Ali Saydam
Dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking insanın saldırganlık içgüdüsünün teknoloji nedeniyle bir yıkıma dönüşebileceği gerekçesiyle 'dünya hükümeti' kurulmasını önermiş.
Psikiyatrlar bu içgüdünün insan neslinin tamamı için genellenip genellenemeyeceği konusunda farklı düşüncelere sahip olabilirler elbette, ancak Stephen King 'fizikçi' gözüyle yapay zekâdan başlayarak teknolojik gidişatın ciddî bir tehlike arz ettiğini söylüyorsa, kulak vermek lazım. Cin şişeye geri döndürülebilir mi?..
Tarih: 26 Haziran 2000'di ve Bill Clinton ile Tony Blair 'İnsan Genomu Projesi'yle ilgili olarak bir basın toplantısı düzenlemişlerdi. Dünyaya verdikleri haber mühimdi. İnsanoğlunun genetik kodunun çözülme aşamasına gelinmişti. Clinton diyordu ki:
“Galile gökyüzündeki hareketleri anlamak için matematik ve mekaniği kullanabileceğini keşfettiğinde kendisini seçkin bir araştırmacı olarak hissetmişti: Tanrı'nın dünyayı yaratırken kullandığı dili öğrenecekti. Bugün biz Tanrı'nın yaşamı yaratırken kullandığı dili öğreniyoruz.”
Bundan 500 yıl önce olsa Clinton'u Avrupa'da herhangi bir meydanda cayır cayır yakmışlardı…
Bu basın toplantısının ardından da İngiliz bilim adamı John Sulstondaha da ileriye götürmüştü işi:
“Artık elimizde, insanoğlunun nasıl imal edildiğine ilişkin bir el kitabı var”
“Doğayla barışacak mıyız, savaşacak mıyız?” kapak konulu NPQ Türkiye dergisinde bir ufuk turu sohbetine katılan Prof. Dr. Teoman Duralı, 1600'lü yılların sonlarında ortaya çıkan 'sermayecilik' ideolojisinin zaman içinde, hayatın bütün yollarındaki 'sadakat yemini'ni nasıl sarsıntıya uğrattığını örnekleriyle anlatmıştı. Mesele Batı'nın sadakat yoksulluğunda düğümlenmektedir.
İnsanın genetik haritasının tamamını deşifre edebilecek zekâların ve bu zekâları maniple edebilme gücünün de sahibi olmaya soyunan Anglo-Amerikan zihniyetin, kısa ve uzun vadeli çıkarları uğruna dünya haritasıyla da işlerine geldiği gibi oynamalarına dur diyecek birileri olmalı, diye düşünürken bu sesin önemli sayılabilecek işaretlerinin bizim topraklarımızdan çıkıyor olması ilginç değil mi? Belki de asıl ilginç olan kulaklarının tam da dibindeki bu sesi, bizzat kendi vatanında duymak istemeyenlerin oynadıkları körebe oyunudur.
Dünyaya kimin nasıl hükmedeceğinin planlarının hâkim zümrelerce yapıldığı ve bazı vicdan sahibi bilim adamlarının uyarılarıyla kısmen dikkat kesilebildiğimiz bu gezegende Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle 'Dünya beşten büyüktür' diyerek mücadele verenlere her şeyden önce saygı duyulması gerekmez mi?
***
Tam da bu noktada bizim Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ün önceki günkü yazısından şu paragrafları hatırlamamızda yarar olabilir:
“16 Nisan küresel ölçekte sarsıntıya neden olacak. Çünkü, Münbiç üzerinden servis edilen tiyatro ile Berlin üzerinden servis edilen tiyatro aynı merkezlerden yönetiliyor. Çünkü bu seçim, özellikle de güçlü bir “Evet” hem Batı ile ilişkilerde hem yakın coğrafyada derin sarsıntıya, jeopolitik değişimlere yol açacaktır. Bu yüzden 16 Nisan'da verilecek karar, sadece bir Anayasa değişikliği değil, bir tarihi kırılmadır, Türkiye için yeni bir sayfanın açılmasıdır, yüz yıl süren tarihin yenilenmesi, yeni bir yükseliş tarihinin başlaması demektir.
Bu sistemik değişim, Türkiye'nin bütün uluslararası ilişkilerinin, bölge ve dünyaya bakışının yeniden formatlanması demektir. Cumhurbaşkanlığı sistemi için yapılacak 16 Nisan tercihinin Türkiye'nin seçimi olmaktan çıkarılması, bu amaçla küresel ölçekte karşı kampanya yapılması bu yüzdendir.”
“Dünya beşten büyüktür”, kimilerince çoktan başlamış olan ve kimilerince de hazırlıkları yapılan III. Dünya Savaşı'na gebe bir dünyada yüzyılın sloganıdır. İkincisi de belki III. Millî Kültür Şurasında oraya çıkan özdeyiştir: “Dünyanın iyiliği için Türkiye!”
Stephen Hawking'in “Dünya hükümeti kurulsun” çağrısı, meselenin çok boyutlu çıktıları açısından uzay boşluğunda yankılanabilecek canhıraş bir çığlık olarak düşünülse de, ne yazık ki dünya ölçeklerinde kesinlikle reel karşılığı olmayan bir hüsnü kuruntudan öteye gidemeyecek bir temenni gibi duruyor.
İki küçük güncel dipnot:
*Sayın Kılıçdaroğlu, yeni sistemde Cumhurbaşkanı – Başbakan çekişmesinin sorun yaratacağını söyleyerek sadece “Durduk yerde kendi krizinizi nasıl yaratırsınız” dersi vermekle kalmadı; aynı zamanda öyle demek istemedim, böyle demek istedim, falan diye 'kıvırarak', “Kendi krizini nasıl yönetmezsin” dersinin de bir güzel örneğini verdi. Oysa yapması gereken çok basitti. “Bu küçük dil sürçmesi için özür dilerim” diyecekti ve krizi minumum zararla atlatacaktı.
*İlk üç bölümü yayınlanmış II. Abdülhamid dizisi bence Diriliş – Ertuğrul ile birlikte bugünkü gençlere ve gelecek kuşaklara bırakılacak bir tarih kültürü mirasıdır. Padişah İngiliz sefirine tokat attı mı, Mahmut Paşa öyle mi haindi, Yahudiler ve İngilizler tren yolu projesini böyle mi baltalamaya kalktılar gibi eleştirilerle dizi konusunda çemkirenlere, siz de deyin ki: “Kardeşim bu belgesel değil, kurgu… Sen izlediğin onlarca Queen Elizabeth filminde tarihin birebir mi yansıtıldığını zannediyorsun? Yani Shakespeare, Kraliçe'nin sevgilisi miydi vb?”… Aslolan tarih bilincinin temelini oluşturan tarih duygusunun yerli yerine oturtulması, iade-i itibarı çoktan hak etmiş olan cihan padişahının hakkının gereken dramatik yapı içinde kendisine geri verilmesidir. Öküz altında buzağı aramayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019