Akın ÖZÇER
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un “terör örgütü yöneticiliği ve cebir ve şiddet kullanarak hükümeti yıkmaya teşebbüs” gerekçesiyle özel yetkili mahkemece yargılanmak üzere tutuklanması farklı tepkilere yol açtı. Bir kesim Başbuğ’un özel yetkili mahkeme değil, Anayasa Mahkemesi’nde (Yüce Divan) yargılanması gerektiği görüşünü dile getirdi. Bu kesim, 12 Eylül 2010 referandumuyla Anayasa’nın 148. maddesine getirilen değişikliğin, Genelkurmay başkanlarına (ve kuvvet komutanlarına) görevleriyle ilgili bir suç isnat edildiğinde bunu öngördüğünü savunuyor. Bu görüşe karşı çıkan hukukçularsa, Başbuğ’a isnat olunan suçun öncelikle göreviyle ilgili olmadığının altını çiziyor. Hoşlarına gitmeyen hükümetleri internet siteleri üzerinden yıpratmak, partilerini kapattırmak ya da darbe koşullarını olgunlaştırma planları hazırlamak Genelkurmay başkanlarının görevleri arasında nasıl sayılabilir ki?
Aslında Başbuğ’un hangi mahkemede yargılanacağı kadar, hatta daha önemli olan husus, askerin sadece eylem planları ve darbe oyunlarıyla değil, hiçbir şekilde siyaset yapmaması için anayasal ve yasal önlemlerin alınması. Bu konuda toplumda tam bir uzlaşı sağlanması için siyasi partilerin ilkeli, demokratik bir tutum sergilemeleri gerekiyor ama bugüne kadar pek öyle olmadı. Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk başta “İnternet andıcının savunulacak tarafı yok, hükümet aleyhinde faaliyet göstermek nerede görülmüş. Bunu Genelkurmay değil, başka bir kurum da yapsa suçtur” diyerek ilkesel bir duruş sergiler gibi oldu. Ama sonra yaptığı tuhaf açıklamalarla konuyu içinden çıkılmaz hale getirmeyi başardı ne yazık ki.
CHP lideri, Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini savunuyor. Bu nedenle referandumda seçmenine ret oyu kullandırdığı anayasa paketinden çıkan 148. madde değişikliğini bu kez sahipleniyor. Kılıçdaroğlu ayrıca özel mahkemelere karşı olduğunu dile getiriyor. Özünde doğru bir yaklaşım ama bunu özel mahkemelerin demokratik bir hukuk devletinde neden yeri olmaması gerektiğini gerekçeleriyle izah ederek yapmıyor. Sadece bu mahkemeleri “siyasi otoritenin aldığı kararları onaylayan mahkemeler olmakla” suçluyor. Uludere olayıyla sıkıştırdığı hükümeti Başbuğ’un tutuklanmasıyla değişen gündemin biraz ferahlattığını düşünüyor. Bu nedenle diyor ki: “AKP aleyhine olaylar olduğu zaman, AKP belli noktalarda köşeye sıkıştığı zaman, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, savcılar harekete geçecek, birilerini daha içeri alacaktır.”
CHP liderinin bu söyledikleriyle, eski Genelkurmay Başkanı’na isnat olunan suçun ne olduğunu değerlendirebilmek pek de kolay değil. “Genelkurmay başkanları veya başkaları yargılanamaz diye düşünmediklerini vurguluyor, herkesin yargılanabileceğini, ifadeye çağrılabileceğini söylüyor ama yargılamanın “eski DGM’lerden bile beter” bulduğu özel yetkili mahkemelerde yapılamayacağını vurguluyor. Bunu “hukukun katledilmesi” olarak nitelerken, yargılanmalı mı, yargılanmamalı mı sorusunu ise es geçiyor. Ama görünen o ki CHP Ergenekon ve Balyoz sanıklarının olduğu gibi, son “AKP kurbanı” Başbuğ’un da arkasında duruyor.
MHP’ye gelince, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin bu konudaki tavrının daha net olduğu görülüyor. CHP’den farklı olarak demokratmış gibi görünme derdi olmadığı için sadece Başbuğ’un değil Silivri sanıklarının tümünün arkasında yer aldığını çekinmeden ilân etti. Konuyla ilgili yazılı açıklamasında Başbuğ’un tutuklanmasını “vahim” olarak nitelemekle kalmadı, ayrıca yargıya müdahale sayılabilecek şu sözleri de dile getirdi: “Artık iyice şirazesinden çıkan darbe soruşturma ve iddialarının nerede duracağı ve kimleri kapsamına alacağı belirsiz ve şaibeli bir duruma gelmiştir.” TSK’ya kayıtsız, şartsız destek veren Bahçeli de sonuçta, yargının “AKP’nin müdahale ve tesiriyle” siyasallaştığını öne sürerek faturayı iktidar partisine kesmiş oldu.
AK Parti ise bu konuda anlaşılabilir nedenlerle alçak profil izliyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbuğ’un tutuklanmasından duyduğu üzüntüyü vurgularken, konunun ne olduğunu izah etmeye çalıştı. AK Partili bazı Bakanlarsa, geçen gün Kürtçe eğitimi uygun bulmadığını açıklayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e “Sana kim sordu onbaşı” sözüyle tepki gösteren BDP Eşbaşkanı Demirtaş’a laf yetiştirme yarışına girdi. Oysa Orgeneral Özel’in de siyasi konularda açıklama yapmaması gerekiyordu.
AK Parti’den sonra şu âna kadarki en tutarlı açıklama, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlut Çavuşoğlu’ndan geldi. Bu tutuklamanın özetle normalleşme (asker-sivil ilişkilerinde) olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, bunun askerin kendi konularının dışına çıkmasının yansıması olduğunun da altını çizdi.
Kabul etmek gerekir ki sorun, devletin sahibi olduğunu düşünen askerin, kendisini ülke siyasetinin sınırlarını çizmeye, her şeye karışmaya, uygun görmediği her şeyi engellemeye sevk eden mesleki deformasyonundan kaynaklanıyor. Bu konudaki bilgi ve kapasitesinin sınırlı olduğunu, siyasetin Harbiye’de değil Mülkiye’de öğrenildiğini, siyasetçinin kışladan değil sandıktan çıktığını, daha da önemlisi bu ülkenin çıkarlarını gözeten başkalarının da olduğunu bir türlü kabul edemiyor. Ama bu acı gerçek konusunda toplumsal mutabakat olmayınca demokrasi hep sözde kalıyor ne yazık ki.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025