Taner AKÇAM
Başbakan’ın Diyarbakır konuşmasında Kürdistankelimesini kullanması çok önemli idi. Kendisine saldıranlara Mustafa Kemal’den alıntılar yaparak cevap verdi.
Soru şu: Acaba aynı metot 2015 için de kullanılamaz mı? Başbakan, İttihatçılar için, örneğin çete, caniler, katiller gibi ifadeler kullanabilir, 1915’te Ermenilere yönelik büyük cinayetler işlendiğini, bu halkın imha edilmek, yok edilmek istendiğini söyleyebilir. Kendisine itiraz edenlere de gene Mustafa Kemal’den alıntılar yaparak cevap verebilir.
Bu amaca yönelik, Başbakan’ın kullanabileceği bir başvuru katalogu hazırlama sözü vermiştim. Bugün bunlardan ilkini sunuyorum.
Minber gazetesi ile başlıyorum.
Minber M. Kemal’in, yakın arkadaşı Fethi Okyar ile birlikte çıkarttığı bir gazete; 1 Kasım 1918’de yayın hayatına girdi ve 51 sayıdan sonra 22 Aralık 1918’de yayın hayatına son verdi.
Gazetede yazılar genellikle imzasız veya takma isimlerle yayımlandı. M. Kemal’in hangi yazıyı doğrudan kaleme aldığı belli değil. Ama sonuçta onun gazetesi.
Gazete İttihatçı liderler için caniler ifadesini kullandı. Örneğin 6 Kasım’da, “Kaçmışlar” başlığı ile çıkan yazıda, “Kaçmışlar... kimden ve nereye? ... Mahkeme var, kanun var, tarih var ve bunların hepsinin fevkinde Allah varken kimden ve nereye kaçarlar?
Her halde caniler için kurtuluş yoktur... Memleket kâbustan kurtuldu”, ifadelerine yer verilir.
Gazetenin 9 Kasım 1918 tarihli sayısında 1915 konusunda uzun, imzasız bir yazı vardır. Yazıda İttihatçılardan çeteci diye söz edilir ve Ermenilerin yok edilmek, yeryüzünden kaldırılmak istendiğinin altı çizilir. Yapılan “faciadır” ve “en büyük ve en affedilmez” bir davranıştır.
Ana fikri de, bir millet manevi bir kuvvettir, isterseniz de imha edemezsiniz!
Bugünün Türkçesi ile ilgili makale:
“ERMENİ MİLLİ TERBİYESİ”
İsterse bir millet iki üç kişiden ibaret olsun, bir dili, bir edebiyatı, bir toplumsal kişiliği ve bir de tarihiyle geleneği varsa o bir millettir ve bir milleti üç beş kişinin, bir masa başında verdikleri karar ile yok etmek imkânsızdır: İster bakan, ister çeteci ve isterse kim olursa olsun, dünyada hiç kimsenin bir millet üzerinde söz söyleme değil hakkı, iktidarı bile düşünülemez. Bu gerçek, kesin olduğu kadar genel bir niteliğe de sahiptir. Bir millet bilinçli olduktan sonra ne kadar küçük ve ne derecede zayıf olursa olsun, onu yok etmek değil kişilerin, dünyanın en muazzam topluluklarının bile elinde değildir. Çünkü milliyet manevi bir kuvvettir ve böylesine bir manevî kuvvet herhalde temsilcilerinin azlığı veya çokluğu gibi nicel ölçülerle değil, niteliğiyle ortaya çıkar.
(...)
Dün makamlarını terk ederek giden harbimizin yöneticilerinin, kendi tarihine karşı en büyük ve en affedilemez sorumluluklarından biri de Ermeni milletine karşı davranışlarında ortaya çıkmıştı. Ermeniliği yeryüzünden kaldırmak mümkün bile olsaydı acaba bundan dolayı zarardan başka ele ne geçerdi? Birkaç kişinin zihniyetinden çıkan bu hata, asırlardan beri aynı vatan üstünde kapı komşu geçinmiş, toplumsal hayatta, siyasette, iktisatta kısaca her konuda birbirlerini destekleyip tamamlamış iki unsurun samimiyetlerini bulandırmaktan başka bir sonuç doğuramazdı ve nitekim de öyle oldu. Dünyada her milletten aşırılığa kaçanlar olabilir, şüphesiz Ermenilikten de bu türden insanlar çıkmamış değildi. Fakat, acaba bir küçük azınlığa kızıp bütün bir milleti kırmak sevdasına düşmek, o azınlığın aşırılığından daha fazla hayallere kapılmak demek değil midir? Maddî açıdan da düşünecek olursak, meselenin hâlihazırdaki ciddiyeti adeta tehlikeli bir renk alır. Harb-i umumî facialarının Ermeni milleti üzerindeki tesirlerinden maliyemizin ne kadar zarar gördüğünü acaba bir kere olsun hesap eden değil, hatta hiç düşünen olmuş mudur? Geçen sene başlarında maliye uzmanlarımızdan biriyle ekonomik durumumuza dair sohbet ederken, bu zat Ermeni göçlerinin Osmanlı hazinesine sırf vergi açısından yılda bilmem kaç milyona mal olduğundan bahsetmişti! Savaşçı zihniyetinin bütün siyasi hesaplarından daha düzgün olan bu rakam, ticaret ve sanayi kayıpları da eklendikten sonra Osmaniye toplumu için kimbilir ne büyük bir yekûna ulaşır?
Öteden beri tekrar edilen bir söz var: “Ermeni demek, Hıristiyan Türk demektir” derler... Anadolu’daki yaşantıyı bilenler, bu sözün memleketimizde çok eskiden beri tekrar etmekte olan bir konuya tercüman olduğunda tereddüt etmezler. Türkler askere ve savaşa giderken, kimsesiz bıraktıkları ocaklarını, çiftlerini, çubuklarını Ermeni komşularına emanet ederler ve öyle giderlerdi. Namusla bireysel ve toplumsal onurun karşılıklı bütün uygulamaları bu iki millet arasında geçerli idi. Birbirleri arasında hiçbir hainlik hikâyesi geçmemişti. Türk, ziraatla meşgul olur ve yanı başındaki Ermeni de sanat ve ticaretle uğraşır, sonuçta her ikisi de sessiz, sedasız çalışırdı. İşte daha fazla ayrıntı gerektirmeyen bu hayat içinde, Ermeni’nin Türk’ten yegâne farkı, cami yerine kiliseye gitmesinden ibaretti. Bu samimiyet o kadar kuvvetliydi ki, hatta aradan dün esen kasırga bile söküp götüremedi. Büyük bir felaketten sonra, ortak vatanın bir anlık zorluklarında yine her iki unsur aynı etkili bakışla olayların aldığı şekle bakıyor ve bu hataları yapanları azarlayarak diğerinde hiçbir kabahat görmüyorlar! Acaba Ermeni milleti, ortak felaket karşısında böyle tertemiz soyuna yaraşır bir sessizlik gösterdiğinden dolayı, zarar mı etmiş olacaktır? Bu soruya tereddüt etmeden “asla!” cevabını verebiliriz. Ermeniler, Osmanlı’nın yasal zemininde bütün isteklerine kavuşacaklar ve emin olsunlar ki fazla olarak Osmanlı tarihinde de daima okunacak bir şükran sayfasında yer alacaklardır.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020