Taner AKÇAM
Hrant Dink davasına yeniden başlandı.
Dava ile birlikte iki önemli gelişme yaşandı. Birincisi, Dink ailesi davaya taraf olmayacağını açıkladı. İkincisi, Fethiye Çetin “Utanç Duyuyorum!” başlığı ile son derece önemli bir kitap yayımladı.
Aile yaptığı açıklamada, “gerçek adaletin tecellisi için mücadeleden” vazgeçmeyeceklerini, ancak artık bir komedi hâline gelen bu duruşmalarda bulunmayacaklarını, “salonlarda değil”, bunun yerine “sokaklarda, caddelerde, meydanlarda” olacaklarını bildirdi.
Fethiye Çetin’in kitabının da tam bu sırada yayımlanmış olması son derece önemli.
Akıcı bir dille yazılmış ve çarpıcı bir kitap; okuyunca aslında ortada Dink cinayeti değil, Dink operasyonu olduğunu öğreniyor insan.
Operasyona bulaşmamış, karışmamış devlet kurumu yok gibi.
Fethiye Çetin kitabında bir soruya cevap arıyor; gerçek adalet nasıl tecelli edecek?
Sorunun cevabı belli: Hükümet gerçek suçluları biliyor ama onları Ankara’nın derin dehlizlerinde saklayarak adaletin pençesinden kurtarmaya çalışıyor.
Çetin’in kitabından öğreniyoruz; bu saklama o boyutlardaki, Ergenekon davası sanıkları arasında yapılmış telefon konuşmalarının çözümleri yapılırken, Hrant Dink ile ilgili olan kısımlar makaslanıyor ve Ergenekon dava dosyasına konulmuyor, (sayfa 90-92).
Yani sadece konuşmalardan tıraşlanmış kısımları bile bilsek, kimlerin cinayetin organizesine karıştıklarını; örneğin Genelkurmay Özel Harp Dairesi’nin devrede olduğunu öğreneceğiz. Bu bilgileri bizden saklayan kim: Hükümetin polisi.
Yine Çetin’in kitabından anlıyoruz ki, Hrant Dink davasında yargılanması gerekenler bir tek hükümetin Ankara dehlizlerinde sakladıkları ile sınırlı değil.
İstanbul basın saraylarında dolaşan başka suç ortakları da var ve onların da bu davaya dâhil edilmeleri gerekir.
Sözünü ettiğim çevrenin başında Hürriyet gazetesi ve onun kaptanı Ertuğrul Özkök geliyor. Özkök ve gazetesinin cinayet için gerekli kamuoyunu yaratmak görevini üstlendiği anlaşılıyor. En azından bu nedenle soruşturmalara konu edilmesi gerekirdi.
Bu konuya yeniden döneceğim ama önce Fethiye Çetin’in kitabından bazı pasajlar aktarmak istiyorum.
Gerçek adaletin tecellisi için neyin gerekli olduğunu çok güzel özetliyor Çetin: Cinayete seyirci kalmaktan vazgeçmek!
“Hrant Dink cinayeti, hazırlanışıyla, işlenişiyle gözlerimizin önünde adım adım gerçekleştirildi ve biz bu süreci seyretmekle yetindik. Yıllardır başka suçları ve acıları seyrettiğimiz gibi.
‘Seyircisiz zulüm olmaz,’ derler... bu topraklarda zalim, hep seyircilerinden aldı gücünü, seyircileriyle güçlendi, ‘suç’ seyircilerinden alınan zımni onayla ‘suç’ olmaktan çıkarıldı. Failler yargılanmadı, suçlular ve suçlar cezasız kaldı.”
Çetin’in anlattığı aslında çok basit bir gerçek; eğer bir suçu cezalandırmazsanız bu bir ödül olarak telakki edilir ve böylece suçun tekrarının koşullarını yaratmış olursunuz. Eğer bu tür suçların tekrarını istemiyorsak, seyirci olma durumuna son vermek ve hakikatin peşinden koşmak gerekir. Çünkü, “hakikat ve adalet, failin ölümüne korktuğu şeydir. Gücünü, bütün mekanizmalarıyla, kurumlarıyla hakikati gizlemek üzerine kurar”.
Şimdi Hürriyet ve Özkök olayına daha yakından bakabiliriz.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020