Taner AKÇAM
Gezi olayları sonrası ortaya çıkan tabloyu anlamak için önemli olan sorulardan biri şu: AKP, sivil- askerî bürokrasinin tahakkümünü geriletmesine rağmen, niye zihniyet dünyası itibarıyla, onlara çok benzer bir siyasi kültüre mahkûm olmanın ötesine geçemedi?
Soruya çeşitli cevaplar verilebilir. Son derece basit olan bir tanesi: ezen- ezilen ilişkisi biçiminde tanımlayacağımız egemenlik ilişkilerinde, ezilenler genel kural olarak ezenlerin zihniyet dünyasını kabul eder ve içselleştirirler. İktidara geldiklerinde, ezenlerin yaptıklarına benzer şeyleri yapmanın ve onları taklit etmenin ötesine geçemezler.
Sosyal bilimlerde büyük altüst oluşları ve zihniyet dönüşümlerini açıklamada kullanılan basit bir model var. Buna göre, bir toplumdaki büyük zihniyet değişiklikleri veya ciddi dönüşümler ezen-ezilen çatışmasından çıkmaz. Verilen bazı klasik örnekler de vardır. Örneğin, köleci toplumun ortadan kalkması, kölelerin efendilerini devirerek yeni bir toplum kurmaları ile olmamıştır. Değişim, yeni toprak sahibi bir sınıf tarafından gerçekleştirilmiştir. Feodal toplumdan çıkış da feodal bey- köylüçatışmasının doğrudan ürünü değildir. Bey- köylü çatışmasının dışında gelişen burjuvazi feodal sisteme ve onun zihniyet dünyasına son vermiştir. O hâlde genel kural şu: toplumlardaki büyük değişiklikler ezen- ezilen ilişkisi dışında ortaya çıkan üçüncü güçler tarafından gerçekleştirilir.
Bu modelin içinde yaşadığımız şu günleri de açıklamada işe yarayacağını düşünüyorum. Ülkemizde ezen- ezilen ilişkisini belirleyen en önemli ana eksenlerden birisi laik- din çatışmasıdır. Türkiye bugüne kadar, asker ve sivil bürokrasinin kontrolünde laik- Kemalist bir azınlık tarafından yönetildi. Bunlar Türkiye’nin ezenleriydi. Bugün AKP ile birlikte iktidara gelen Müslümançoğunluk kendisini sistemin ezileni olarak gördü ve öyle de algıladı.
Gerçekten de AKP’nin temsilcisi olduğu kitle, uzun yıllar ezilmiş ve sistem tarafından dışlanmıştı; sosyal, siyasi ve iktisadi birçok haktan mahrum edilmiş; sosyal ve kültürel dışlamalara maruz bırakılmışlardı; toplumda mevcut (eğitim, meslek vb.) imkânlardan ya hiç ya da çok sınırlı olarak yararlandırılmışlardı; belli bir nefret söyleminin veya kültürel dışlayıcı uygulamaların hedefinde idiler. Elbette bu sayılanlar artırılabilir.
Şimdi iktidara geldiklerinde, kendilerinin maruz bırakıldığını başkalarına yapmakta fazla bir sorun görmüyorlar.
Yani AKP iktidarı, ezen- ezilen ilişkisi ile ilgili yukarda söylenen modelin dışına çıkmamış gözüküyor.
Eskiden Kemalist- laik elitin yaptığı ne varsa aynılarını kendileri yapıyorlar.
Ekonomik kaynaklardan yararlanmak Kemalist- laik elit üyesi olmakla mı mümkündü? Aynı mekanizma şimdi AKP yandaşları için çalışıyor. Üstelik bu yararlanma MİT raporları ile garanti altına alınıyor. Belki sistemden nemalanan insan sayısı artıyor ama sistemin kendisi aynı.
Medyanın dizayn edilmesi de öyle. AKP, aynı 28 Şubat mantığı ile kendisi için medya kuruyor. Hristiyanlar, Aleviler ve Kürtler konusunda da ciddi zihniyet süreklilikleri var. Bu çevrelerin sorunlarının hâlâ çözülememiş olmasının ana nedeni bu zihniyet sürekliliği. AKP kendisini, eski efendinin yerini almış yeni efendi olarak görüyor ve yukardaki genel ilkeye uygun davranarak, kendisini ezenlerin zihniyet dünyasını aynen devam ettiriyor. Gezi’nin anlamı da burada ortaya çıkıyor. Acaba Gezi, Türkiye’de mevcut ezen- ezilen ikilemi dışında yeni güçlerin ortaya çıktığının habercisi mi? Acaba Gezi’de, çok kısa bir süre için bile olsa, hepimizin ihtiyacını duyduğu yeni bir zihniyetin, yeni bir Türkiye’nin taşıyıcılarını mı gördük?
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020