Taner AKÇAM
Reform paketi etrafında yapılan tartışmalar gereksiz bir partizanlık düzeyinde ve sorunun esasını kavramaktan çok uzak. Yanılıyor olabilirim ama “AKP-nefreti ve AKP-aşkı” cenderesine sıkışmış bir hava var gibi... Bu gerilimin ötesinde soruna bakmak gerekir, diye düşünürüm.
Bana göre ana problem, bu ülkede eşitlik konusunda kültürel altyapının yokluğudur. Bu, bir tek yöneticilerin değil, toplumun da bir sorunudur. Bu haliyle, fazla 19. yüzyılı andırıyoruz.
19. yüzyıl reformlarının amacı Hıristiyan- Müslüman eşitliğini sağlamak ve bu iki topluluk arasındaki gerilimi ortadan kaldırmaktı. Oysa reform girişimleri tam aksi bir sonuç doğurdu, Müslüman Hıristiyan gerilimini artırdı ve Hıristiyan katliamları ile sonuçlandı.
Şu anda da böyle bir tehlike var mı?
Yani, Kürt- Alevi- Sünni Türk üçgenindeki gerginlikleri aşmak amacıyla düzenlenen reformlar tam tersi sonuç verebilir mi? Uyum ve eşitlik yerine gerginlik ve kavga giderek egemen norm olur mu?
Evet! Böyle bir tehlike vardır.
19. yüzyıl reformları niçin amaçladığı şeyin tersi sonuç verdi?
Ana neden, hükümetin, reform ruhuna uygun idari ve hukuki değişiklikleri zamanında yapmaması idi. Ve bu nedenle reformun yapıldığı durumlarda da bir anlamı kalmamıştı.
Reformlardaki “gecikme” başlangıçta sınırlı bazı taleplerle bile yetinebilecek olan insanlarda bıkkınlık yarattı.
Sonuçta, ne acil reform isteyenleri ne de reformlara karşı çıkanları memnun edecek tuhaf bir tablo çıktı ortaya.
Bu duruma verilen klasik örnek, Hıristiyan- Müslüman eşitliğini düzenleyecek yasal önlemler konusunda atılan adımlardır.
Tebaanın eşit sayılacağı 1839’da Tanzimat ile ilan edilmesine rağmen, örneğin mahkemelerde eşitliği sağlayacak düzenlemelerden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ancak 1880’lerde yani 50 yıl sonra çıkartılabilmişti. Ve hâlâ bu yıllarda, Hıristiyanların eşit sayılmadığı Şer’i mahkemelervarlığını sürdürüyordu.
Bugün, Kürtçe ve anadilde eğitim konusunda yapılan tartışmalar, biraz fazla 19. yüzyıl tartışmalarını andırıyor. Bu konuda atılacak adımlardaki gecikmeler Türk ve Kürt insanını yakınlaştırmaktan çok birbirinden uzaklaştırma potansiyeli taşıyor.
19. yüzyıl reformlarının başarısızlığının ikinci önemli nedeni, reform için gerekli kültürel arka plan yokluğu idi.
Hıristiyanlarla eşitlik için atılan reformları zihniyet düzeyinde destekleyecek ve geliştirecek bir fikir hareketi yoktu. 19. yüzyıl reformcuları bu alanlarda dişe dokunur tek bir eser bile vermemişlerdir.
Bugün Türk düşün hayatında büyük özgürlükçüler olarak bilinen Namık Kemal ve arkadaşları bile, Hıristiyanlarla birarada yaşamanın ancak Müslümanların üstünlüğünün kabul edilmesi ile mümkün olacağını söylerlerdi.
Ziya Paşa’nın, Ali Suavi’nin, Hıristiyan- Müslüman eşitliğine karşı çıkan onlarca sözünü bulmak mümkündür. Namık Kemal’in “hürriyet” üzerine söylediği sözleri bilmeyen yoktur ama onun “Hıristiyanlar bizim egemenliğimizi isterlerse anlaşırız, pek doğaldır ki, onları hükümete almadığımız için yakınma hakkına sahip olamayacaklardır” sözlerini kimse hatırlamaz.
İslam dininin son ve üstün din olduğu inancı Osmanlı Türklerinde “Millet-i Hâkime” denen bir zihniyeti oluşturmuştu. Buna göre, Müslümanlar hâkim millet idi ve diğerleri bu üstünlüğü tanımak zorundaydılar.
Eşitlik yönünde atılan adımlar, Müslümanların bir lütfu, yüce gönüllülüğü idi ve Hıristiyanlar şımarmadan kendilerine verilen bu lütfu kabul etmek zorundaydılar.
Müslüman üstünlüğü esasına dayalı bu kültür sonra yerini Türk üstünlüğüne bıraktı.
Bu nedenle, eğer bu topraklarda Kürt- Türk eşitliği isteniyorsa, Müslüman- Türk topluluğunun kendisine ve geçmişine eleştirel bir gözle bakmayı öğrenmesi gerekir.
Bu eleştirel bakış olmadan bu topraklarda eşitlik zor sağlanır.
İslami kültürel köklerden beslendiğini söyleyen bir siyasi iktidarın en büyük zorluğu buradadır.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020