kursu Kız Öğrenci yurdunda LPG tankından sızan gazın patlaması sonucu 1’i personel 17 çocuk ölmüş, 29 çocuk ta yaralanmıştı. Bu davanın üzerinden sekiz yıl geçti ve hala sürüyor bir arpa boyu yol alınmadığı gibi bir tek kişi bu davadan tutuklu değil. Yine 3 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç Köyünde Kuran Kursu binasında çıkan yangında 6 çocuk öldü, Diyanet İşler Başkanı(DİB) ölüm Allah’ın takdiri, Hak bu şekilde takdir etti ve aldı, ölen çocukları hükmen şehit ilan etti.. Bu olayın akıbeti de diğerlerinden farklı olmadı ve kapanıp gitti.
İş cinayetleri ise başka bir vahşeti gösteriyor ülkede; AKP’nin 14 yıllık iktidarında 17 bin işçi öldü, bu iş cinayetleri AB’nin 28 ülkesinde olan iş kazalarının tam 7 katı.. Soma’da 2014 Mayıs ayında 301 işçinin ölümünü Erdoğan bu işin fıtratında var demişti hatırlarsanız. Soma Maden ocağında ölen 301 işçinin akıbetini soran var mı? Onun için umutsuzuz .
Biz yazımıza başlık attığımız konuya dönelim.
Toplum olarak israfçıymışız.
Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan söylemiş bir toplantıda: ”hayata baktığımız zaman israf ekonomisi almış başını gidiyor;bir aile içinde bir değil iki değil üç arabanın bulunmasına sitem etmiş.”
Söyleyene bakın demeyin sakın ısrafdan söz eden bin 150 odalı saray yaptırır mı,uçağında mersedes arabasını taşır mı(özel Maakam arabasını Şili’ye götürmştü) diye sitem etmeyin,kendisi savurganlık yapsa da halkının israf yapmasına gönlü razı gelmiyor.Anladığımız kadarı ile Hocanın dediğini yapın da yaptığını yapmayın nasihatında bulunuyor Cumhurbaşkanı.
Bundan yedi ay önce 2016’nın Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam tersi bir açıklaması var: bizim ülkemiz bir refah içerisinde hem beefendinin arabası var hem de eşinin demişti. Bu tezatlık ne diye sormayın,bizde fıkra gibi ata sözleri vardır ‘ele verir talkını kendi yutar salkımı’ diye..
Bir ülkede saltanatın kriterlerini nereden anlarsınız?
Yeryüzüyle kaşılaştırarak.
Bunlardan biri siyasetin bir ülkede siyaset üstünden başta kendini,eşini, dostunu ve etrafını nasıl zenginlik yarattığını.Milletvekillerinin emekli maaşı belriler.
Dünyanın hiç bir ülkesinde Türkiye’den başka 2 yıl milletvekilliği yapıp ta 3 bin dolar emekli milletvekilliği maaşı alan bir sistem yok.
Türkiye’de sistem siyasete gireni zenginleştiriyor,bugüne kadar milletvekili olmuş ve belediye başkanlığı yapıp ta bir tane fakirleşmiş kişiyi gösteremezsiniz.
Örneği Erdoğan.
1994 yılında Erdoğan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazandığında koltuğuna oturmadan basın toplantısı düzenleyip;mal varlığı olarak parmağındaki alyansı gösterdi; eğer bir gün zengin olursam bilinki Recep Tayyip Erdoğan haram yemiştir diye iddiada bulunmuştu.2015 yılında Erdoğan’ın mal varlığının 1 milyar doalr olduğunu ünlü iş adamı Rahmi Koç açıkladı.Erdoğan’da bu sözü yalanlamadı ve bizim aile gıda şirketlerimiz var dedi..Bir Oğlunun 6 gemisi olduğunu ve her geminin 30 milyon dolar değerinde olduğunu bunlara gemi denmez gemicikler dediğini Erdoğan canlı yayında katıldığı yandaş bir televizyonda söyledi.
Saltanata karşı çıkanlar saltanatı yıkar.
Saltanat bizde devlet eliyle yürüyor. Erdoğan tasarruf için vatandaşlarına çağrı da bulunup araba saltanatına son verin diyor ama devletteki araba saltanatını ise gündeme getirmiyor.
İşte beş ülke deki kamuda araç sayısı saltanatı!.
-Türkiye’de kamuda makam araçları da dahil toplam araç sayısı 125 bin.Yalnış okumadınız tam yüz yirmi beşbin yazıyla yazalım.
-Almanya’da kamuda araç sayısı 15 bin.
-İngiltere’de 12 bin.
-Japonya’da 10 bin.
Fransa’da 9 bin.Bu zengin dört ülkedeki toplam kamu araç sayısı 46 bin iken,bizde ise 125 bin..
Devlette bu kadar bir araç saltanatı olur da vatandaş bundan geri kalır mı?
Bir insan söylediklerini kendisi yapmıyorsa karşı tarafa bunu yaptıramaz, daha açıkça söyleyelim insan söylediğine kendisi inanmıyorsa karşısındakine inandıramaz.
Erdoğan’ın vatandaşa tasarruf çağrısının bir karşılığı yok.
Amiyane tabirle sen kendine bak derler.
Bir de son günlerde doların freninin patlaması karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşa dolarınızı altına çevirin veya TL’ye dönüştürün diye çağrıda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çağrısınında vataandaşta karşılığı yok.
Neden mi?
Para yok ve geçim sıkıntısı had safhada işte tablo:
-1 Milyon insanın açlık sınırında,15 Milyon insanın yoksulluğu yaşadığı ve günde iki dolar ile geçindiği bir ülke burası..
-6 milyon işsizi olan..
-20 Milyon çalışanın 11 milyonu asgari ücretle çalışıyor,Doların 3.5 Tl olduğu bir yerde asgari ücretli 371 dolar maaş alıyor..
- 12 Milyon emekli maşşını da emeklilere sormak gerek, yastık altında tuttuğunuz dolarlarınızı ve Eronuzu niye TL’ye çevirmiyorsunuz veya altın almıyorsunuz diye.Bu tablo içerisine giren insanlar nasıl ısrafçı oluyor?
Sayın Cumhurbaşkanı eğer siz dolara karşı TL’yi değerlendirecekseniz, köprü geçişlerini neden dolar üzerinden belirliyorsunuz?
Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi(körfez) köprülerinden geçişler dolar üzerinde değil mi?
Yukarıdaki sorularımızı yanıtlayın söz veriyoruz; bizde şuan olmayan bir gün olursa dolarlarımızı TL veya altına yatıracağız.
Kimse kusura bakmasın ama yukarıdaki tabloya bakarak, yastık altındaki dolarlarınızı TL’ye veya altına çevirin demekle, toplumla alay etmek olmuyor mu?
OHAL kalkmadan, ülke demokratikleşme yolunda adım atmadan bu ülkede ne refah olur ne de huzur.Ne turist gelir,ne yabancı sermaye uğrar varolan yabancı sermaye de çıkış yapar,doların ateşi de düşmez.
Not:OHAL’den sonra hukuki hiç bir dayanağı olmayan KHK’lerle,155 gazete, televizyon,radyo,dergi ve yayınevi kapatılmış,375 derneğin kapısına kilit vurulmuş, 142 gazeteci tutuklanmış, 2 bin 500 gazeteci işsiz kalmış,700 gazetecinin basın kartı iptal edilmiş.HDP’li 10 milletvekili ve 35 BDP’li Belediye başkanı tutuklanıp cezaevlerine atılırken yerlerine de kayyum atandı.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025