Taner AKÇAM
Açıklanan paket üzerine tartışma yapmanın çok sıkıcı bir tarafı var. Sonuçta, söylenecekleri aşağı yukarı tahmin edebileceğimiz bir tartışma. MHP ve CHP gibi “eskisi gibi kalsın” diyen sınırlı bir kesim dışında, büyük çoğunluk açısından sorun, yarısı dolu su bardağının nasıl tanımlanacağıile ilgili.
Hükümete yakın çevreler için paket büyük bir sevinç kaynağı ve “sessiz bir devrim”; uzak duranlar için, kısmi bir hayalkırıklığı. Hatta “göz boyama operasyonu” olarak gören, burun kıvırıp, dudak bükenler de var.
Bir de paketin içeriğinden bağımsız, ilan edildiği koşullar nedeniyle kısmi bir tedirginlik yarattığından söz edebiliriz. Hükümetin özellikle Gezi Parkı politikaları ve daha sonra gündeme gelen polis şiddeti, insanları sütten ağzı yanmış olma tedirginliğine itti. Bu nedenle, yoğurdu üflemeye çağrı yapıp, büyük bir kuşku ile, “hele bir uygulamaya bakalım”, diyenlerimiz de az değil.
Bana göre de paket biraz “geç kalmış” bazı düzenlemeler; ve bazıları Cengiz Aktar’ın güzel tanımıyla “demokratikleşmekten ziyade eziyetten kurtulma” tedbirleri.
Özellikle Alevilere yönelik hiçbir düzenlemenin olmaması ve yerel yönetimler konusunun es geçilmesi, hükümetin gerçek sıkıntılarının nerede yattığını göstermesi bakımından önemli.
Pakette iki ayrı gölge daha görmek mümkün. Birincisi, hükümetin alttan gelen bir dalganın farkında olarak ve belki de buna tepki olarak reformları ilan etmek zorunda kalmış olması... Yani istenerek atılmış bir adımdan çok, kerhen kabul edilmek zorunda kalınmışlık sözkonusu gibi.
İkinci gölge ise yaklaşan seçimler. Açıklanan tedbirlerin Sünni-Türk çoğunluğun kabul etmekte zorlanmayacağı hususlardan oluşturulduğunu tahmin etmek zor değil. Bu nedenle de seçimlerden önce Sünni-Türklerin “hassasiyetleri” dikkate alınarak başka bir reform paketinin açıklanmayacağını da söylemek mümkün.
Bu da hükümetin reform yapmak ile oy kaybetmek arasında tersten bir irtibat kurduğu anlamına geliyor. Bu bir kanaate değil de bir bilgiye dayanıyorsa, ortada kendi başına kaygı verici bir durum var demektir.
Ve fakat tüm bu kuşkulara rağmen reform paketine derin anlam yüklemek de mümkün. Kendi adıma,andın kaldırılması, türban özgürlüğü gibi sembolik değişimlere böyle bir anlam yüklemek isterim. Toplumsal değişimin en derin ve en önemli göstergeleri bunlar.
Bana göre paket, geleceğe yönelik büyük değişim hamlesi olmaktan çok bir nevi mıntıka temizliğigibi. Sanki bundan sonra yapılması gereken reformlar için bir altyapı hazırlıyor. Yani geriye dönüşü olmayan, yeni bir yolun başlangıcında gibiyiz.
Buraya kadar aktardığım fikirlerin tümü, şu veya bu şekilde dile getirildi.
Pek yapılmayan ise pakete tarihî bir perspektif içinde bakmak.
Kendisinden epey etkilendiğim Alman sosyolog Norbert Elias toplumların değişimlerinin anlaşılması için onları en az yüzer yıllık evrelerde ele alabilecek modellerin gerekli olduğunu söyler.
Burada böyle bir model kurma şansım yok ama ilan edilen reform paketine böylesine uzun bir perspektif içinden bakmam mümkün.
Acaba son düzenlemelere, Osmanlı-Türk tarihinin reformlarla macerası açısından bakarsak ne tür sonuçlar elde ederiz?
İlk söyleyebileceğim, ortada makûs bir talihin sözkonusu olduğu. Osmanlı-Türk toplumu 18. yüzyılın sonlarından itibaren kendisini reform edemediği için çöktü. 1839 Tanzimat ve 1856 Islahatbilinenleri ama bir de 1895 Ekim, 1914 Şubat Ermeni ve 1913 Arap reformları gibi bazı reformlar var ki, özellikle bu son üç reform bugünü anlamak için çok önemli.
Galiba reform paketinin anlamı, Türkün reformlarla ilgili makûs talihini değiştirip değiştiremeyeceğinde yatıyor. Buna yakından bakmak isterim.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020