Yıldıray OĞUR
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın hazırladığı ve internet sitesine koyduğu 16 sayfalık 2021 Faaliyet Raporu’na MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yazdığı girişte dikkat çekici bir paragraf var:
“Klasik tehditlerin yanı sıra bu tehditlerin evrilmesi ve değişmesiyle yeni tehdit alanları da ortaya çıkmaktadır. Örneğin hızlanan hipersonik füze denemeleri, gelişen siber teknoloji, uzayda yaşanan rekabet, siber saldırılar sanal gerçekliğin beraberinde getirdiği yeni risk alanları ve aşırı sağ hareketler 2021’de öne çıkmıştır.”
https://www.mit.gov.tr/MitFaaliyetRaporu/10/index.html
Yıllarca devletin tehdit listesinde aşırı sol grupları görmeye alışık olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için MİT’in yeni tehditler listesinde aşırı sağ hareketleri görmek şaşırtıcı olabilir.
Ama dünyayı yakından izleyenler için pek şaşırtıcı değil.
Artık Batı’da anaokul, lise, cami, kilise, sinagog, sosyal demokrat gençlik kampı basıp katliamlar yapan, arkalarında da uzun manifestolar bırakan aşırı sağcı terörist diye bir profil var.
Aşırı Hristiyan ya da pagan ve beyaz ırk üstünlükçüsü, yabancı ve göçmen düşmanı, İslamofobik, antisemitik, Nazi hayranı, komplo teorileriyle zihni kirlenmiş, silah düşkünü bu aşırı sağcılar sıradan insanlar arasından çıkıyor, biri mesela otomatik silahını alıp ABD’de Demokratların pedofil merkezi olduğuna inandığı pizzacıyı basabiliyor.
Türkiye’de henüz benzer bir profil ortaya çıkmadı ve büyük çaplı terör ve şiddet eylemleri yaşanmadı.
Belki bunda bir grup, ırk ve kesime karşı kitlesel nefretin somut koşullarının olmamasının payı vardır.
Ama artık bu aşırı sağ radikalleşmenin motivasyonu olacak, topyekün olarak şeytanlaştırılan ve tehlike olarak görünen bir kitle var Türkiye’de: Mülteciler…
Geçen hafta Rize Pazar’da yaşanan ve medyanın üzerinden ayrıntılara girmeden hızlıca geçtiği bir olay bu aşırı sağ radikalleşmenin tehlikeli bir örneğiydi.
Olayı büyütmemek için bilinçli bir tercih miydi yoksa haberleri yapanlar da bunu mesele olarak görmedikleri için mi böyle oldu bilmiyoruz ama en büyük ajansların geçtiği haberlerde bile olay kriminal bir olay olarak anlatıldı.
Çıkan haberlere göre Rize’nin Pazar ilçesine bağlı Elmalık köyünde çay toplamak için Rize’ye gelen iki Afgan işçi ve tarla sahibi silahlı saldırıya uğramış, saldırıda Afganistan uyruklu Şemsettin Muradi’yi hayatını kaybederken, yaralanan Afganistan uyruklu Davut Sezai ve tarla sahibi Murat Kurt ise Kaçkar Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Saldırgan ilçede fırıncılık yapan Gökmen Topal’dı. Topal, kaçarken Çayeli’de jandarma tarafından yakalanmış, ifadesinde içkili ve pişman olduğunu söylemişti.
Cinayet haberi bundan ibaretti.
Haberlerin bir kısmında Topal’ın sosyal medya hesaplarındaki Zafer Partisine destek veren ve ırkçı paylaşımları öne çıkarılmıştı.
Ama cinayeti hangi motivasyonla yaptığından bahsedilmemişti.
Halbuki Topal, büyük ajansların ve gazetelerin nedense görmezden geldiği ifadesinde olayı açıkça ve soğukkanlıkla anlatmıştı:
“Fabrikaya işe gittiğimde çocuklar ile Afganlıların tartıştığına şahit oldum. Akşama kadar kafamdan olayı çıkaramadım. Yemek yedim ve biraz da alkol aldım. Daha sonra tabancayı belime takarak oğlumu da alarak Elmalık köyüne gittim. Yabancıların kaldığı eve girdim. Evde bulunanlara siz kimsiniz diye sordum? İki kişi biz Özbek Türküyüz dedi. Ben de onlara ‘Özbeksiniz neden Afganlı olarak kendinizi tanıtıyorsunuz’ dedim. Ben de Türk olduklarını duyunca rahatladım ve istekleri olup olmadığını sordum. O arada içeriye elinde poşet olan biri girdi. Ona da sordum o da bana Afganım dedi. Arkasından arkadaşım Murat Kurt girdi. Bunların burada ne işi var diye sordum. Murat da onlar benim işçim dedi. Ben de kendi çayını kendin topla dedim. O sırada Afganlı el kol hareketi yaptı. Ben de belimden silahı çıkardım. O sırada Murat silahı yerine koy derken silah patladı ve ayağından vurdum. Alkolün etkisiyle şuurumu kaybettim ve Afganlının peşine düşerek ateş açtım. Ateş açtığım kişiyi daha öncesinden tanımıyorum. Onunla daha öncesinde herhangi bir husumetim yok.”
Karşımızda yabancı avına çıkmış, yabancılar Özbek Türkü olduğunu söyleyince rahatlamış, o sırada odaya giren bir başka yabancı Afgan olduğunu söyleyince hiddetlenip kavgaya tutuşmuş ve tanımadığı bir kişiyi sadece Afgan olduğu ve kendi iddiasına göre “el-kol hareketi yaptığı için” öldürdüğünü açıkça anlatan bir katil var.
Irkçı ve mülteci karşıtı motivasyonlarla işlenmiş açık bir nefret cinayeti bu.
Peki nasıl olmuştu da Rize Pazar’da fırıncılık yapan bir adam eline silah alıp yabancı avına çıkacak hale gelmişti?
Fırıncı Topal’ın Facebook hesabı bu aşırı sağ radikalleşmenin evrelerini görmek açısından çok öğretici.
https://www.facebook.com/gokmen.topal.98/photos
Ülkücü kökenli fırıncı önce AK Parti’ye desteği yüzünden MHP ve Bahçeli’ye muhalif olmuş.
2017’den sonra İYİ Parti’ye geçmiş, sonra orası da onu kesmeyince Zafer Partisi’nde karar kılmış.
Mülteci düşmanlığından önce çözüm süreci üzerinden Kürt düşmanlığı yapmış.
Rabia isminin ve işaretinin Yahudi kökenli olmasından, Gül’ün İngiliz, Kılıçdaroğlu ve Kaftancıoğlu Amerikan’ın adamı olmasına kadar bütün popüler komplo teorilerinin bir tüketicisiymiş.
Suriyeliler hakkındaki onlarca dezenformasyon haberini Facebook sayfasında bulmak mümkün.
MHP’lilikten Zafer Partililiğe doğru din karşıtı, Türkçü paylaşımları çoğalmış arabası da bundan nasibini almış.
Mültecileri Türkiye’de gerçekten işgalci olarak gördüğü, Türklerin azınlık durumuna düşeceğinden endişe ettiği anlaşılıyor.
Yanı başına kadar Rize’ye çay toplamaya gelmiş Afganlar onun tehdit algısını artırmış olmalı.
Halbuki Rizeli çay üreticileri Afgan ve Afrikalı işçileri özel olarak arayıp buluyor ve onlardan çok memnun oldukları anlaşılıyor.
Siyasette edilen tehlikeli ve ayrımcı laflar, tutulamayacak sözler, milyonlarca insanı şeytanlaştıran analizler Rize’nin Pazar ilçesinde belinde silahı olan milliyetçi bir fırıncının dünyasında böyle yankı buluyor.
Türkiye’deki şiddet eğilimli lümpen kültür , komplocu zihniyet ve geleneksel milliyetçi reflekslerle birleşen mülteci karşıtlığının körüklediği aşırı sağ radikalleşmeyi daha uzun süre konuşacağız.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBüyük Buhran… 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBeslenmenin farklı yollarından kaçış yok 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEİslâmcıların iki yüzü, Türkçülerin devleti ve Kürt sorununun çözümü 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025