Ali Saydam
Devlet Bey’in, partisinin Salı günkü grup toplantısında, 26 Ağustos’ta erken seçime gidelim, diyen çağrısıyla, dün Cumhurbaşkanı’nın ‘Seçimleri 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasına karar verdik’ şeklindeki net açıklaması arasındaki kısa süre içerisinde siyaset arenasında kopan yaygaranın analizi, ülkemizdeki tüm İletişim Fakülteleri’ndeki ‘siyasi iletişim’le iştigal eden öğretim kadroları için olağanüstü zenginlikte veriler sunmaktaydı.
‘Önceki gün’ ve ‘dün’ gibi birbirine çok yakın iki belirgin zaman dilimi içinde, sadece Muhalefetin Dört Atlısı’nın, CHP, HDP, SP ve İP Genel Başkanları’nın kaldırdıkları kazan ile bu kazanın içindeki Devlet Bey’in tavrına AK Partililerin kuşkuyla baktığı yolundaki mesajları, “İttifak çöküyor mu?, Ortaklık bozuldu mu?” sorusunda belirginleşen sevinçleri ve nihayet dördünün de, göğüslerini gere gere ‘Hodri meydan’ çekmesi karşısında, insan şöyle düşünmekten kendisini alamıyor:
Sayın Bahçeli’nin böyle bir açıklamayı, nabız yoklamadan, istişarelerde bulunmadan; kafasına aniden esmişçesine dillendirmesi mümkün olabilir mi? Muhalefetin dört atını mahmuzlayan ve ‘lider’ olma vasfına sahip bu başkanlarının, Devlet Bey’in erken seçim çağrısına mal bulmuş Mağribî gibi yapışıp, akıllarından geçen ne varsa söylenmiş, kendi içinde tutarlılık taşımayan beyanatlarını alt alta yazıp okuduğunuzda tam bir ‘güler misin, ağlar mısın’ vaziyeti ortaya çıkıyor. Evet süre kısa; ancak mevcut süre içinde çok daha aklı başında değerlendirmeler yapmış olsalardı; dün Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından sonra, ittifakın bozulmak değil, tersine insicam içinde bir strateji aksiyonunu uyguladıklarını gördüklerinde, herhalde daha az mahcup olurlardı.
Prusya generalleri, savaş sırasında ihanetle suçlanan, suçu sabit görülen mahkumlar hakkında beklenen idam kararını vermeden önce bile kendilerine 48 saat mühlet verirlermiş. Karar belli ama her ihtimale karşı bekletiyor. Bizim muhalefet, bugünün Türkiye koşullarında, iki gün arasındaki zamanı yönetmekten aciz… “Hepimiz aslanlar gibi seçime hazırız!” diye hodri meydan da çekmiş bulundular. Artık lâflarını geri alacak hâlleri de yok.
Daha önceki açıklamalarında erken seçimin olmayacağını ifade etmiş olan Cumhurbaşkanı’nın, kurmaylarıyla ve Devlet Bey ile yaptığı görüşmeden sonra dün öğleden sonra yaptığı konuşmasıyla, kafalardaki soru işaretlerine açık ve özlü yanıtlar vermeyi hedeflediği belliydi. Açıklıkla “2019 Kasım seçimlerine kadar dişimizi sıkmaktan yanaydık ama eski sistemin hastalıklarını Türkiye’nin aşması gerekiyordu” dedi.
“Bizler seçimlere zaten hazırız” mealinde kurusıkı atışlar yapan, “Ortaklık çöküyor mu?” diye gerçekliği bulandırmaya çalışan, karman çorman ve aklı başında bir stratejisinden yoksun olduğu için iletişiminde de çuvallayan bu muhalefet var oldukça, ülkemizde ‘sahici’ ve ‘dengeleyici’ bir demokrasi gücü beklentisi içinde olanlar hayal kırıklığına uğramaya devam edecekler, demektir.
Hiç olmazsa, Cumhurbaşkanı’nın hedefe yönelik, kısa ve açık dünkü konuşması gibi vatandaş kulağına en yakın, samimi bir iletişim dilinden dersler çıkarabilmeyi akıl etseler bari.
- Google çalışanları kazan kaldırmış
- Bazen, “Batı’dan, özellikle de tüketim toplumunun ahlâkının etkisiyle ve emperyal emeller yüzünden, iyi bir şey çıkmaz, diye düşünüyorum. Bazen de olan biteni hayranlıkla izliyorum. Bir garip durum velhasıl…
- İşte Google çalışanlarının son ‘hareketi’ de ikinci grup durumlardan biri…
- Teknoloji devi Google’ın binlerce çalışanı, şirketin Pentagon ile beraber yürüteceği projeye karşı çıkan bir kampanya başlatmış.
- New York Times gazetesinin haberine göre içlerinde üst düzeyde mühendislerin de bulunduğu 3.100 Google çalışanı, Google’ın CEO’su Sundar Pichai’ya yazdıkları bir mektupta Pentagon ile iş birliği yapılan Project Maven’da çalışmak istemediklerini belirtmişler.
- Project Maven, insansız hava aracı drone’lara yönelik bir yapay zeka programı imiş. Google ve Pentagon’un beraber giriştiği bu projede insansız hava araçları için daha etkin bir görüntüleme teknolojisinin geliştirilmesi amaçlanıyormuş.
- Bu projeye karşı kaygıların dile getirildiği mektupta ise “Google’ın savaş işinde olmaması gerektiğini düşünüyoruz” ifadesi kullanılmış.
- Mektupta Project Maven’ın Google’ın şirket değerleriyle çeliştiği söylenirken, “Amerikan hükümetine askeri keşif teknolojisi geliştirmenin ölümcül sonuçları olabilir ve bu kabul edilemez bir şey” ifadesi yer almış.
- Google’ın CEO’su Sundar Pichai ise, “Silah geliştirilmeyecek” demiş yanıtında…
- Google’ın ana şirketi Alphabet’in yönetim kurulunda yer alan Diane Greene ise daha önce bu proje kapsamında bir silah geliştirilmeyeceğini ve bu teknolojinin drone’ların uçurulmasında kullanılmayacağını söylemiş.
- Sonuç: Şirket, çalışanlarının görüşlerini ciddiye alacağını açıklamış.
- Mesele ABD’nin saldırgan stratejileriyle değil de, bizzat kendi ülkelerinin tehdit altında oldukları sırada savunulması nedeniyle gündeme gelmiş olsaydı, hiçbir Google çalışanı böyle bir tavır sergilemezdi herhalde…
- Ancak yine de çalışan iletişimi açısında üniversitede doktora tezi olacak nitelikte bir vaka…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019