Ali Saydam
Topyekûn Savaş’ kavramının Adolf Hitler’e ait olduğu bilinir: Der totale Krieg… Şu sıra Almanya’nın seçimlere hazırlandığını bilmesek, diyeceğiz ki, “Hitler ruhu yine depreşti”… Almanya’da, medya, siyaset dünyası, hatta akademik çevreler, geniş tabanlı ve de organize olduğu algısı uyandıran topyekûn bir savaşı tetikliyorlar…
Sadece iş dünyası, seçim yatırımı uğruna Türkiye, Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ve Türk düşmanlığı yapmıyor ve bu savaşın dışında kalmaya çalışıyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM, her ayın birinci günü yaptığı gibi bugün de kesin ihracat rakamlarını açıklıyor. Buna göre Almanya’ya olan ihracatımız Haziran ayında %1,3 artmış. Bu artış yılbaşından bu yana ise %2,8 olarak gerçekleşmiş. Bizim Haziran ayında AB ülkelerine yaptığımız ihracat Türkiye’nin toplam ihracatı içinde %50. Bu oran Mayıs’ta %49 imiş. %50 içinde ise %10,3 ile Almanya alıyor…
Alman Türk Ticaret Odası’nın bildirdiğine göre Türkiye’ye yatırım devam ediyor ve Türkiye’den ayrılan şirket sayısı 20 gibi son derece normal sayılabilecek düzeyde kalmış.
Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’ye yönelik uluslararası doğrudan yatırım tutarı, bu yılın ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 artarak 1,7 milyar dolara yükselmiş.
İlk sırayı 961 milyon dolarlık yatırımla İspanya alırken, bu ülkeyi 209 milyon dolarla Belçika, 123 milyon dolarla Almanya izlemiş.
Türkiye’de varlığını sürdüren Alman şirketlerinin herhangi bir şikayetleri söz konusu değil. Ancak durum Almanya’dan farklı görülüyor anlaşılan…
İki lafın arasında tutuklu gazetecilerden söz ederek giriyorlar lafa… Bunların gazetecilik mesleklerini ifa ettikleri için adlî kovuşturmaya tâbi tutulmadıklarını yeterince anlatamamışız demek ki…
Bunun en güzel örneğini, tarihi pek de eskilere dayanmayan ABD kökenli dijital haber/yorum portalı (çizgisi yaklaşık bizdeki T24 gibidir) Huffingtonpost’ta, 24 Haziran tarihinde Babette Habenstein imzası ile yayınlanan bir haberde bulmak mümkün.
Habenstein haberi Galatasaray’ın Japonya’ya transfer olan ünlü futbolcusu Lukas Podolski üzerine kurmuş. Yazının başlığı şu: “Futbol yıldızı Lukas Podolski Türkiye’nin reklamını yapıyor. İnsanlar buna kızmışlar” …
Medyada yapılan eski numaradır… Kendi fikrini geniş kitlelerin fikriymiş gibi sunmak… Onların adına kelam etmek… Kimsenin izlemediği bir kanalda konuşurken “80 milyon bizi izliyor” gibi büyük lafları bu gibiler sıkça kullanır. Ya da “XYZ halkı isyan etti… ABC halkı bilmem ne tesisi istemiyor”…
Huffingtonpost’daki makalede de benzer bir yaklaşım var. Podolski, takım arkadaşı Schneider gibi, Türkiye’de faaliyette bulunan büyük markaların üst düzey yöneticileri gibi yurt dışında ülkemize karşı yürütülen özellikle de FETÖ’nün desteklediği tecrit kampanyasınakarşı başlatılan iletişim kampanyasına katılmış “Türkiye’ye gelin. Potansiyelinize katılın!” sloganını dile getirmişti.
Habenstein yazısına bu konu ile ilgili eleştirel 4 tane tweet’i almış. Bunlardan sadece biri 5 kere beğenilmiş iki kere de RT edilmiş. Diğerlerinde tık yok. Ama yorum şöyle: Alman halkı Podolski’ye feci kızmış…
Yazı bununla kalmıyor tabii. Hemen arkasına Türkiye’deki tutuklu ve hapisteki gazeteciler meselesi eklenmiş. Uzun uzun… Türkiye ile ilgili ne yazılsa arkasında tutuklu gazeteciler meselesi var. Hele de die Welt’in DHKP-C bağlantılı suçlamayla tutuklanmış olan Alman kökenli Türk muhabiri Deniz Yücel.
Aynı günlerde Türkiye’ye saldıran yüzlerce haberden bir başkası ve hayli kritik olanı şu: Yine die Welt gazetesi, MİT’in Alman milletvekilleri hakkında bilgi topladığını iddia etmiş. Alman emniyetinin de güvenlik gerekçesiyle bazı milletvekilleriyle görüştüğü öne sürülüyormuş.
Bu ne şizofrenik durumdur. Bir yandan ekonomiyi geliştirerek yürüt, öte yandan; Türkiye Cumhurbaşkanı’na konuşma izni vermemeye çalış ve olayı siyasi bir kriz haline getir… İnsan aklına mugayyir bu azgın ve bir yere vardırmayacak durumun Almanya’daki genel seçimler sonrası bir nebze sakinleşeceğini ümit edelim biz, iyi niyetimizle…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019