Ali Saydam
Benim kuşaktan arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti Maliyesi’nin IMF’den gelecek 500 milyon Dolarlık borcu nasıl beklediğini çok iyi hatırlarlar… O nedenle Türkiye-IMF ilişkilerinin nasıl bir değişim gösterdiği de bizim kuşak için özel bir anlam taşır. Türkiye’nin güçlenme ve bağımsızlık yolculuğunun en yalın ifadelerinden biridir bu süreç…
Bu nedenle IMF sözcüsü Rice’ın Washington’da düzenlediği basın toplantısında, AA muhabirinin Türkiye’ye yönelik sorularını yanıtlarken neler dediğini de dikkatlice izledik.
Yeni hükümet sistemi çerçevesinde, ekonomiyi ilgilendiren bakanlıkların sayısının bürokrasiyi azaltmak amacıyla altıdan üçe indirilmesine ilişkin soru üzerine şöyle demiş: “Önemli olan yeni yönetimin sağlıklı ekonomi politikalarına, makroekonomik istikrarı güçlendirmeye ve dengesizlikleri azaltmaya kararlı olduğunu gösteriyor olması.”
Rice, ayrıca, ekonomi yönetiminin piyasalarda yaşanan volatilite (oynaklık) sonrasında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamaya yönelik operasyonel bağımsızlığının güvence altında olduğunu ortaya koyduğunu vurgulamış.
Oysa bizim ‘müzmin’ endişeli modernlerimizde endişe had safhada… Ekonominin ve mali yapının sorumluluğunu üstlenmiş olan Dr. Berat Albayrak’ın özgeçmişine biraz baksalar ve bir de Enerji Bakanı olduğu dönemde neler yaptığını, neleri nasıl değiştirdiğini, Türkiye’nin kaderini millî enerji ve maden politikası adını verdiği stratejik planla etkileyecek o yaklaşımı nasıl hayata geçirdiğini izleyebilselerdi, bugün ülkemizdeki mikro ve makro ekonomik uygulamaların nasıl hayata geçirileceği konusunda da bir fikir sahibi olabilirlerdi.
Sayın Albayrak’ın muhaliflerinin sadece dışarıda değil, içeride de bol miktarda bulunduğunu biliyoruz… Fikri olan, değişimi tetikleyen, gelecek tasarımını kendisine dert edinen herkesin karşılaştığı türden muhalefet ve tezviratla Berat Bey de karşılaşacaktır… Değişimin en değişmez yanı, değişime karşı dirençtir… Ancak hissiyatımız odur ki, bu tür tezvirat O’nu ilerlediği yolda daha da güçlendirecektir.
Sayın Albayrak, mutlaka ekonominin dümenine geçecek ve gerekli tüm adımları atarak geleceğin inşasına katma değer getirecektir… ‘Kolay olmayacağı’ kesin… Ancak ‘olacağı’ da öyle…
- ‘Dev’in işi zor…
- Amerikan kozmetik ve hijyenik ürün ‘devi’ Johnson and Johnson, firmanın ürettiği talk pudrası ve içinde bulunan asbest maddesi nedeniyle yumurtalık kanseri olduğunu iddia eden 22 kadına 4,7 milyar dolar tazminat ödemeye mahkûm edilmiş.
- Firmaya, sadece talk pudrasının oluşturduğu zarar iddiaları sebebiyle açılmış 9 bin civarında davadan bahsediliyor. Rekor tazminatla sonuçlanan dava, hali hazırda açılmış ya da ileride açılacak davalara emsal teşkil edilebilirmiş. Bu süreçte 6 kadının hayatlarını kaybetmiş olması da firmanın hayatını zorlaştıracak başka bir olay…
- Johnson and Johnson, davanın sona ermesiyle şu açıklamayı yapmış: “Firmamız açıklanan hüküm sebebiyle hayal kırıklığına uğramıştır. Şu ana kadar bu mahkemede temyiz ettiğimiz tüm davalarda karar bozulmuştur. Bu davada yapılan hatalar, daha önce temyize götürdüğümüz davalarda yapılanlardan da kötüdür.”
- Markanın önümüzdeki günlerde krizini ülkemizde ve dünya çapında nasıl yöneteceğini bir iletişimci olarak heyecanla izleyeceğiz… Bakalım herhangi bir şirketi, tarih sahnesinden silebilecek şiddette olan bu krizi atlatmayı başarabilecekler mi?
- İşin bir de bireysel hak ve özgürlükler (tüketici hakları) boyutu var… Bu tazminat rakamları tüketicilerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlasa da bu tür olaylara ne hikmetse ABD’de sıklıkla rastlanıyor…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019