Abdurrahman Dilipak
Ya da siber diktatörlük! Madem bilgi artık sorun değil, robotlar her şeyi yapabiliyor. RF ya da lazer silahları ile veya genetik yapısı dönüştürülmüş canlılar üzerinden, global networke sızan birileri tarafından her şey tersyüz edilebilir.
Artık zaman ve mekan farklılığı fazla bir anlam ifade etmiyor. Kişi ya da küçük topluluklar büyük devletleri bu anlamda tehdit edebilirler.
Buradan baktığınızda, siber terör geleceğin en önemli gündem maddelerinden biri olabilir. Bugün siber terör deyince daha çok hackerler akla geliyor, peki ya yarın.
Kontrolden çıkan, Neurolink ve Chip bağlantısı üzerinden insan-makine etkileşimli sistem manupile edilir ya da beklenmedik bir riskle karşılaştığında, sistem kontrolden çıktığında ne olacak?
Geçen gün Hariri bu konuyu tartışıyordu.
Batı “Yeni Normal” döneme geçerken, çoğulculuktan, siber tekilciliğe, siber monarşiye geçmeye hazırlanıyor sanki. Burada Monark / Tek adam aslında ma’şeri aklı temsil eden yapay zeka. Yani sentetik bir tanrı, sonuçta “yeni put”, “siber bir put”.
Tamam bir sistem kuruluyor. Peki sistemin anahtarı kimin elinde olacak!. O kim! O da anahtarı tekrar makineye teslim edecekse, aslında makine insanın kullandığı bir alet olmaktan çıkıp, insan makinenin kullandığı biyonik bir robota dönüşüyor.
Her konuda olduğu gibi yine geç kalıyoruz. Kafamız duvara çarpınca aklımız başımıza geldi ve İstanbul sözleşmesini konuşmaya başladık. CEDAW böğrümüze saplanmış bir kurşun gibi bir yerlerde duruyordu.
Peki bu “Yeni Normal” döneme doğru dolu dizgin giderken, bizim filozoflarımız, ilahiyatçılarımız, bilim adamları bu konuda ne yapıyorlar, uluslararası sistemin önlerine koydukları raporları izlemekten başka.
Aslında bu konu bütün bakanlıkları, bütün bilim dallarını, bütün sektörleri, hukuk düzenimizi, ekonomik ve politik düzeni yakından ve derinden etkiliyor.
Biz İstanbul sözleşmesini konuşuyoruz da “Yeni Normal” dönemde, “Norm” değişince, “Norm Hukuk” da değişecek. Global köyün anayasası ya da yasası olmayacak. “Yeni Norm hukuk” tüm dünyada geçerli olacak ve siber istihbarat, siber polis, siber savcı ve yargıçlar tarafından anında sonuçlandırılacak.
Bana söyler misiniz, burada “insan” nerede?. Hangi “din”den, hangi “ahlak”tan söz ediyorsunuz. Hangi “politika”, hangi “ideoloji”!
Bakın madde olarak atom çekirdeğinin içine girildi. GENOM ile canlı organizmaların hücresinin içine müdahale edilebiliyor artık. Enerji eski enerji olmayacak. Enerjinin, atomun / maddenin frekansını manupile edebileceksiniz artık. Bu şekilde canlı-cansız her şeye müdahale etme imkanına kavuşuyorsunuz.
Böyle bir dünya Şeytanın olmadığı bir dünya değil. Ya Şeytan ve onun işbirlikçileri bu düzene müdahale edecek olurlarsa ne olacak. Alternatif bir siber dünya yeraltında, deniz altında, uzakta örgütlenecek olursa ve bu sistemler karşı karşıya gelecek olursa.
İnsan kendi kıyametine giden yolun inşasında kendi sırtında taş mı taşıyor yoksa.
Bilim ve teknoloji kendileri için tartışmasız ve mutlak iyilik vesilesi olarak görenler için bugünkü teknolojik gelişmeler, gelecek adına umut verici gözükebilir. Ama bugün gelinen noktada sistem içi unsurlar bile, bu gidişin insanlığın sonunu getirecek bir felakete kapı aralamasından endişe ediyorlar.
Bu süreci, çok küçük bir lobi kimseye danışmadan kendi başına ve emrivakilerle yönetiyor. Kimseye sordukları yok. Karşı çıkanları kendi mevcut güçleri ile yok edeceklerini düşünüyorlar.
Onların kutsal kehanetleri var. Bir gelecek okumaları var. Dünya Kova burcu ile birlikte kozmik bir evreye giriyor ve bu süreçte dünya, bu kadar nüfusu taşıyamayacak. Onun için bu operasyonlar, insan neslinin varlığını sürdürmesi için zorunlu bir süreç. 8 milyara yakın insandan 500 milyondan fazlasının insanlığın gelecekte varolabilmesi için ya yaşama hakkından vazgeçmesi ya da buna mecbur bırakılması gerek.
Covid, gıda, sağlık, bilişim ve daha birçok gelişme bu kehanete göre şekillendiriliyor. Karar verin, 16 kişide bir kişinin yaşama şansı var. O 15 kişi kim olsun? Nasıl seçilsin bu insanlar!. “Neo Malthusçular”ın dayattıkları tercihin temelinde bu var. Bu senaryoda (Haşa) Allah’a yer yok. Buna karar verecek olan yapay zeka olmalı. Yöntemi de o belirlemeli. Sonuçta reset düğmesini PDR3’e verecekler. Sürecin sonunda geride kalan 500 milyon insan tekrar yapay zekanın kontrol anahtarını yeniden kendi ellerine alıp, “3. Normal düzen”e geçecekler.
“3. Normal düzen”, bu büyük savaş /kıyımdan sonra olacak. Hrıstiyanlar İsa Mesih’in dönüşünü bekliyor. 3. Normal zamana geçiş Yuhanna vahyinde 7x7=49 bölümde anlatılır. Gog-Magog’u, Armegedon’u, Anti Chirist’i bekliyor. Yahudiler Meşiyahı, Müslümanların tamamı Yecüc-Mecücü, Sekineyi, Dabbetül Arzı, birçoğu Mehdi, Mesih ve Deccal, Melheme-i Kübrayı bekliyor.
Siz ne bekliyorsunuz?
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022