Taner AKÇAM
Yazı başlığı ne anlama geliyor, biraz merak konusu olsun!
İşin sırrı, Hrant Dink’in öldürülmesinin 8’inci yılında atılan “Yüzleşin Hrant ile Soykırım ile”; “1915’ten Hrant’a Soykırım Sürüyor” pankartlarında gizli.
Başlıktaki sır bir soru ile doğrudan bağlantılı. Acaba Hrant Dink cinayeti niçin unutulmadı, unutulmuyor? Niçin Hrant için düzenlenen anma törenleri her yıl daha çok artıyor?
Bu ülkede çok siyasi cinayetler işlendi. Hrant Dink’ten çok daha fazla tanınan ve toplumda ağırlığı olan insanlar siyasi cinayetlere kurban gittiler. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı bu isimlerden ilk aklıma gelenler. Onların öldürülme yıldönümleri Hrant Dink gibi kitlesele katılımlarla anılmıyor artık. Acaba Hrant niçin bu denli önemli ve anlamlı bir sembol oldu?
Acaba neden Başbakan Davutoğlu, cinayetin 8’inci yılında Hrant’ın anısı önünde saygıyla eğilen bir açıklama yapma ihtiyacı duydu?
Hrant’a giderek artan bu ilginin ve Hrant’ın giderek artan öneminin anlamı ne?
Cevap olarak birçok neden sayabilirsiniz. Muhtemel bu nedenlerin her birisi de doğru olabilir.
Ama bir neden çok açık, Hrant ile 1915 ilişkisi… Hrant ile Ermeni soykırımı bağlantısı.
Bu bağlantı, Hrant’ın öldürülüşünün 8’inci yılında artık resmen kuruldu. Üstelik sadece Hrant’ı anan kitleler tarafından değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı tarafından da.
Bundan sonra Hrant Dink 1915- Soykırım bağlamında konuşulacak ve tartışılacaktır. Aşılan eşik çok önemlidir ve altı ne kadar çizilse azdır.
Belki hatırlayan vardır; ilk yıllarda Hrant cinayetini 1915 ile ilintilendirenler epey eleştiri ve dudak bükmelere muhatap olmuşlardı. Bu çevrelere yönelik, “ne alakası var, nereden çıktı bu soykırım işi şimdi” diyenlerin itirazları hâlâ kulaklarımdadır.
Hrant’ın Talat Paşa’nın intikamını almak için de öldürüldüğünü söylediğimde de benzeri kuşku dolu ifadeler dile getirildi. Oysa cinayeti işleyenler için Hrant ile 1915 ve Talat Paşa bağı çok açık ve netti.
Bu hatırlatmaları şu nedenle yapmak istedim: artık Hrant için adalet arayışları, Hrant’ın katillerinin yakalanmasının ötesine geçmiştir.
Bugün, Hrant cinayetinin planlayıcısı konumunda olan bazı isimler yargı önünde çıkarılsa bile artık tatmin olmayacağız. Hrant için aradığımız adaletin daha derinlerde, daha başka yerlerde olduğunu söyleyeceğiz.
Hrant için adalet, 1915 için adalet arayışına bağlandı ve giderek artan bir biçimde bağlanmaya da devam edecek.
Bana sorarsanız, Hrant için giderek artan ilginin anlam ve önemi buradadır.
Hrant artık soykırım için adalet arayışının da sembolü oldu. Soykırım için adalet sağlanmadan, Hrant için de adalet sağlanmaz.
Aslında mesele daha da derinlerde… Hrant sadece 1915 için adalet arayışlarının sembolü de değil.
Hrant, Türkiye’nin altta kalmış ve ezilmiş tüm kesimlerinin, adaletsizliğe uğramış herkesin, öteki Türkiye’nin temsilcisidir.
Birçok konuda birbiri ile tartışan, biraraya gelemeyecek olan birçok çevre ve isim Hrant ismi söylendiğinde saygıyla başını öne eğmekte ve biraraya gelmektedir.
Hrant Türkiye toplumunun adalet arayan dipten gelen derin dalgasının sembolü olmuştur.
Niye mi? Aklıma hep Marksistlerin işçi sınıfı- proletarya için, bu sınıfın niçin özlenen sosyalist devrimin ana taşıyıcısı olduğu üzerine söyledikleri gelir. “Proletaryanın zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur.”
Kaldırımda uzanmış, çatlak ayakkabısı ve Ermeni kimliği ile Hrant Türkiye’de “zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan” bir çevrenin temsilcisidir.
1915 Ermeni soykırımı adaletsizliğin en dibe vurmuş hâlidir. En derin, en kitlesel, en büyük adaletsizliktir soykırım ve bu özelliği ile tüm diğer adaletsizlikleri kolayca etrafında birleştirecek bir çekim gücüne sahiptir.
O hâlde Hrant için 1915- Soykırım için aradığımız adalet nedir?
İşte bu sorunun cevabı da yazımın başlığında yatıyor. Bunu anlatmaya çalışacağım!
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020