Taner AKÇAM
İki toplum, bir kriz
Türkiye’de insanlar sokaklarda. Takip etmeyenler için ilginç bir bilgi vereyim. Benzeri olaylar (kitlesel gösteriler) şu anda İsrail’de yaşanıyor! Ve Haaretz (İsrail’in liberal muhalefet gazetesi) ülkenin tam bir iç savaşın eşiğinde olduğunu yazıyor… Toplum ortadan bölünmüş durumda. Bir taraftan ülkeyi bir tiranlık rejimine götürmek isteyen Netanyahu ve destekçileri diğer taraftan eski kurumları korumak isteyen geniş bir topluluk. Savaşa devam etmek isteyenlerle savaşın bitmesi gerektiğini düşünenler arasında bölünmüş bir toplum.
Türkiye de nereye gidecek belli değil! Tarihi bir bilgidir, diktatörler iktidarda ve yataklarında ölmek isterler. Erdoğan, “seçimle iş başında kalmayı planlayan” bir tiranlık rejimi taraftarı idi. Ve ama İmamoğlu’nu elimine etme girişimi ile bu kapıyı bir daha açılmamak üzere kendi yüzüne kapattı. Bundan sonra hangi biçimde düzenlese bile seçim onun için seçenek olmaktan çıkmış görünüyor. Seçimle iş başında kalma alternatifi kalmadığına göre, Erdoğan ne yapacak?
Sokakların mesajı
Bildiğimiz Erdoğan, ‘vites artırır’, geri dönüş veya taviz vermenin kendisi için ‘ölüm’ olduğunu biliyor. ‘Vites artışı’ sokağı susturma girişimini artırması demektir. Sokak bu durumda ne yapar? Geri evine döner mi? Büyük bir soru bu. Ve cevabını bilemezsek bile bu bize İsrail’de olduğu gibi, ‘iç-savaş’ senaryosunun potansiyel varlığını hatırlatır.
Süreci ‘makul rayına’ çevirecek kişi Bahçeli’dir. Tercihini ‘muhalefetten yana’ çevirirse ufukta ‘iç savaşsız’ çözüm gözükebilir. Yapacak mı göreceğiz, şimdilik yapmayacak görünüyor. Ama eğer yapmazsa başını çektiği Kürt açılımının da biteceğini biliyor.
Makul olanı görmek gerekiyor: Bahçeli’nin ‘Devlet Aklı’nın Kürt açılım stratejisi yoluna İmamoğlu ile de devam etme şansına sahiptir. Açılım, Tayyip Erdoğan’ın iktidarda kalması arzusuna takılmış durumda. Erdoğan’ın iktidar arzusu ile Kürt Açılımı arasındaki makas giderek açılacak gibi duruyor. Eğer tabi, ‘Devlet Aklı’ Kürt Açılımında ciddi ise. ‘Ciddi olup olmamak’tan kastım, Kürt Açılımını, ciddi bir reform arzusu olarak değil, Kürtlerin direnişini zayıflatmak için düşünmüş olmaları ihtimalidir.
**
Tarihten dersler
Bu ihtimali, Osmanlı-Türk geleneğine bakarak çıkartıyorum. Konuyu bilen tarihçilerin aklında olanı seslendirmek isterim. Osmanlı-Türk devlet geleneğinin reformlar konusunda kötü bir geleneği, kötü bir huyu var. Büyük reform ümitleri hep ciddi katliamlarla sonuçlandı. Bu bir ‘yorum’ değil, bilgi… 1895 yılında Mayıs ayında büyük devletler Ermeni Reformu için ültimatom verirler. Abdulhamit önce kabul etmez ama sonra İngilizler başta büyük devletlerin baskısına boyun eğer ve Ekim 1895’te Ermeni reformlarını kabul eder. Sonuç: 40 yerleşim yerinin üstünde katliamlardır… Ölü sayısı 30 ile 70 bin arası değişir. 1909’da Adana’da benzeri olur.
Ama konumuza en çok benzeyeni 1913 Arap reformudur. Paris’te toplanan Arap Konferansı, bir dizi Reform isteğinde bulunur. Arap memurların atanması, Arapça dilinin kullanılması gibi son derece sıradan masum taleplerdir bunlar. Sonra ne mi olur? İttihat ve Terakki Paris’te Arap temsilcileriyle anlaşma yapar. Bu temsilcilerden bazıları çok üst düzey idari görevlere atanırlar. Ve İstanbul’a gelirler. Ve de kısa bir süre sonra ama tutuklanırlar. Bunlardan bazıları daha sonra Cemal Paşa tarafından Şam ve Beyrut’ta asılacaklardır.
1914 Şubat’ında, İngilizlerin “aman fazla sevinç gösterileri yapmayın” uyarılarına rağmen Anadolu’nun birçok kasabasında Ermenilerin sevinç gösterileriyle karşılanan Ermeni Reform programından bahsetmeye ise gerek yok. İttihat ve Terakki’nin Almanlar yanında savaşa girme nedenlerinden birisi de bu reform planını hayata geçirmemekti. Savaş yıllarında Ermenilerin başına gelen büyük felaket ile 1914 Şubat Ermeni Reformu arasında doğrudan bağ vardır.
Kürt açılımı ve siyasal gelecek
Bugün de durumun böyle olduğu söylenebilir. Çünkü, tarihi örneklerinde olduğu gibi bugün de iktidarın Kürt Açılımını ‘Bölgesel ihtiyaçlar’ ve ‘Yabancı Devletlerin ricası’ üzerine başlatmış olduğu genel kabul görüyor. O halde?
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020