Ali BAYRAMOĞLU
Suruç'ta başlayan, barış mitingiyle devam eden, Sultanahmet'te tekrar ortaya çıkan ölümcül IŞİD eylemleri, ardından Ankara'da askeri araçları ve Güven Parkı'nı hedef alan kanlı PKK saldırıları, en nihayet İstiklal caddesinde yeniden IŞİD eylemi...
Güneydoğu'daki isyan ve çatışmalar...
8 ayda yaklaşık 2500 ölü, yıkıntı şehirler, yüzbinlerin göçü...
Bu yıl Nevruz'a böyle girdik.
2013 ve 2014 Nevruzlarında ise, Diyarbakır'da on binlerce insanın önünde, hükümetin onayıyla Öcalan'ın mektupları okunmuş, silah devrinin bittiği ilan edilmiş, törenler tüm televizyonlarca yayınlanmıştı.
Nevruzların barış ve siyaseti temsil ettiği o günlerde Türkiye'nin Batısı, Doğusu da mutlu ve umutluydu.
Dün Diyarbakır Nevruz alanında Demirtaş, söylüyordu:
“Çözüm yoluna bağlıyız. Savaş, çatışma, ölüm alışmamız gereken normal bir durum değildir. Normal olan bütün barışçıl yollarda ve yöntemlerde ısrar etmektir. Müzakere dediğimiz şey, çözümleri masaya koymaktır...”
Pek güzel...
Ancak Demirtaş'ın PKK'nın sokak ve şehir savaşlarını, bir çok kez “halk direnişi”, “halkı katliamdan koruma eylemleri” şeklinde tanımlıyor olması bu tür konuşmaları havada ve karşılıksız bırakıyor.
Demirtaş'ın altını çizdiği barışçıl yol ve yöntemler, Kandil'in şiddet stratejisi sürdükçe, HDP bu eylemlerin arkasında durdukça nasıl hayata geçirilecektir?
Bugün Kürt meselesinde gelinen kanlı ve tıkanık nokta, kısmen devlet ve hükümetin ihmal, hata, ihlal ve endişeleriyle açıklanabilir. Ancak çözüm sürecinin yerini fiilen şiddet evresine bırakması, açık bir şekilde, PKK'nın yeni stratejisi üzerinden gerçekleşmiştir. Bu strateji, silahlı alan kontrolü, silahlı özerklik uygulaması, kaos politikaları, başka bir ifadeyle isyanın yeni bir aşamasıdır.
Devlet ve iktidar, bu stratejiyi görmemek, doğru okumamak, buna güvenlik önlemleri yanında siyasi yanıtlar bulamamak ya da bulmak istememekle eleştirilebilir.. Güvenlik önlemleri sırasındaki hoyratlığı kuvvetle dile getirilebilir.
Ancak esas değişmez.
Sistemin dokunulmazlıkların kaldırılması arayışından, akademisyenlere yönelik adli uygulamalara kadar uzanan siyasi alanı daraltma adımlarının tümüyle yanlış ve kabul edilemez olması, Kürt siyasi hareketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Siyasete geri dönülecekse, önce Kürt hareketi bunun gerekli koşullarını oluşturmak, çatışma politikasına son vermek zorundadır.
HDP, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve Haziran genel seçimlerinde Türkiyelilik iddiasıyla yarıştı. Demirtaş, bu çerçevede ve buna uygun davranışlarıyla sempati toplayan bir siyasetçi oldu.
Bugün gelinen aşamada, Demirtaş'ın, AK Parti'den, hükümetten, Erdoğan'dan hiç söz etmeden, “AK Parti eşittir IŞİD” gibi ya da “planlanmış katliam politikası” tarzı “hazır propaganda paketleri”ne el atmadan, önce kendi cephesine bakıp, topluma bir açıklama yapma sorumluluğu vardır.
Neden Kürt hareketi siyaset kapısını zorlamak yerine, o kapıyı tümüyle kapattı?
Siyaset üzerinden bu kadar yol alınmışken, barış isteyen karma bir kamuoyu oluşmak üzereyken, neden?
Hatırlayalım, şimdi kuvvetle savundukları Dolmabahçe mutabakatını, en mesafeyle karşılayan Kandil ve HDP değil miydi? Neden?
Seçim sonrası Kandil savaş tamtamları çalarken, neden Demirtaş ve arkadaşları risk alıp, siyaset adına meydana çıkamadılar?
Silah ve devleti zorlamak mevcut dengelerde ve bölge koşullarında Kürt hareketi için meşruiyet ve özerklik istikametine uygun araçlar gibi gelebilir. Ancak, iç siyaset ve bölge denge ve ittifakları değişecek, bu yolda kaybeden önce onlar olacaktır. Kürt siyasetçiler bu açıdan Kürtlere karşı da sorumlu.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025