Taner AKÇAM
Taraf’ta yazmak istememin önemli nedenlerinden birisi 2015 ve yüzüncü yıl konusu idi. Kabul etmek gerekir ki sınıfta kaldım! Dersler, konferanslar, konuşmalar derken düzenli yazmak mümkün olmadı! Bundan dolayı bir özür borçluyum.
En azından önümüzdeki günlerde bu açığı kapatmak istiyorum. Nisan ayı ve Ermeni soykırımı konusu bir nisan yağmuru gibi olsun istemiyorum.
Böyle ciddi bir tehlike var… Seçimler, PKK ile Barış Süreci, Ortadoğu falan derken 24 Nisan unutulabilir.
Benim gibi, bu konuyla uğraşan insanlar açısından ise, sorun nisan yağmuru gibi mevsimlik değil, yapısal ve çok derin.
Eğer Türkiye’de soykırımı ve onun inkâr edilmesi meselesini anlamak istiyorsanız onu Güney Afrika’dakiApartheid (ırkçı- ayrımcı) rejimle kıyaslamanız gerekir.
Soykırım sadece bir grubun imha edilmesi değildir.
Soykırım, imha edilenin üzerine, yeni bir toplumun da inşa edilmesidir.
Bu inşanın harcında imha eyleminin kurumları ve ideolojisi de yer alır. Bu nedenle, bu “yeni” toplumların kendilerini “var eden” imha ile yüzleşmeleri çok önemlidir.
İnkârcılık bir sistemdir, ideolojisi, siyaseti ve kültürü ile tüm toplumun kılcal damarlarına işlemiş bir olgudur. Belki abartılı gibi gelecek ama ülkenin tüm sorunlarıyla doğrudan ilişkisi vardır!
Yani, Güney Afrika vaktiyle ne idiyse, Türkiye de şu anda o… İmhanın üzerine kurulmuş ve onun inkârını kuruluş harcına katmış bir devlet ve toplum!
Bu nedenle, tarihle yüzleşmek, 1915 ile yüzleşmek Türkiye’nin bugünü ile, bugünkü iç ve bölgesel siyaseti ile, geleceği ile yüzleşmektir.
Tarihle yüzleşmek bir tek geçmişteki bir olay hakkında kanaat bildirmekle ilgili değildir; bugünü ve yarını ile ne tür bir toplum kurmak istediğinizle doğrudan ilgilidir.
Bu yüzleşme, bir tek devletin veya geniş anlamla siyasi erkin yapması gereken bir iş değildir. Her birey, her kolektif topluluk ve başta siyasi partiler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların yapması gereken bir iştir.
Kitlesel katliamlar, emir verenler ve planlayanlar kadar, gönüllü uygulayıcıları da şart koşar.
Bu nedenle bazı Kürt siyasi liderlerinin “biz kullanıldık” tezleri hiç inandırıcı değil!
Açık ve dürüst olalım! Başta Türk ve Kürdü olmak üzere bu ülkenin Müslüman çoğunluğu gönüllü katılarak yaptılar bu katliamları. Direnen ve karşı çıkan da Müslüman’dı, dinî inancı gereği, vicdanı gereği karşı çıktı ama onların sayısı çok azdı.
Yoksa olmazdı bu iş!
Kitlesel imha konusu çok karmaşıktır. İmhaya, yapısal birtakım nedenlerin yol açtığını söyleyerek; emperyalizmi, burjuvaziyi ıvırı- zıvırı suçlayarak işin içinden sıyrılmak mümkündür. Teorisi kulağa hoş gelir ve özellikle kendisini Marksist- sosyalist sayan bazı kişilerin vicdanlarını yıkamaya yardımcı olur bu teoriler!
Ama sonuçta köyde, tarlada, yolda, dağ başında Ermeni’yi öldürecek adam lazım.
Yani, solcuların kutsal kavramı ile söylersem, “halkımızın” katılımı olmadan olmaz bu işler!
Amerikan, Alman devlet adamlarının, Washington’u, Berlin’i bırakıp, Kürdistan (Ermenistan) dağlarında Ermeni öldürmeye gelecek hâlleri yok… Onlar bunu istiyor olsa bile bu topraklarda birilerinin “ben öldürürüm” demeye hazır olması lazım! Aynı durum İstanbul’da alındığını bildiğimiz kararlar için de geçerli! İstanbul’un bu emirlerini hayata geçirteceği sayıda imha kuvveti de yoktu.
Önce şunu kabul edelim, bu ülkede komşusunu dahi öldürmeye hazır ve öldürmüş olan çok Türk ve Kürt vardı!
Ve onlar hazır olmasaydı, soykırım da olmazdı!
İşe buradan başlamazsak gerisini anlayamayız!
İşte bu nedenle, bu ülkede soykırımla yüzleşmek, nasıl Kürt meselesi, Alevi meselesi vb. gibi birçok ciddi sorun varsa, onlardan birisidir… Ve belki onları da belirleyen derinlikte ve onlardan daha önemlidir!
Çünkü şu anki varlığımız, Ermenilerin (Hıristiyanların) imhasına bağlı olmuş. Bizim varlığımız, onların yokluğu gibi olmuş.
Acaba, Ermeni soykırımı ile yüzleşmeyi, Türkiye’nin kendisi ile ve nasıl bir gelecek istediği ile birleştirebilecek bir siyasi hareket çıkacak mı?
Çok ümitli değilim.
Özellikle, konuya 100’üncü yıl anma törenlerinden ne tür bir siyasi kazanç elde ederim diye yaklaşan bazı lağım farelerini gördükçe!
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020