Ali Saydam
Üniversitede öğrencilerimizle paylaşmak ve 'kriz iletişiminin' ana hatlarında takılmanın nelere mal olabileceğini anlatmak için bundan daha iyi bir örnek bulunabilir mi acaba…
Çocukluğum onların bisküvileriyle geçti. Bakkalda kapakları şeffaf teneke kutular içinde satılırdı. Pötibör (Petit-Beurre) lafının anlamını bilmezdik. Ama bayılırdık o bisküvilere. Benim çocuklar da süte çaya batırıp yedikleri Ülker bisküvileriyle büyüdüler. Torunlarımız da öyle yapacaklar. Hiç şüphe yok.
Bizim liseden okul arkadaşım, geleneklerimiz gereği 'kardeşim' Murat Ülker Beyin atılımlarını, heyecanını, ileri görüşlülüğünü, girişimci ruhunu gururla izliyorum. Babası rahmetli Sabri Ülker'den 2000 yılında devraldığı bayrağı başarıları katlayarak bugünlere kadar onurla taşıdı. Yıldız Holding'i ülkenin en nadide kuruluşlarından biri haline getirdi.
İşte bu başarılar olmasa zaten son iletişim krizi bu yapıyı temellerinden sallardı. Üretim yapan her kişi ve kuruluş zaman zaman krizlerle karşılaşır. Önemli olan bu krizleri usulü veçhile yönetmek, iletişimin temel ilkelerini zamanında ve yerinde uygulamaktır.
“Hesaplaşma zamanı” kilit mesajıyla, 1 Nisan günü küçük kardeşlerin abla ve ağabeylerine şaka yaparak intikam almalarını konu alan ve son derece kötü bir yapım örneği olarak sergilenmiş reklam filmi ve ona bağlı olarak hazırlanmış itici, ölümcül duygular içeren çizgi film internet ortamında gösterilmeye başlanınca ciddi reaksiyon almaya başladı.
Onca başarılı işlere imza atan Ülker, ne hikmetse bu krizin yönetiminde 'bir kriz nasıl yönetilmez' örneğini tüm yanlarıyla vermeyi başardı… Eğer hasar o kadar büyük değilse, markanın sağlamlığından ve yıllardır çok doğru yönetilmiş olmasındandır.
Bu kadar hata peşe peşe nasıl yapılır, şaşkınlıkla izledik.
1. Krizde ilk yapılması gereken şey hasar tespitidir. Reaksiyon hasar oranında verilir çünkü. Fazlasını verirseniz kendi krizinizi ve hasarı artırırsınız; azını verirseniz kriz hasarını hiçbir şekilde engelleyemezseniz. Tam dozunda vermek gerekir reaksiyonu.
2. Kriz hangi iletişim kanalından (kanallarından) yayılıyorsa, kriz iletişimini de o kanaldan yapmak zarurîdir. Başka kanalları kullanırsanız krizinizi yine kendiniz büyütmüş olursunuz.
3. Krize neden olan ortamı iyi analiz edip hedef kitleyle gerçeğin tamamını, hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde tüm ayrıntılarıyla anlatmak gerekir.
4. Kim bu krizden zarar gördüyse, maddi ya da bu durumda olduğu gibi manevî, mutlaka gönlü yapılmalı, hasar tazmin edilmelidir.
5. Sürekli ölçümlemeyle durum analizi yapılmalı, kurumsal ve bireysel markanın gördüğü zarar an be an izlenmeli, ona göre gerekli aksiyon değişikliğine gidilmelidir.
Şimdi Ülker krizindeki duruma bakılacak olursa, bu 5 maddenin beşinde de hatalı bir yönetimin uygulandığı tespit edilecektir.
1. Reaksiyon hasardan çok daha büyük oranda verildi.
2. İletişimde sadece krizin geldiği dijital ortam değil, bütün analog kanallar kullanıldı. Krizin yayılması sağlandı.
3. Sayın Ülker'in açıklamasının ne anlama geldiği bir türlü anlaşılmadı. Olay doğru dürüst analiz edilmemişti. Komployu kim kime yapmış, kim kimi kandırmış, eğer içeriden ve reklam işlerini yürütenlerce bu hatalar yapılmamış; hiç bilinmeyen kişilerce montajlanmış versiyonlar ortaya çıkarılmışsa, o zaman reklam ajansınızın ilişkisini niye kestiniz, bünyenizdeki sorumluları neden görevden uzaklaştırdınız, savcılığa suç duyurusunda bulundunuz?
01 Nisan günü 13.22'de şu Tweet'i atmıştım: “Tüm olayı açıklığa kavuşturmaz; işe karışmış herkesi kovalamaz, suçluları adalete teslim etmezse, Murat Ülker Bey bu krizin altında kalır.” Tüm olay hâlâ açıklığa kavuşmuş değildir ve kriz iletişiminde en önemli kritik başarı faktörü 'Hız'dır…
4. Bu dördüncü madde halen hiçbir şekilde devreye alınmış değildir…
5. Halen zaman vardır. Gerekli ölçümleme yapılmalı ve derhal strateji ve uygulama değişikliğine gidilmelidir.
Son bir not: 1 Nisan şakası Batı kültürünün bir alışkanlığıdır. St. Valantine günü gibi Batı kültürü almış Türkler tarafından hayatın bir parçası haline getirilmiştir. Nasıl St. Valantine Day (Sevgiler Günü) özelinde iletişim yapmak, Godiva gibi markalar için uygunsa ve örneğin Ülker Pötibör için düşünülemezse; 1 Nisan şakası muhabbeti de benim geleneksel markam Ülker ve onun yaygın hedef kitlesi için 'yabancı'dır. Öncelikle 1 Nisan şakasının Ülker'e uygun olacağını iddia edenlerle 'hesaplaşmak' gerekir…
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019