Taner AKÇAM
Ermenistan ders kitaplarında 1915 konusunda genel bir değerlendirme yapmam elbette zor. Yapabildiğim bir arkadaşımın çevirdiklerini yayınlamaktan ibaretti.
Alıntılar bir tek 11’inci sınıf ders kitabından idi. 8’inci sınıf ders kitabında konu aynı yazar tarafından ele alınmıştı ve çok daha kısaydı; tekrara gerek yoktu.
Okuduklarımdan edindiğim bir kaç izlenim şu:
Birincisi, bana göre yazılanların içeriği makul; dilde herhangi bir tuhaflık yok. Söylenenlere katılabilir veya katılmayabilirsiniz, hepsi bu...
Örneğin, Ermeni gönüllülerinin rolü konusunda söylenenler bana biraz abartılı geldi; aslında bu birlikler askerî açıdan büyük bir rol oynamadılar; bu nedenle Rusya tarafından dağıtıldılar.
Gönüllü birliklerin varlığı, hem 1915’te Ermenilere karşı alınan tedbirlerin bir gerekçesi olarak kullanıldı, hem de daha sonraki inkâr politikalarında önemli bir yer işgal etti.
Gönüllü birliklerle ilgili bu dili abartılı ama normal buluyorum; çünkü her ulusa biraz kahramanlık hikâyesi gerekir. Hele soykırıma uğramış topluluk açısından bunun öneminin altını ne kadar çizsek azdır.
Dikkatimi çeken, daha doğrusu altını çizmek istediğim husus, “Batı Ermenistan, Batı Ermenileri” gibi ifadeler. Ermeniler, bizim Doğu Anadolu bölgesi dediğimiz toprakları Batı Ermenistan olarak tanımlarlar. Kürtlerin Kuzey ve Güney Kürdistan tanımlamaları gibi... Bu ifadelerin bazen aynı bölge için kullanıldığı da olur.
Bu coğrafyada yaşayan halkların, asırlardır üzerinde yaşadıkları toprakları kendilerine göre tanımlamaları son derece normal. Bunu “senin- benim” kavgasının bahanesi yapmak yerine, saygı duymak ve zenginliğimizin bir göstergesi olarak kabul etmek gerekir diye düşünürüm.
Dikkatimi çeken son bir husus, Türk ders kitaplarındaki ırkçı ve açık nefret söylemi ile dolu ifadelerle karşılaştırıldığında, Ermeni ders kitabında Türklere yönelik nefret ve düşmanlık içeren bir dilin olmaması.
Türkiye’de konunun bu boyutunun öneminin yeteri kadar anlaşılabileceğini zannetmiyorum.
Tüm benzeri örneklerinden bildiğimiz ve normal olan, katliama uğramış toplulukların, katliamdan sorumlu tuttukları gruba karşı “iyi duygular” beslememeleri ve bunun dile de yansıması. Bu nedenle de bu iki topluluk arasındaki ilişkilerin normalleşmesi çetindir, zordur.
Bir örnek vereyim, Almanya ile İsrail 1951-2 yıllarında Holokost nedeniyle tazminat konusunu görüşmektedirler. Konu İsrail parlamentosunda ele alındığında, hem solcu hem de sağcı Yahudiler, “kanlı Alman parası istemiyoruz”, diye gösteriler yaparlar. Onlara göre, Almanlarla tazminat görüşmesi yapmak ve para almak, Holokost sırasındaki Alman suçunu hafifletmekti ve suç satın alınamazdı.
Almanya’da doğmuş ve anadili Almanca olan birçok Yahudi’nin Almanca konuşmayı ret etmiş olduğuna kendim şahit oldum.
Bu tür tepkiler son derece normal. Bu nedenle Ermeni ders kitaplarında, bu tepkiyi çağrıştıran yorumların bulunmaması, dilin dikkatli kullanılması çok önemli. Ama başka eserlerde bulunursa da çok şaşırmam.
Ayrıca eklemek isterim ki, bu tür tepkilerin, liberal dostlarımın sıkça yorumladığı tarzda milliyetçilik ile hiçbir alakası yok. Milliyetçisi, sağcısı, solcusu, herkes gösterir bu tür tepkileri. Sonuçta, katliamdan sağ kurtulan ve onu takip eden kuşaklara egemen bir halet-i ruhiyeden konuşuyoruz.
Son bir husus da gene “iki taraf” konusunda olsun.
Önümüzdeki yıllarda bu “Ermeni tarafı”, “Türk tarafı” kıyaslamaları devam edecek. Bu son derece normal ve yapılması gereken bir şey. Fakat bu tür kıyaslamalar yaparken, soykırım sorumlusu ile soykırımın kurbanı olmuş topluluklar arasında karşılaştırmalar yapıldığı unutulup, taraflar arasına basit bir eşit işareti koyarak analiz yapılırsa yanlış yapılır.
Milliyetçilik konusu verilebilecek en iyi örnektir. Ermeni milliyetçiliği geçmişte ve bugün yok mudur? Elbette vardır, her ulusun milliyetçisi olduğu gibi... Ama “Ermeni milliyetçiliği” tezini kullanıp, Ermenileri (veya onların milliyetçilerini) yaptıkları nedeniyle soykırımdan mesul saymak veya imha kararının alınmasına katkıda bulunduklarını iddia etmek son derece ciddi bir yanlıştır.
Bu tür tezleri ileri sürenlerin, kimleri ve neyi kastettiklerini çok açık ve net tanımlayabilmeleri önemlidir. Bu yapıldığında görülecektir ki, özellikle liberallerimiz tarafından “Ermeni milliyetçiliği” ifadesi altında ileri sürülen birçok görüş aslında Türk milliyetçi tavır alışın basit bir göstergesinden başka bir şey değildir.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020