Melih ALTINOK
Demokratik özerlik kadar çok tekrar edilen ancak kimsenin içeriğini tam olarak bilmediği çok az kavram vardır sanırım.
Hatta aklıma, bir gazetenin dönemin BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız ile yaptığı mülakat geliyor. Yıldız, gazetecinin “hocam nedir bu demokratik özerklik” şeklindeki 27 seri sorusunun hiçbirine cevap verememişti.
Konu bir dönem bu denli popülerleşince ve “acayiplik” benim de dikkatimi çekince, mevzuu sosyolog Mesut Yeğen’e sormuştum. Bu kavramın yerinden yönetimin güçlendirilmesiyle alakalı düzenlemeler içeren, federasyon gibi modelleri değil 1921 Anayasası perspektifine dayanan bir içerikte olduğunu anlamıştım. Ayrıca bu kavram başka adlarla ve yöntemlerle tanımlansa da, genel bir hedef olarak AK Parti'sinden CHP’sine kadar neredeyse tüm partilerin seçim vaadiydi. Dahası Türkiye, bazı maddelerine çekince koysa da Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndan çok da farklı olmayan bu konuyu yıllardır yasal zeminde tartışıyordu da.
Bunun üzerine Yeğen’in açıklamalarından yola çıkarak eski gazetemde şu manşeti kullanmıştık:
“Herkese demokratik özerklik” (22.12.2010/Taraf)
Öyle ya, bu evrensel demokratik standarttan Diyarbakırlı da yararlanmalıydı Eskişehirli de…
Ama ilginçtir, tüm muğlaklığına rağmen bu kavram tek bir anlamı varmış gibi çarpıtılarak kullanıldı. Birilerince en umut verici vaat, başkalarınca da duyulduğunda “Allah korusun” denilecek bir tehdit olarak…
Korkular yeniden ısıtıldı
Epey bir aradan sonra, bu kavram çarşamba günü yeniden gündemimize taşındı. Diyarbakır’da konuşan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş şunları söyledi:
“Burada asıl inşa edilecek şey kültür merkezleri değil, asıl inşa edilecek şey demokratik özerkliktir. Halkın kendini yönetebilme anlayışı, mekanizması, sistemidir… Burada kendi anadillerimizle, Kürtçenin, Arapçanın lehçeleriyle, Ermenice, Süryanice ile bu toplum artık kendi diliyle hizmet almanın aşamasına geldi. Biz bunları devletten beklemeyeceğiz. Ders kitaplarımızı kendimiz basacağız. Her dilde matematik kitabımız da olacak, coğrafya kitabımız da. Çocuklarımıza bizler kendi imkânlarımızla eğitim vereceğiz. Biz devleti beklemek zorunda değiliz. AKP'nin bu konuda insafını, vicdanını beklemek zorunda değiliz. Yapacağımız iş anayasaya, yasalara aykırı bir iş de değildir. Son derece meşru, haklı temellere dayanan, bir halkın kendini yönetme kendi diliyle, kültürüne yaşama hakkına sahip çıkma meselesidir. İşte BDP'li belediyeler bütün bu hizmetleri her yerde hayata geçirecektir..."
Demirtaş’ın açıklamaları üzerine, Oslo’daki barış görüşmelerinden, MİT’in çözüm için rol üstlenmesinden ve bir yılı aşkın süredir devam eden Çözüm Süreci’nden rahatsız çevreler harekete geçtiler. Daha bir hafta önce 15 yıl önceki sorgu görüntülerini yayınlayıp Kürtlere “Çözüm iradesi gösteren Öcalan sizi satıyor” diyenler manipülasyonunda eli yükselttiler. Demokratik özerklik kavramını, tıpkı PKK ve çevresindeki gerçeklerden, tabandan kopuk marjinallerin perspektifinden yorumlayıp “bölünme” diye manşetlerine taşıdılar.
“Demirtaş açıkladı. BDP seçimden sonra bölgede demokratik özerklik ilan edecek!”
Demirtaş’ın açıklaması gayet “açıklayıcıydı” ama bu provokasyon üzerine bizzat BDP’den açıkça ve sert bir yalanlama geldi:
"Bugün Diyarbakır'da toplu açılış töreninde konuşan Genel Başkanımız Sayın Demirtaş'ın açıklamalarında iddia edildiği gibi 'Seçimlerden sonra özerklik ilan edeceğiz' şeklinde hiçbir ifade yoktur. Sayın Demirtaş konuşmasında yerel seçimlerin önemine işaret ederek halkın kendi kendisini yönetme sürecine vurgu yapmış ve bu anlamda demokratik özerkliğin inşasıyla ilgili süreçten söz etmiştir.”
Yoksa özerkliği siz mi istiyorsunuz?
Olsundu. Mevzu barışı dinamitlemek, batıdaki kamuoyunu kışkırtmaksa, yalanlama teferruat değil de neydi ki?
Yalanlama, manşetlerine saatler kala gelmesine rağmen provokasyonlarını ertesi güne taşımaktan imtina etmediler.
Bugün: “Seçimden sonra özerklik”
Aydınlık: “Bölüyorlar”
Haber, manşetten olmasa da Sözcü, Yurt, Cumhuriyet gibi gazetelerin de ilk sayfasındaydı. Bir gün önce, Diyarbakır’daki billboardlardan Öcalan’ın posterlerinin sökülmesini, “Önderliği yırtıyorlar” diyerek duyuran “Türkiye Türklerindir gazetesi” Hürriyet de atlamamıştı elbette.
Şimdi hal buyken sormak hakkımız değil mi? Sizce manşetlerde “bölünme”ye eşitlenen bu “Özerklik”i, kim istiyor?
Israrla “Böyle bir planımız da beyanımız da yok” diyen egemen Kürt siyasal hareketi mi? “Cihan Yalan Ajansı” başlıklı haberinde, “Demirtaş’ın konuşmasını maksatlı bir şekilde ‘Seçimden sonra özerklik ilan edeceğiz” başlığıyla yayınlayan Gülen Cemaatine yakın Cihan Haber Ajansı’nın haberini "BDP Genel Merkezi yaptığı yazılı açıklamayla anında yalanladı" diyen Özgür Gündem mi? Okurları mı?
Yoksa yalanlamalara rağmen bu paranoyayı ellerini ovuşturarak manşetine taşıyanlar mı?
Hakikaten siz ne istiyorsunuz?
Başka sorum yok.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019