Taner AKÇAM
İngiliz hukukçu Benjamin Whitaker 8 Haziran 2014’te vefat etmiş; bilinen bir isim değil Whitaker. Adı, 1985 yılında Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması konusunda Birleşmiş Milletlerin, Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu için hazırladığı rapor vesilesiyle duyulmuştu.
Rapor iki açıdan önemlidir. Birincisi, Ruanda ve Yugoslavya gibi Uluslararası Ceza Mahkemelerinde görülen soykırım davalarının kararlarına önemli bir temel teşkil etti. İkincisi, raporun Ermeni soykırımı ile ilgili bir boyutu da vardır.
İkinci boyut aslında biraz magazin konusu sayılabilir.
Soru şudur; acaba, Birleşmiş Milletler 1915’te Ermenilere yapılanların bir soykırım olduğu yolunda bir karar almış mıdır?
Türk Hükümeti, yıllardır Birleşmiş Milletler’in hiçbir komitesinde Ermeni soykırımı konusunda bir oylama yapılmadığını ve bir karar alınmadığını iddia eder durur. Devletimizin sıradan, ilkel yalanlarından birisidir bu.
Whitaker Raporu Ermeni soykırımından bahseder ve Alt Komisyon’ca oylanarak kabul edilmiştir.
Raporun tümünü şu adresten indirmek ve okumak mümkündür: (http://www.preventgenocide.org/prevent/UNdocs/whitaker/section2.htm)
Birinci bölümde Soykırıma ilişkin tarihsel arka plan bilgisi verilir. Kavramın gelişimi ve kapsamı anlatılır. 24’üncü paragrafta ise “maalesef Nazi sapkınlığı (aberration)yirminci yüzyıldaki tek soykırım örneği değildir”, dendikten sonra tarihten bazı örnekler verilir.
Yıl sırasına göre sayılan soykırım örneklerinin başında, Almanların Güney-Batı Afrika’da işledikleri Herero soykırımı (1904) ile Ermeni soykırımı (1915-1916) yer alır.
Whitaker Ermeni soykırımına ayrıca uzun bir dipnot ayırır (13).
Dipnotta, “en az bir milyon [insan], muhtemel Ermeni nüfusunun yarısından fazlası öldürülmüştür” dedikten sonra başvurulacak bazı kaynakları sıralar.
Yapılan oylama sonucu, 14 lehte, bir aleyhte ve dört çekimser oyla rapor kabul edilir.
Bu rapora dayanarak, Ermeni soykırımının Birleşmiş Milletler tanımına göre soykırım sayıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Rapor daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gelmedi. Bunun nedeni de soğuk savaş koşullarında soykırım sorunu ile uğraşılmak istenmemesiydi.
Whitaker Raporu’nun yeniden gündeme gelmesi, Bosna ve Ruanda’da yaşananlardan sonra olacaktır.
Çünkü, raporun soykırımda kasıt unsurunun nasıl tespit edilebileceğine ilişkin söyledikleri çok önemlidir. Ve hukuki bir metin olarak bağlayıcılığı vardır.
Bilindiği gibi, bir kitlesel imhanın soykırım sayılıp sayılmayacağında en önemli husus, işlenen suçta dolus specialisdenen özel bir kastın, imha kastının olup olmadığıdır. Eğer bu kastı gösteren yazılı belgeler yetersiz ise veya bulunamıyorsa, bu durumda kasıt nasıl ispatlanacaktır?
Whitaker raporunda bu konuya değinmiş ve kastın belgelenmesi konusunda şunu önermişti: “Bir mahkeme [soykırım için şart olan] zorunlu kastı kâfi sayıda belgeden sonuç çıkartmakyoluyla elde edebilmelidir ve belli durumlarda bu [kasıt], sanığın mantıki olarak eyleminin sonuçlarının farkında olduğunun tahmin edilebildiği, belli derecede suç oluşturan ihmalkârlık ve kayıtsızlık eylemlerini (pervasızlıkları) ve savsaklamaları içerebilir.” (İtalikler bana ait.)
Yani eğer bir hükümet, karar ve eylemlerinin sonucu insanların öldüğünü görüyor ve biliyorsa ve ama buna rağmen hiçbir önlem almayarak sözkonusu eylemlere devam ediyorsa kasıt unsuru oluşmuş sayılır.
Whitaker’in bu önerisi, resmî uluslararası hukuk dokümanı niteliğine sahip olduğu için, Ruanda ve Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemeleri tarafından, soykırım konusunda esas alınmış ve buna uygun kararlar verilmiştir.
İşte Türkiye’nin varlığını bile duymak istemediği rapor budur.
Raporu hazırlayan Benjamin Whitaker vefat etmiş, toprağı bol olsun.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020