Yusuf Kaplan
Mısır diktatörü Sisi, sinsi sinsi Firavunluğunu sağlamlaştırıyor...
Katılım oranının % 38 olduğu bir “seçim”de, diktatör Sisi, %92 gibi abdürd bir oranla yeniden Mısır Devlet Başkanı seçildi!
Karikatür bu!
Bunun adına demokrasi diyorlar!
Kuklaları ayakta tutmanın en iyi yolu, “demokrasi oyunu”!
Demokrasinin çöküşüdür bu aynı zamanda.
Arap dünyasının lideri bir ülkenin yaşadığı komediye bakar mısınız!
Mısır halkıyla dalga geçiyor emperyalistler!
Ama kendi zorba hegemonyalarının sonunu hızlandırmış oluyorlar, özelde Mısır halkını, genelde İslâm dünyasını aptal yerine koyarak...
Ortaya çıkan manzara, gerek Mısır’ın, gerekse “İslâm dünyası”nın geleceği açısından ne anlam ifade ediyor peki?
İHVAN, MISIR’DAN DAHA FAZLA BİR “ŞEY”DİR
Öncelikle, ezberlerimizi çöpe atalım.
Bu durum, özelde İhvan’ın, genelde Mısır’ın ve Arap dünyasının geleceği açısından zorlu da olsa, hayra alâmettir.
Nasıl mı?
Şöyle izah etmeye çalışayım.
Önce şu: Batılıların hedefi, Mısır değil, İhvan’dır.
Şunu iyi biliyor Batılılar: İhvan, Mısır demektir. Dahası, İhvan, Mısır’dan daha fazla bir “şey”dir; Mısır’dan daha etkili, kalıcı ve köklü bir “gücün” adı ve adresidir.
İhvan, bir cemaattir; ama Mısır toplumu sosyolojik olarak da, İslâmî dinamikler ve ruh açısından ayakta tutan yegâne güç, İhvan’dır.
Bir cemaat olarak İhvan, köklü bir sosyal harekettir: Mısır’da dullara bile “maaş” bağlayan; yetimlere, kimsesizlere kol kanat geren; eğitim faaliyetlerine büyük yatırım yapan, böylelikle Mısır’ın İslâmî omurgasını ve ruhunu diri, canlı ve ayakta tutan muazzez bir harekettir.
Bir cemaat olarak İhvan, güçlü bir siyasî harekettir: Mısır’daki sömürgecilerin ülkeden kovulmasında, Mısır’ın bağımsızlığına kavuşmasında kilit rol oynamıştır.
Bir cemaat olarak İhvan, hem köklü hem güçlü bir entelektüel harekettir; bir fikir hareketidir. Nasıl bir İslâmî geleceğin inşa edilebileceği meselesi üzerinde yaklaşık bir asırdır kafa patlatan düşünürlerin yetiştiği ve bütün bir İslâm dünyasını şu ya da bu şekilde beslediği bir medeniyet hareketidir.
O yüzden Batılılar, Mısır’a değil, İhvan’a saldırıyorlar; kapsamlı bir hareket olarak İhvan’ın Mısır’a sadece tabandan değil tavandan da çeki düzen verecek bir konuma ulaşmaması için inanılmaz bir çaba gösteriyor ve Mısır’ın başına yerleştirilen diktatörlerin ve köle ruhlu elitlerinin ayakta durabilmeleri için büyük maddî yardımlar yapıyorlar.
İSLÂMÎ HAREKETLER, CEMAATLER SİYASAYA VE PİYASAYA EKDEKSLENİRSE BİTERİZ...
“Arap baharı” denen ama benim sürekli olarak Arap sonbaharı diye adlandırdığım, bu yüzden de linç edildiğim dalga, emperyalistlerin, İslâmî hareketleri bir şekilde sekülerle kesimlerle birlikte iktidara sürükleyerek tepeden tırnağa sekülerleştirmeyi (özelde İhvan üzerinden Mısır’ın, genelde bütün İhvan hareketlerimin en güçlü hareketler olduğu Arap dünyasının İslâmî ruhunu çürütmeyi ve bitirmeyi) amaçlıyordu.
Durumun kontrolden çıkacağı düşünüldüğü için, adına ayartıcı bir şekilde “Arap baharı” denen dalga derhal bitirildi.
Geleceğim nokta, sadece Mısır açısından değil Arap dünyasının ve İslâm dünyasının geleceği açısından hayâtî.
Yazının başında Sisi’nin dalavereyle, tastamam karikatüre dönüşen “demokrasi oyunu”yla yeniden seçtirilmesi, kısa vadede değil ama uzun vadede hayra alamettir, diye düşünüyorum.
Biz Müslümanlar, vâki olanda hayır vardır, diye inanırız.
Bizim bir hesabımız olabilir ama Kadir-i Mutlak’ın da bir hesabı vardır.
O yüzden hayır zannettiğimiz şey, şerre, şer zannettiğimiz bir şey hayra dönük olabilir.
Yaşanan bölgesel ve küresel konjonktür, İslâmî hareketlerin, müslüman toplumlarda iktidara gelmeleri durumunda, kısa bir sürede hızla bütün İslâmî masumiyetlerini ve ruhlarını yerle bir edecek berbat bir konjonktür.
Eğer bugün Mısır’da İhvan iktidarda olsaydı, fazla değil 5 sene içinde İhvan biterdi.
Niçin?
Mısır’da yolsuzluk dizboyu.
Eğer İhvan 5 yıl filan iktidarda olsaydı, bu iğrenç, çarpık devlet yapısı, İhvan’ın hızla çürümesi, çözülmesi ve sonuçta Mısır’ın İslâmî iddialarını su gibi harcaması, İslâmî ruhunu bitirmesi anlamına gelirdi.
Tamam; Mısır’ı, İhvan’ı zorlu günler bekliyor ama şundan kesinlikle eminim: Allahu Teâlâ, bu bozuk, çarpık iktidar çarkından İhvan’ı, dolayısıyla Müslümanları uzak tutarak koruyor.
İhvan iktidarı tecrübesi sırasında bizzat İhvan yöneticileriyle yaptığım görüşmelerden kısa süreli İhvan iktidarının bile bu çarpık ve iğrenç yapının neden olduğu yolsuzluklar sebebiyle İhvan yöneticilerini ve Mısır halkını “nereye sürükleniyoruz böyle” diye kaygılandırdığını yakından biliyorum çünkü.
İSLÂMÎ HAREKETLER, CEMAATLER TAVANDAN DEĞİL TABANDAN GELMELİ...
Küresel sistem, İslâmî söylemleri benimseyen oluşumları iktidara sürükleyerek İslâmî söylemleri iktidarda bitirmek istiyor.
Şu konjonktürde, çarpık, laik çarkların müslümanlar tarafından döndürülmesi, Müslümanlar için büyük ahlâkî çözülmeyle sonuçlanır.
Hem Türkiye’de hem de İslâm dünyasının her bir köşesinde, Müslümanların siyasaya ve piyasaya ekdekslenmekten şiddetle kaçınmaları gereken kritik bir eşikten geçiyoruz.
Tavandan seküler, kukla ve çarpık yapılara eklemlenerek değil, tabandan, kendi geleceklerini adım adım inşa ederek, kendi öncü kuşaklarını kendileri yetiştirerek, silbaştan yeniden Müslümanlaşarak gelmeli müslümanlar.
Aslolan iktidar olmak değil; İslâmî kimliğimizi, iddialarımızı, ruhumuzu ve masumiyetimizi korumaktır ve Müslümanca bir gelecek inşası çabasına soyunmaktır...
Seküler, çarpık, küresel sistemin pek çok bakımdan kontrolündeki laik sistemlere eklemlenerek İslâmî bir gelecek inşa edeceğimizi düşünüyorsak büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu bilelim, derim.
Mısır’daki son seçimlere bu açıdan bakmakta yarar var, diye düşünüyorum.
Allah (cc) mazlum Müslümanların masumiyetini korusun, sahici ve sahih bir geleceğin inşası için gösterdikleri gayretlerde önlerini açsın. Vesselâm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020