Taner AKÇAM
Veli Küçük’ün Ergenekon yargılamalarını 1919’da İttihatçılar aleyhine açılan davalara benzettiğinden söz etmiştim. Küçük, kendisini de, 1915’te işlediği cinayetler nedeniyle suçlu bulunan ve 1919 nisanında idam edile Boğazlayan Kaymakamı Kemal’e benzetiyor.
Küçük, savunmasında Kemal’in yargılanması ve idamına çok özel bir yer ayırdı. Her iki dava arasındaki benzerlikler için de şunları söyledi: “Bu büyük millet, her zaman emperyalistlerin ve onunla işbirliği yapanların çeşitli oyunlarıyla karşılaşmış, vatan sevdalılarının niceleri ihanet çeteleri tarafından yargılanmıştır. Bu vatan Nemrut Paşa Divanı’nı görmüş, Kaymakam Kemal Bey'in hangi kumpaslarla sözde yapılan yargılamalar neticesinde katledilişine şahit olmuştur.
Bu memleket Bekirağa Bölüğü’nde tutsak edilen vatanseverleri bağrına bastığı gibi, bugünün esirlerini de aynı kadirşinaslıkla anacaktır.
Kaymakam Kemal Bey’i asan zihniyet bugün nasıl lanet ile anılıyorsa, bugünün milli mücadele neferleri de tarihte hak ettikleri yeri alacaktır.”
Veli Küçük kendisini ve Ergenekon’u 1915 Ermeni soykırımını yapanların devamı saymaktadır. Çok da haksız sayılmaz!
Nitekim, Ergenekon örgütünün bir diğer önemli siyasi faaliyeti, başta Hrant Dink olmak üzere Ermeni sorunu ile uğraşan aydınlara karşı cadı avı düzenlemekti. Hrant aleyhine açılan tüm davalarda Ergenekon’un imzası vardı. Orhan Pamuk ve benim hakkımdaki suç duyurularının arkasındaki isim yine Ergenekon’du.
Dava tutanaklarından anlıyoruz ki, ABD’de aleyhime yürütülen kampanyayı da doğrudan Ergenekon yürütüyordu.
Ergenekon tutuklamaları ile birlikte bu eylemler bıçakla kesilir gibi kesildi ve aydınlara yönelik cadı avları, suikast girişimleri sona erdi.
Artık biliyoruz ki, eğer Ergenekon soruşturmaları Haziran 2007’de değil de bir yıl önce başlamış olsaydı belki Hrant Dink bugün aramızda olacaktı. Onun öldürülmesine giden yolu adım adım örenler Ergenekon davasından ağır cezalar aldılar.
Özet, eğer bugün Ermeni soykırımı üzerine bu denli rahat konuşabiliyor, aydınlar aleyhine cadı avları düzenlenmiyor, suikastlar organize edilmiyorsa bunun nedenlerinin başında, Hrant Dink cinayetine gösterilen toplumsal tepki kadar Ergenekon yargılamaları da gelir.
Ergenekon dava ve kararlarına “ağırlaştırılmış intikam” başlıkları atanlar, veya yargılamaların toplumu gereksiz yere gerdiğini ileri sürenler maalesef bu davanın Ermeni soykırımı ile bağını görmüyor ve anlamıyorlar.
“Asılsız Ermeni Soykırımı İddiaları ile Mücadeleyi” siyasetinin merkezine koymuş; Ermeni soykırımı ile uğraşan aydınlara kan kusturmuş; Hrant Dink cinayeti sürecini örgütlemiş bir örgüte karşı açılan davayı ve verilen cezaları intikam veya toplumu germe olarak değerlendirmek anlaşılır bir tutum değildir. Sözkonusu olan intikam değil, çok yetersiz de olsa kısmi adaletin gerçekleşmesidir.
Bu yargılama, Ermeni soykırımı da dâhil, geçmişte işlenmiş insanlık suçları ile yüzleşebilmek için tarihî bir fırsat olabilirdi, hâlâ da olabilir. İstenecek olan bu davanın derinleştirilmesi, devletin derin dehlizlerinde iz sürülmesidir.
AKP’nin bunu yapıp yapmayacağı önemsiz bir ayrıntıdır. Muhtemel yapmayabilir. Ama önemli olan bizlerin bunu isteyip istemediğimizdir.
Altını çizmek isterim: af isteği veya davaları intikam davaları olarak adlandırmak, geçmiş cinayetleri örtmek isteyenlerin elini kuvvetlendirir. Türkiye’nin tarihte işlenmiş tüm insanlık suçları ile açık yüzleşmeye ihtiyacı var. Yüzleşme ve adalet arayışı intikamcılık veya toplumu germek değildir tam aksine toplumsal huzurun ve barışın sağlanmasının ön şartıdır.
Ergenekon davasını anlamak için gerçekten de Veli Küçük’ün yaptığı gibi onu 1919 İttihatçı yargılanmaları ile kıyaslamak gerekir. Bu her iki davaya karşı yapılan itirazlar arasındaki benzerlik bize çok şey öğretecektir. Konuya devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020