Melih ALTINOK
“Bodur, cahil, çirkin” diye küçümseyip “Koyun koyun” dediğin seçmenin sandıkta koyduğu tavırda 1950’den beri değişen bir şey yokmuş… Tekerrür eden tarih değil aptallığınızmış…
Yan yana gelen muhalefet bileşenlerinin sayısı değil, barış ve demokrasi konusundaki söylemlerinin “işlevi” önemliymiş…
Kadir Topbaş’ın halka “geçen” sahiciliğini, mekanik jestlerle taklit etsen bile alacağın oy en fazla Sarıgül’ünki kadar oluyormuş…
Binali Yıldırım gibi, partinin oylarını 7-8 puan arttırsan da seçimi kaybedince centilmenliği elden bırakmamak mümkünmüş…
BDP’ye “bölge partisi” eleştirisi yaparken, sıkışıp kaldığın Ege’den çıkmadan Türkiye partisi olamayacağını da düşünmen gerekiyormuş…
Siyasi bilinci ve sağduyusu yüksek Kürt seçmeni Gezi’ye taşıyıp Kemalist-arkaik sola yamama projende meşhurlar serisinin en popüler adayını kullansan da avucunu yalıyormuşsun. Hatta 2009 yılında DTP’nin İstanbul’da aldığı oyun bile gerisine düşüyormuşsun…
Osman
Baydemir gibi barış yanlısı, demokrat siyasi bir figüre, siyasetin
yerel dinamiklerini de hiçe sayıp, “Urfa’ya sürirem ulen” diyerek gücünü
sınamamalıymışsın…
Ancak “ecel terleri” döküp finişi göğüsleyebilen bazı AK Partili belediye başkanlarının, Erdoğan’ın seçmen nezdindeki prestiji dışında “artılar” oluşturmalarının zamanı çoktan gelmiş… Seçmen kimilerinden bıktığını sandıkta pekâlâ hissettiriyormuş.
Face
hesapların asgari 5000 RT alan twitlerin kararsız seçmenler
dağıtıldığında bile sandığa yansıması kıytırık bir fav’dan fazlası
değilmiş…
Saçlarını parmaklarına dolayan kolejli kız edasıyla
çizdiğin “ay jüneyt 2 milyon takipçin var daha ne konuşuyoruz”
şeklindeki siyaset projeksiyonları, partine oy değil, olsa olsa sana
sokakta hiçbir gerçekliği olamayan 3-5 takipçi kazandırıyormuş…
Seçmenin
refleksini neredeyse bire bir okuyan demokrat medya değil, manşetleri,
haberleri ve köşe yazılarıyla seçim sonuçlarının uzağından bile
geçemeyen merkez medya halkı kandırıyormuş… Seçim sonuçları için “her şeyine” iddiaya girip yanılınca yan yatan kalemlerin zaten “hiçbir şeyleri” yokmuş…
İl
il AK Parti dışında oy verilecek partilerin isimlerini yayınlasa da.
Yurtlarındaki öğrencileri tehdit etse de. İş yerlerindeki çalışanları
sıkıştırsa da. Şantaja, montaja başvursa da. Yargıdaki, polisteki,
medyadaki gücünü kullansa da. Seçim sonuçlarını manipüle etse de… Cemaatin kendi tabanında bile hükmü yokmuş…
Seçim
öncesi manipülasyon bir yere kadar etkili olsa da seçim sonuçları
açıklandıktan sonra bu yola meyletmenin adı tek kelimeyle ahmaklıkmış…
“Elektrikler kesildi seçimi kaybettik” komedisi artık trajediye dönüşmüş…
Onurlu
Dersimliler günü gelince, coğrafyalarındaki katliamın hesabını sandıkta
layıkıyla sorup, üzerlerine yapışan “Stockholm Sendromu"nu da çöpe
atabiliyorlarmış…
Kadınlarına seçme ve seçilme hakkı 80 yıl önce “verilen” Türkiye’de, başörtülü bir belediye başkanı nihayet seçilebiliyormuş….
KONDA bu işi “yine” biliyormuş arkadaş. Bravoymuş Tarhan Erdem’e ve Bekir Ağırdır’a…
AK Parti seçmeninin suçu ne?
Haklısınız, herkese çaktık, dönüp biraz da kendimize bakalım.
Evet,
bu 8. Seçim zaferinin ardından Çözüm Süreci, demokratikleşme,
yolsuzlukla radikal mücadele, şeffaflaşma, AB üyeliği gibi konularda
artık AK Parti’den daha radikal adımlar bekliyoruz. Bu noktada Tayyip
Erdoğan’ın siyaset dışı yöntemlere tenezzül etmeden centilmence siyasi
partilerini destekleyen tüm Türkiyeli seçmenleri Başbakan sıfatıyla daha
sıkı sahiplenmesi de hayati önemde. Yani gerekirse 1-2-3 daha fazla balkon konuşması…
Ancak
bu talepleri her fırsatta dile getiren gazeteciler, yazarlar olarak,
sizce AK Parti seçmenini fazlasıyla ihmal edip haksızlık etmiyor muyuz?
Öyle
ya, bu ülkenin yüzde 45’i pek çok beklentisini ve önceliğini öteleyip
sandığına, demokrasiye sahip çıktı. Üstelik de dört bir yandan gelen
bangır bangır manipülasyonlara, baskılara, aşağılamalara rağmen. Oturdu,
düşündü ve bir siyaset profesörüne taş çıkartacak “muhasebenin”
ardından bireysel artısını pozitif sonuçlar üretecek enerjide bir
çoğunluğa dahil etti. Bu dünyanın her yerinde takdir edilecek,
onurlandırılacak bir seçmen refleksidir. Ama bizde nedense bunca insana
âdeta utanılacak bir iş yapmışlar muamelesi yapılıyor. Ya da en azından
“tamam” büyütmeyin nasihatleri veriliyor. Bence bu da “göbeğini kaşıyan adam” metaforunun “tevazu telkini” sosuna batırılmış ürkekçe bir tezahürü.
AK Parti seçmenini, siyasi aktörlerini yönetime getirmek için kurguladıkları seçim oyunundaki başarılarından, akıllarından, sağduyularından ötürü haddim olmayarak ama ağız dolusu tebrik ediyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019