Yıldıray OĞUR
Bayramın birinci günü insanın içinden Yüksek Seçim Kurulu kararını yazmak gelmiyor. Muhtemelen aynı sebeplerle haklı olarak böyle bir yazının okuyanı da az olacaktır.
Ama herhalde bu bayram, kurul üyelerinin kulakları fazlasıyla çınlamıştır.
Çünkü, her bayram ziyaretinde söz dönüp dolaşıp onlara geliyor.
Verdikleri karar yüzünden köyüne her senekinden geç gidecekler, tatil planlarını değiştirenler, “kaç yaşındayım hiç böyle şey görmedim” diyenler, sandıktan çıkana saygı için 12 Eylül’den, 94 yerel seçimlerinden örnekler verenler...
Yani bayram da olsa 31 Mart günü İstanbul’da sandığa gitmiş 8.5 milyon seçmenin gündeminde Yüksek Seçim Kurulu’nu yedi üyesi var. Onların kararı yüzünden en az 8.5 milyon insan bir kere daha sandık başına gidecek.
O yüzden haklı olarak herkes bu kararın gerekçelerini merak ediyor, tartışıyor.
Ama seçimin neden iptal edildiği hakkında Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı eldeki tek gerekçe de sadece 10 gün yaşadı, bayramı bile göremedi.
YSK, 6 mayıs günü seçim iptali kararını açıklarken gerekçe olarak, 31 Mart gecesinden itibaren ortaya atılmış “organize usulsüzlük”, “hırsızlık”, “birileri bir şeyler yaptı” iddialarını değil sadece “Bir kısım sandık kurullarının ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması”nı göstermişti.
Kararda bu yüzden “Kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulduğu” da açıklanmıştı.
16 gün sonra 23 Mayıs 2019 günü YSK, 250 sayfalık gerekçeli kararını da açıkladı.
Bu 250 sayfanın aslında sadece 12 sayfası seçimin iptaline karar veren yedi üyenin gerekçeli kararıydı.
Gerekçeli kararın 188 sayfası ise, YSK’nın, incelemeleri için AK Parti’nin seçim iptali başvurusundaki usulsüzlük iddialarını gönderdiği, İstanbul’daki 39 ilçe seçim kurulundan gelen cevabi yazılardan oluşmaktaydı.
O ilçe seçim kurullarından biri de Şişli İlçe Seçim Kurulu’ydu.
Nüfus yoğunluğu nedeniyle iki seçim kurulundan oluşan Şişli’den YSK’ya gönderilen açıklamada, usulsüzlük iddiaları madde madde cevaplandırılmıştı.
AK Parti, Şişli’de 132 kısıtlı seçmenin oy kullandığını iddia etmişti. Ama ilçede hakkında kısıtlılık kararı olup oy kullanmış seçmen sayısı 5’di. Bunlardan birinin kısıtlılık kararı da seçimden sonraki gün kesinleşmişti.
Yine AK Parti, ilçede 35 ölü seçmenin oy kullandığını iddia etmişti. Bu sayı incelemeler sonunda 0 çıkmıştı.
AK Parti’nin itiraz dilekçesine göre Şişli’de 304 hükümlü ve tutuklu oy kullanmıştı. Bu sayı da sadece 3 çıktı. Bu üç hükümlüden biri o gün hapse girmiş, diğeri seçim öncesinde tahliye olmuştu.
Oy kullandığı iddia edilen 249 zihinsel engelliden ise oy kullanan sayısı sadece 4’tü.
Şişli İlçe Seçim Kurulu, seçimin iptaline gerekçe gösterilecek sandıklarda görev yapmış memur olmayan başkan ve üyeler hakkındaki iddialarla ilgili de YSK’ya bilgi vermişti.
Şişli’deki 607 sandıktan 64’ünde memur olmayan başkan veya üyeler görevlendirilmişti.
Şişli İlçe Seçim Kurulu, Şişli Kaymakamlığı’ndan gelen ilçede görevli memur listelerinden sandık kurullarını oluştururken olan biteni ayrıntılı olarak YSK’ya anlattı.
Listelerden “sandık kurulu başkanı ve memur üyenin diğer oy türlerinde de oy kullanmasını sağlamak için öncelikle Şişli İlçesinde oturanlar tercih edilmiş” ti. “Bunların içinden öncelikle gönüllü varsa seçilmeye çalışılmış” tı.
“Şişli’de yedekleriyle beraber 607 sandık için toplam 2.428 kişinin kurayla isimleri belirlenmiş”, “bunların içinden 61 kişi mazeret bildirmiş” ti. Seçim günü de sandıklarda görev verilen başkanlardan biri sandığa gelmemiş, diğeri cenaze haberi gelince sandıktan ayrılmak zorunda kalmış, iki kişi de acil durum ve sağlık sorunu yüzünden son onda mazeret bildirince yerlerine başka görevliler bulunmaya çalışılmıştı.
“Mazeret bildirenlerden, yerlerine aynı statüde bir eleman bulmaları istenmiş, bir kısmı bulmuş bir kısmı ise eleman bulamamış”, “bu durumda eksik kalan 64 sandık başkanlığı ve üyeliği de 298 sayılı Kanunun 23/son maddesindeki yetki kullanılarak” tamamlanmıştı.
Diğer 38 ilçe seçim kurulundan da benzer açıklamalar ve gerekçeler YSK’ya gönderildi.
YSK’nın yedi üyesi, gerekçeli kararlarında Şişli ve diğer 38 ilçe seçim kurulundan gelen bu açıklamalar için şöyle dedi:
“754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının yukarıda yer verilen yasal zorunluluğa uyulmaksızın kamu görevlisi olmayan kişiler arasından belirlendiği görülmektedir. Kanuna aykırılık oluşturan bu belirlemenin neden yapıldığı ilçe seçim kurulları tarafından izah edilememiştir.”
“Bu bakımdan, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmayanlardan belirlenmesini izah etmeye çalışan bazı ilçe seçim kurullarının Kanunun 23. maddesinin son fıkrasını referans göstermelerine itibar edilmemiştir.”
YSK, kıdemli hakimlerin başkanlık yaptığı ve parti temsilcilerinin de üyesi olduğu ilçe seçim kurullarına bunları demekle kalmadı, hepsi benzer yöntemlerle sandık kurulu başkan ve üyelerini belirlemiş 39 ilçe seçim kurulu başkan ve görevlileri hakkında da suç duyurusunda bulundu.
“Çünkü çaldılar”, “organize hırsızlık”, “uluslararası müdahale”, “FETÖ” iddiaları havalarda uçuşurken ve Türkiye bu seçimin iptaline kilitlenmişken, savcılar YSK’nın suç duyuruları için haftalar sonra harekete geçtiler.
Tam 23 gün sonra.
29 Mayıs günü Anadolu Ajansı ve hükümete yakın bazı gazeteler, İstanbul İl Seçim Kurulu Müdürü ve 11 ilçenin seçim kurulu müdürlerinin şüpheli sıfatıyla ifade verdiklerini duyurdu.
Haberlerde İstanbul’daki seçim işlerini yöneten 11 yöneticinin adları da açık olarak verilmişti. Bazı haberlerde, ilçe seçim müdürleri hakkında herhangi bir suçlama ortada yokken, YSK’nın seçim iptal kararından bir gün önce Anadolu Ajansı’nın geçtiği ve hala akıbeti belirsiz olan 43 sandık kurulu başkan ve üyesi hakkında başlatılan FETÖ soruşturması da hatırlatılmıştı.
İstanbul İl Seçim Müdürü ve Şişli İlçe Seçimi Müdürü’nün sadece isimleri değil, ifadeleri de gazetelere servis edilmişti.
İfadeler ve çıkan bu haberler üzerine Şişli İlçe Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Vedat Güneş ve adı gazetelerde açık olarak yer almış Şişli İlçe Seçim Kurulu Müdürü Hatice Çelebi, YSK’ya birer dilekçe yazdılar.
Şişli İlçe Müdürü Çelebi, dilekçesinde YSK’ya ve gördükleri muameleye sitem ederek görevden affını istedi:
“Bizler görevimizi yasalara göre yerine getirmekteyiz. Nitekim, 31 Mart Yerel Seçimlerinde de yasalar ve önceki seçimlerde yapılan uygulamalar doğrultusunda sandık kurulları oluşturulmuştur. Buna rağmen, terör ve organize suçlara bakan Cumhuriyet Başsavcılığınca örgüt üyesi gibi şüpheli sıfatıyla ifadelerimizin alınması, görsel ve yazılı basında isimlerimizin deşifre edilmesi, kamuoyunda haksız bir algı oluşturduğunu düşünmekteyim. Biz seçim müdürlerinin haklı olduğumuza bu soruşturmadan aklanarak çıkacağımıza inancım tamdır...Ancak bilinen bir gerçek vardır “Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir.” Gerçek olmayan iddiaların gerçekmiş gibi söylenmesi toplumda ciddi bir algı yaratmakta ileride telafisi mümkün olmayacak haksız ithamlara sebebiyet vermektedir. Benim aileme, çocuklarıma bırakabileceğim en büyük hazine mesleğimi onurla yapıp emekliliğimi istediğimde tertemiz bir sicille sonlandırmaktır. Bu sebeple öncelikle isimlerimizin deşifre edildiği yayınların kişilik haklarımıza saldırı niteliğinde olması sebebiyle durdurulmasını ve tekzip edilmesini arz ediyorum. Yine bu yayınların kamuoyunda bıraktığı izler nazara alındığında “Soruşturma geçiren İlçe Seçim Kurulu Müdürleri” ile yeniden seçime gidilmesinin ne denli yerinde olduğunu sizlerin takdirinize arz ediyorum.”
Şişli İlçe Seçim Kurulu Başkanı hakim Ahmet Vedat Güneş’in dilekçesinde de aynı sitem ve istek vardı:
“...ya bilgi noksanlığı ya da kötü niyetle yapılan açıklamalarda seçim görevlileri hakkında siyasetin her cephesinden hırsız, suiistimalci, çeteci gibi ifadelerle saldırıların yapılması insan ve merhametle izah edilebilir değildir...bu kadar kötü sıfatlarla töhmet altına sokulan ilçe seçim kurulu hakimi ve personelinin görevden alınarak yerlerine iyi niyetli namuslu dürüst hakim ve personel atanarak seçim yaptırılması aynı zamanda ülke menfaati gereğidir.”
(Kaynak: https://twitter.com/muratagirel/status/1135257120981606401/photo/1)
Peki YSK ne yaptı? Bu istifaları kabul etmedi.
Ve gerekçeli kararında açıklamalarına itibar etmediğini, kanuna neden aykırı davrandıklarını izah edemediklerini düşündüğünü söylediği, bir de haklarında suç duyurusunda bulunduğu, bu yüzden terör savcısı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmış, isimleri Anadolu Ajansı tarafından deşifre edilmiş İlçe Seçim Kurulu başkan ve müdürleri ile 23 Haziran seçimlerine gitmeye karar verdi.
AK Parti bu karara itiraz edeceğini açıkladı ama sonuçta YSK seçim iptali için bulduğu tek gerekçeyi de muhtemelen aksi 23 Haziran’a kadar teknik olarak imkansız olduğu için kendi kendine iptal etmiş oldu. Daha şüpheciler kararı yeni bir seçim iptali için ön hazırlık olarak yorumluyorlar ama esas olan seçim iptali için zorlanmış hukukun, seçim sistemini kilitlemeye doğru giderken bir duvara çarpıp durması...
Seçime sadece aynı “şaibeli” İlçe Seçim Kurulu başkan ve müdürleriyle de gidilmiyor.
YSK’nın yedi üyesinin seçimin iptal edilmesine gerekçe olarak gösterdiği, memur olmayan sandık başkanı veya üyesi bulunan 754 sandıktan biri olan Pendik’teki bir sandıkta görev yapmış, memur olmayan bir sandık üyesi, sosyal medyadan ilçe seçim kurulu başkanlığı tarafından yeniden aynı sandıkta görevlendirildiğini ve itirazının da kabul edilmediğini duyurdu.
https://twitter.com/Kesap82/status/1135579197299134464
Bundan öteye söylenecek söz kalmadı.
İstanbul, ortada bir seçim iptal gerekçesi bile kalmamışken yeniden sandık başına gidiyor.
Artık gözler son karar mercii olan 10 milyon 560 bin 963 üyeli
Yüksek Seçmen Kurulu’nda...
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025