Taner AKÇAM
Eskiden gazetelerin arka sayfalarına, okuyucu çekmek için, yarı çıplak kadın resimleri basılırdı. Bu resimleri basan gazeteciler, yaptıklarının kadın vücudunun cinsiyetçi kullanımı olduğunu bilecek kadar aklı başında insanlardı.
Ama eleştirilere karşı buldukları izah basitti, “biz de biliyoruz yanlış olduğunu ama ne yapalım halkımız bunu seviyor”.
Böylece bir kısırdöngü, almış başını gidiyordu.
Aslında cinsiyetçiliğin kötü bir şey olduğunu düşünen gazete ve gazeteciler, “halkımız bunu seviyor”, bahanesi arkasında sığınarak cinsiyetçiliğin en büyük teşvikçisi ve yayıcısı oluyorlardı.
Bugün Kürt meselesi de böyle bir hâl aldı.
AKP ve MHP’nin Barış Süreci’ne yaklaşım tarzı, tıpkı arka sayfaya çıplak kadın resmi basanların tutumuna benzemeye başladı.
Benim ortadaki siyasetin yapılış tarzından anladığım şu:
Batı, Orta Anadolu ve Karadeniz’de Barış Süreci’nden hoşnut olmayan bir kesim var. Bu kesimin sürece karşı olması ne kadar PKK düşmanlığı ne kadar Kürt düşmanlığı bilemiyorum.
Aradaki ayırım, belki teorik olarak önemli ama galiba siyaseten fazla anlamlı değil.
Çünkü bu eğilim ortalama bir Kürt karşıtlığı; veya en azından Kürtlerle Türkler arasındaki sorunların, eşitlik temelinde çözülmesinden hoşnutsuzluk, diye tanımlanabilir.
AKP ve PKK çok önemli bir işe imza attılar ve 30 yıldır süren savaşı sonlandırdılar.
Fakat, AKP bu sürece girdiği andan itibaren, bu Kürt karşıtı siyasi-kültürel tabanı MHP’ye kaptırmaktan korktu.
Barış Süreci’nin önündeki en büyük engellerden birinin, Türk milliyetçi tepkisi olduğunu bilmesine rağmen, bu tepkiyi destekleyen, besleyen bir dil geliştirdi.
Çıplak kadın resmi basan gazeteciler gibi… bir yandan Kürt sorununa çözüm ararken, diğer yandan ağır milliyetçi söylemlerle PKK’ya saldırdı.
MHP de, HDP konusunda benzeri saik ile hareket ediyor.
Kürt karşıtı olduğu söylenen bu seçmen kesiminin oyunu kaybetmemek için HDP’nin dışarıdan desteğinden bile ürküyor.
Galiba AKP ve MHP’nin ortak hükümet kuracak olmalarının en temel nedenlerinden birisi de bu.
Sözünü ettiğim seçmen kitlesini ötekine kaptırmamak.
Sonuçta, özellikle AKP, her ne kadar Kürt karşıtlığının, Barış Süreci’nin önündeki en büyük engel olduğunu biliyor olsa da, çıplak kadın resmi basmaya devam edecek.
O hâlde siyaseten yapılması gereken basit.
AKP ve MHP’nin, Kürt düşmanı siyasetlerine bahane olarak gösterdikleri bu seçmen kitlesine yakından bakmak!
Kim bunlar? Niye Kürtlerden veya Barış Süreci’nden bu kadar korkuyorlar?
Acaba, yüzeyde görülen Barış Süreci’nden korku ve/veya Kürt düşmanlığı, daha derinlerde başka korkuların ve ihtiyaçların dışa vurumu olamaz mı?
Nedir bu derin korku ve ihtiyaçlar?
Acaba bu korkular üzerinden bu kesimlerle konuşmak, diyalog kurma mümkün değil mi?
Soruları sormaktaki amacım, AKP ve MHP’nin çıplak kadın resmi basma bahanelerini ellerinden almak.
Burada HPD’ye önemli görevler düşüyor.
Ama HDP’nin Kürtlerine değil, Türklerine…
Çünkü siyaset yapış tarzımız hep “alavere dalavere Kürt Memet nöbete” kültürü üstüne oturmuş.
Şimdi benim bu söylediklerimden, “bu hassas Türk tepkisini ortadan kaldırabilmek için Kürtlerin daha neler yapması gerekir” vazifesini çıkartanlar olabilecektir.
Hayır! Kürtlerin yapacağı hiçbir şey yoktur.
Ermeni soykırımında da benzeri argümanları o kadar çok duyarız ki, “Türklerin, hassasiyetlerini dikkate almak için diasporanın uyması gereken on emir” konusunda, liberal aydınlarımız da dâhil çok kalem oynatan oldu.
Bu nedenle görev özellikle HDP’li Türklerin.
Belki daha önce denenmiştir, ama Batı ve Orta Anadolu ve Karadeniz’den MHP veya ona yakın çevrelerden insanlar alınıp, Kürt bölgelerine götürülemez mi?
MHP’ye yakın örgüt ve çevrelerle, Kürt bölgelerinden bazı kuruluşlar arasında çeşitli diyalog kanalları kurulamaz mı?
Önerilerimin naifliğinin farkındayım. Ama derinde yatan fikrimi söyleyeyim. HDP’nin Türkleri, Türklükleri üzerine düşünerek, ve bu Türk olmalarına bir anlam vererek MHP tabanı ile olumlu bir diyalog geliştiremezler mi?
MHP tabanı ile Türklük ve anlamı üzerine yapılacak bir konuşma önemlidir, diye düşünürüm.
Aslında “Türklüğümün hâlleri” ile yazmayı planlayıp ertelediğim konu idi bu.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020
28.01.2020
21.01.2020