Ahmet ALTAN
Türkiye’de yıllardan beri neler gördük.
Sokaklarda insanlar çatıştı, cinayetler işlendi, katliamlar yapıldı, suikastlar düzenlendi.
Ve, bütün bunların hepsi geldi askerî darbelere dayandı.
Biz, bütün yaşananları “siyasi” açılardan bakarak anlamaya çalıştık.
Askerin darbe merakını “iktidar” meselesi olarak değerlendirdik.
Sonra eski büyükelçi, yeni milletvekili Volkan Bozkır, yüz kırk karakterlik bir “twit” yazarak bu örtüyü çekip altında yatanı gösterdi.
Bir general emekli olduğunda 600 bin lira ikramiye alıyordu.
Bir büyükelçi ise emekli olduğunda sadece 75 bin lira alabiliyordu.
Birkaç gazete bu açıklamayı haber yaptı.
Biz de işin üstüne gidip, bir generalle bir büyükelçi arasındaki bu muazzam gelir farkının nereden kaynaklandığını araştırdık.
Devlet aslında iki “bürokratına” da hemen hemen aynı emeklilik ikramiyesini veriyordu.
Ama, ordunun “yardımlaşma kurumu” olan OYAK yüz binlerce liralık ikramiyeler ödüyordu ordu mensuplarına.
Çünkü ordunun yan kuruluşu olan OYAK’ın bankası, fabrikaları, yatırımları vardı.
“Banka sahibi ordu” biraz tuhaf bir şey.
Bilgisayarın başına oturup, dünyadaki finans akışının rakamlarını izleyen bir general görüntüsü, kabul edelim ki karikatürlere uygun bir görüntü.
Normalde ordunun askerlikle uğraşması gerekir.
Bizim ordu, askerlik dışında her şeyle uğraşıyor.
Sonucunda da anlaşılan iyi para kazanıyor.
Peki, buna bir itirazım yok.
Kırk yılını orduya vermiş, hayatını dağda tepede zorluklar içinde geçirmiş biri, emekliliğinde zengin bir hayat sürsün.
Benim itirazım “devletin içindeki” eşitsizliğe.
Bir generalin, bir büyükelçiden, bir profesörden, bir müsteşardan, bir beyin cerrahından, bir atom fizikçisinden on misli fazla kazanmasına...
Eğer, bir devlet kurumunun “bankaları, şirketleri, fabrikaları, yatırımları” olması “normal” bir şeyse ve bu “şey” o kurumun personeline iyi para kazandırıyorsa, o zaman diğer devlet kurumlarının da bankaları olsun.
Niye Dışişleri’nin, Maliye’nin, Sağlık Bakanlığı’nın, ormancıların bankaları yok?
Dışişleri Bakanlığı da bir banka açsın.
Ormancıların da holdingleri olsun.
Soru bu zaten.
Niye askerlerin oluyor da, diğerlerinin olamıyor?
Niye bir general emekliye ayrıldığında 600 bin lira alabiliyor da, bir büyükelçi 75 bin lira alıyor?
Eğer böyle somut sorulara, bizim hamasi alışkanlıklarımıza uyarak “şehitlik” üzerinden cevap vermek isteyen olursa, ona, büyükelçilerin “şehitlerinin” generallerin “şehitlerinden” fazla olduğunu söylerim.
Onun için hiç hamasete girmeyelim.
Sorunun cevabı açık.
Generaller, büyükelçilerden sekiz kat daha fazla emeklilik alıyorlar çünkü generallerin “silahları” var.
O silahları kullanarak defalarca darbe yaptılar.
Darbelerle kanunları ve kuralları değiştirdiler.
Sonra bir baktık.
Generaller zengin olmuş.
Vatanı sivillerden “daha fazla sevmenin” karşılığı, sivillerden sekiz kat daha fazla para kazanmak olarak generallerin banka hesaplarına geri dönmüş.
Üstelik, generallerin gelirlerinin konuşulmasını engelleyebilmek için “maaşlarının” halka açıklanması da yasaklanmış.
Bugün generallerin ayda kaç para kazandığını öğrenemezsiniz.
Bizim “dik duran” iktidar da bu yasağı kaldırmaz.
Askerlerin banka sahibi olmasına ses çıkarmaz ya da “askerlerin var, sivillerin de olsun” demez, bu eşitsizliği “doğal” kabul eder.
AKP, sekiz yıldır iktidarda, birçok şeyi değiştirdi ama yaptığı değişiklikleri bir türlü “kurumsallaştırmadı”, bütün o değişimleri her an bir pazarlık kozu olarak kullanmayı tercih etti.
Onun için toplumun neresini düzeltirseniz düzeltin bir başka yanı çarpık kaldığından, ülkenin “yamukluğunda” kalıcı bir düzelme olmuyor.
Ve, “demokratikleşiyoruz, askerî vesayeti kırıyoruz” falan derken generaller zengin, siviller fakir oluyor.
Zaten, yaşadığımız onca darbenin, rezilliğin özeti de, 600 bin ve 75 bin gibi iki rakamın içine sığıyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018