Akın ÖZÇER
Fransa’da geçen Pazar günü Ulusal Cephe’nin (FN/ Front National) yaklaşık yüzde 28 oyla birinci parti çıktığı bölgesel seçimlerin ikinci turu 13 Aralık günü yapılacak. İlk turda alınan bu sonuç, 1972’de neo-faşist Yeni Düzen (Ordre Nouveau) hareketinin siyasal vitrini olarak kurulan FN için rekor niteliğinde. Marine Le Pen’in partisi, 2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de yüzde 25’lik oy oranına ulaşarak yükselişinin devam etmekte olduğu sinyalini vermişti.
Bununla birlikte, bu sonuçları Fransa’da aşrı Sağ’ın yakında iktidara gelebileceği şeklinde yorumlamanın da abartılı bir yaklaşım olduğunu kabul etmek gerekir. Bir kere, iki turlu seçimlerin, özellikle bölgesel/yerel nitelikli olanların ilk turunda katılım hep düşük kalır ve sandığa gitmeyenlerin çoğunluğunu iktidar partisinin izlediği politikalardan rahatsızlık duyan kendi seçmeni oluşturur. Seçmenin bu çekimserliğini, iktidara tepkilerin ortaya çıkmasını sağlamaya yönelik bir uyarı ihtiyacının sonucu olarak değerlendirmekte yarar var.
İlk turda Fransa genelinde katılımın yüzde 50’nin altında gerçekleşmesi, sosyalist seçmende bu oranın çok daha düşük olması ve nihayet iktidardaki Sosyalist Parti (PS) listelerinin, FN ile ılımlı Sağ/merkez birlikteliğinin (yüzde 26,9) ardından üçüncü sırada (yüzde 23,4) gelmesi bu değerlendirmeye haklılık kazandırıyor. Unutmamak gerekir ki PS’in solunda/dışında yer alan ve seçmeni ikinci turda genelde sosyalistleri yeğleyen Avrupa Ekoloji/Yeşiller ’in (EELV) yüzde 6,8,Sol Cephe’nin de (FDG/Front de Gauche) yüzde 4 dolayında oyu bulunuyor. Bu iki bloğun oylarını, 2010’a oranla önemli oranda düşüş gösteriyorsa da, ikinci turda hesaba katmakta yarar var.
İlk turda göz önüne alınması gereken bir başka gerçek, ılımlı sağ seçmenin bir bölümünün de iktidara tepkiyi vurgulamak amacıyla FN’e destek vermiş olması. İlk tur ertesinde yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, bu yönde oy kullanmış ılımlı sağ seçmenler var. Bunlardan bir bölümü ikinci turda yine FN’e oy verebileceğini, ama 2017 başkanlık seçimlerinde kesinlikle FN adayının karşısındaki adaya destek olacağını itiraf ediyor.
Özet olarak belirtmek gerekirse, Fransız seçmeni ilk tur seçimleri, özellikle bölgesel/yerel düzeyde ise, iktidara bazı mesajlar vermek üzere kullanabiliyor. Sandığa hiç gitmeme, ikinci turda vereceği oyu saklayarak başka partileri destekleme vb. gibi. Siyasi partiler de ilk turda alınan sonuçlar çerçevesinde seçim bölgelerinde –ki bölgesel seçimler olduğu için toplam 13 seçim bölge var- izleyeceği politikaları belirliyor.
İkinci tura ilişkin politikalar
İlk turun galibi FN, toplam 13 bölgeden 6’sında ilk sırada gelerek büyük bir başarının altına imza attı. Bölgesel/yerel seçimlerde ikinci tura katılmanın koşulu yüzde 10 barajının üstünde oy almak. İlk turda barajı geçen üç liste “triangulaire” adı verilen üçlü seçime girme hakkına sahip ama kazanma şanslarını doğal olarak ilk turun sonuçlarının ışığında değerlendirmek gerekiyor.
V. Cumhuriyet döneminde Fransız siyaset arenasında ayrıca Cumhuriyet değerlerine karşı olduğu düşünülen FN gibi aşırı sağcı partilerin kazanmaması için merkez Sağ ile Sol arasında işbirliği yapılmasını öngören “Cumhuriyetçi cephe” (Front républicain) olarak adlandırılan bir uygulama var. Buna göre, FN’in güçlü olduğu seçim çevrelerinde 3. sıradaki merkez Sağ ya da Sol partiler ikinci tura katılmayarak seçmenini FN karşısında yer alan parti listesine oy vermeye çağırıyor. Ama uygulamada daha çok sosyalistlerin bu yola gittiği, Sağ partilerin ise cephe fikrine biraz daha soğuk baktığı, hatta bazen FN ile yerel düzeyde ittifaka bile girdiği görülüyor. Seçmen davranışları bakımından bunu doğal karşılamak gerekir, zira aşırı Sağ’a, Sol’dan çok, Sağ’dan kaymalar oluyor.
Cumhuriyetçi cephe uygulaması çerçevesinde, FN karşısında ikinci sırayı alan siyasi partiler bazen kendi lehine ikinci tura katılmaktan çekilen partinin birkaç adayını listelerine almak suretiyle o partinin seçmenini kendisine oy vermeye cesaretlendiriyor. Buna da listelerin birleştirilmesi(fusion des listes) deniliyor. Ama bu uygulamaya da merkez Sağ partilerin pek sıcak bakmadığı gözlemleniyor. Liste birleştirmeleri daha çok PS ile dışında/solundaki siyasi partiler arasında gerçekleştiriliyor.
Fransa bölgesel seçimlerinin 6 Aralıktaki ilk turunda da benzeri bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz. Başbakan Manuel Valls, PS listelerinin kazanma şansı olmadığını düşündüğü üç bölgede ana muhalefet Cumhuriyetçiler ’in (LR/ Les Républicains) ılımlı Sağ/merkez listesi (LR/UDİ/MoDem) lehine ikinci tura katılmama çağrısı yaptı ama bu bölgelerden birinde (Alsace-Lorraine-Champagne-Ardenne) PS adayı Jean Pierre Masseret bu çağrıya uymayacağını açıkladı. Buradaki üçlü seçim FN’in güçlü adamı Florian Philippot’nun şansını arttırıyor.
PS, sadece iki bölgede ılımlı Sağ lehine ikinci turdan çekilmekle kalmadı ayrıca yedi bölgede de, dışında/solundaki EELV ve Sol Cephe ile liste birleştirmesine gitti. Bu konuda varılan anlaşmaların en görkemlisi Milli Meclis Başkanı Claude Bartalone’un liste başı olduğu Paris çevresindeki departmanları içeren Île-de-France’da oldu. Bu bölgede Sol listenin mücadelesi üçüncü sıradaki FN ile değil yüzde 30’un üzerinde oyla ilk sırayı almış olan LR/UDİ/MoDem ile olacak. Bartolone’un açıkladığı gibi Sol’un birleşik listesi şimdiden yüzde 40’lık desteğe ulaşmış bulunuyor.
Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin başında olduğu LR’nin ikinci tur politikasını ise “ne birleştirme, ne çekilme” (ni fusion, ni retrait) olarak özetlemek mümkün. Bu politikaya 67 üyeli parti meclisinde sadece iki partili – partinin 2 numarası Nathalie Kosciusko-Morizet ile eski başbakanlardan Jean Pierre Raffarin) karşı çıktı. Bu ikili PS’in ikinci olarak FN ile mücadele ettiği İspanyol sınırındaki “Languedoc-Roussillon-Midi-Pyrénées” bölgesinde PS lehine ikinci tura katılmamayı önerdi.
Kendini FN’i durdurabilen tek politikacı olarak lanse eden Sarkozy, LR’in bu politikasının da mimarı olarak biliniyor. Ama parti içinde, 2007’de FN’i, tezlerini benimseyerek, dolayısıyla seçmeninin bir bölümünü alarak durdurmuş olan ve bugün de aynı söylemi sürdüren eski Cumhurbaşkanı ile hemfikir olmayan Alain Juppé gibi güçlü siyasetçiler var. Alain Juppé, 6 Aralıktan sonra yaptığı açıklamalarda LR’in FN’in arkasında kalmasını bir “siyaset çizgisi sorunu” olarak görüyor ve ikinci turun ardından bu konunun partide tartışılması gerektiğini vurguluyor.
Hedef 2017 başkanlık seçimleri
Bölgesel seçimler 2017’de yapılacak başkanlık seçimleri ve genel seçimler için son sınav. O bakımdan Marine le Pen’in Cumhurbaşkanı seçilmesini en kötü senaryo olarak değerlendiren siyasi partilerin ince hesapları bir bakıma bu “felaketi” önlemeye yönelik taktikler içeriyor.
Cumhurbaşkanı Hollande’ın kurmayları, bu açıdan değerlendirdiklerinde, ilk tur sonuçlarını ve Sarkozy’nin “ne birleşme, ne çekilme” taktiğini PS açısından çok da kötü görmüyor. 13 bölgeden üçünü ilk sırada bitiren sosyalistler bu sonuçların en kötü senaryo olmadığı kanısını taşıyor. Bu üç bölgeye ilave olarak Île-de-France başta olmak üzere 2 ya da 3 bölgede daha yarışı önde bitirme şansları bulunduğunu düşünüyor. Bu Pazar PS, 3 ila 7 arasında bölgede ilk sırayı alırsa, parti merkezinin bulunduğu Solférino Sokağı’nda seçim sonuçları “tatminkâr” olarak değerlendirilecek.
PS’in aşırı Sağ’ın kalesi PACA (Provence-Alpes-Côte d’Azur) ile kendi kalesi sayılan “Nord-Pas-de-Calais-Picardie” bölgelerinden çekilmesi ise taktiksel açıdan anlam taşıyor. PS’in bu “fedakârlığı”, bu iki bölgede FN’in ağır topları Marion Maréchal ve teyzesi Marine Le Pen’in devrilmeleri halinde doğrudan ödüllendirilmiş olacak ki TNS/Sofres/One Point’in son anketine göre tahminler bu yönde. İkinci turda Le Pen’ler sırasıyla yüzde 54’e karşı 46 ve 53’e karşı 47 oyla seçimi kaybediyor. BöyleceHollande’ın 18 ay sonra FN’in başkan adayı Marine Le Pen’in karşısına tek “Cumhuriyetçi kale”olarak dikilmesi, zayıflamış Sol’un güçlü başkan adayı olarak ortaya çıkması şaşırtıcı olmayacak.
Bu oyunun farkında olan Cumhuriyetçiler, Sarkozy’nin “ne o, ne bu” (ni, ni) politikasından rahatsız. Sarkozy’nin yakınında yer alan bir politikacı, Le Monde’a yaptığı açıklamada, PS’in iki bölgeden çekilme kararının ardında “biz Sağ’dan daha Cumhuriyetçiyiz” düşüncesinin yattığını, bu yoldan da “sol seçmeni yeniden bir araya getirmeyi planladığını” açıklayarak, bundan kaygı duyulduğunu bir bakıma itiraf etti.
Sarkozy ise, France 2 ekranına çıkarak, FN’in hep sosyalist iktidarda yükseldiğini, bunun PS’in izlediği politikalara duyulan “öfkeden” kaynaklandığını savundu. Kendisinin FN’i frenleyecek tek lider olduğunu yineledi. Ama bunu eskiden olduğu gibi, FN’in yaklaşımlarını sahiplenerek ve seçmenlerinden bir bölümünü kendisine çekerek yapacağı mesajını da verdi. Bu mesajı verirken, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu satır arasına sıkıştırmayı da ihmal etmedi.
Sonuç olarak, bölgesel seçimlerin ikinci turunda sonuçlar nasıl olursa olsun, PS’in 2017 seçimlerine giderken izleyeceği stratejinin belli olduğunu, ana muhalefetin ise bu sonuçlara göre kendi içinde kapsamlı bir tartışmaya hazırlandığını söylemek mümkün.
Konuya Türkiye açısından bakıldığında, ana muhalefet LR içinde Sarkozy’nin politikalarının geçerliliğini sürdürmesi halinde, ikili ilişkilerimizin geleceği açısından PS’in iktidarda olduğu bir Fransa’yı tercih etmemizin doğal olduğu görülüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018