Taner AKÇAM
Bana göre, Başbakan’ın sözleri ikinci bir Gezi depremi sayılmalı. Hangi parkın, hangi binanın nereye yapılacağı kararını vermekten çekinmeyen ve kendisini tek seçici sayan Başbakan şimdi de çocuklarımızın bacak araları ile ilgilenmeye karar kılmış gözüküyor.
Konunun anlamını tartışmadan önce tek bir şey söylemek isterim.
Sayın Başbakan, ben Üniversite’de okuyan 22 yaşında bir kız çocuk babasıyım. Kızımın izzeti nefsi ile oynamaya ve hakaret etmeye hakkınız yok; benim çocuğum nerede kalacağına kendisi karar verir. Kötü bir şey olursa bu benimle onun arasındaki bir sorundur, karışmak sizin haddinize düşmez; yaptığınıza en hafif ifade ile saygısızlık derler.
Sayın Başbakan, sizin kız-erkek çocuklarımıza karşı gösterdiğiniz bu saygısızlığın çok temel bir nedeni var; biz buna seksist ve erkek egemen kültür diyoruz. Siz böyle bir kültüre sahipsiniz. Ancak ve ancak kadınları seks objesi olarak gören bir zihniyet, “o evlerde neler oluyor bilmiyoruz” biçiminde bir cümleyi sarf edebilir.
Sizin söylediklerinizin muhafazakârlıkla alakası olduğunu da zannetmiyorum. Buna literatürde lümpen kültürü diyorlar.
Eğer muhafazakâr bir baba olarak, herhangi bir yerde, değerleriniz ile bağdaşmayan yaşam tarzları hakkında şikâyette bulunsa idiniz, size sempati bile duyabilirdim.
Ama siz, değerlerinize uymuyor diye, devletin imkânlarını kullanarak, kızımın nerede ve kiminle kalacağına karar vermek istiyorsunuz.
Size bir tek şey söyleyebilirim: Değerleriniz, benim değerlerimden daha kıymetli değil; haddinizi bilin. Hem bana, hem kızıma hakaret ediyorsunuz.
Yaptığınız, çocuklarına özellikle kız çocuklarına güvenmeyen bir zihniyetin ürünüdür.
Sorun bir tek Başbakan’ın söyledikleri ile sınırlı değil. Onun tutumunu destekleyip “çoğunluk bizim gibi düşünüyor”, argümanını ileri süren epey bir kalabalık var.
Oysa kural basittir; bir fikri savunanların sayısı artıkça fikir doğru hâle gelmiyor.
Bu “çoğunluğa uymak zorundasınız” tezinin başını çekenlerden birisi de Yeni Şafak’ın genellikle dinî konularda yazı yazan kalemi Hayrettin Karaman.
Sayın Karaman farkında mı bilmiyorum ama yazısı üstü örtülü tehdit kokuyor:
“Çoğunluğun istemediği, zararlı, çirkin, gayr-i meşru gördüğü bir davranışı, bir uygulamayı, bir ilişkiyi hükümetler de kanun ve düzenlemelerle koruyamaz”, diyor ve ekliyor, “bireyler, muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlüklerini ‘gönüllü olarak’ kullanmama(lı)dır.”
Tek kelime ile korkunç bir düşünce bu. Ürpermemek mümkün değil.
Eğer çoğunluk bir şey isterse, kanun-hukuk hak getire, diyor ve bizden kendisi beğenmiyor diye bazı şeylerden vazgeçmemizi istiyor.
Başbakan’ın söyledikleri ile birleşince oldukça anlam kazanıyor bu sözler.
Bir de bunun tarihî bağlamı var. Bu belki daha da önemli.
Yüzde yüze yakını Müslüman bir toplum muyuz bilemem, hadi diyelim öyle, ama eğer birileri bu toplumun yüzde yüze yakınının Müslüman olmasıyla övünecekse; vaktiyle toplumun yüzde otuz Hıristiyan’ına ne oldu sorusuna da cevap vermek zorundadır.
Sayın Karaman, acaba yüzde otuzu Hıristiyan olan bir toplumdan, övündüğünüz yüzde yüzü Müslüman olan bir toplum nasıl ortaya çıktı? Anlatsanız da öğrensek.
Sakın yukarıda yazdığınız zihniyet bunda bir rol oynamış olmasın?
Başbakan’ın sözleri, Karaman’ın söyledikleri bu topraklardaki var olan derin bir hoşgörüsüzlük kültürünün ürünü. İstedikleri, kendilerinin buyurdukları gibi yaşamamız. Karaman’ın beğenmediği türden yaşarsak bizi kanun falan da koruyamazmış. Ne yaparsınız o zaman Sayın Karaman, anlatın da öğrenelim?
Bu topraklarda, toplum düzeyinde, demokratik değerler ve çoğulcu bir kültür için ciddi kavga henüz daha verilmedi, başlayan budur ve bu kavga verilmeye değer.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020