Alper GÖRMÜŞ
2004’ün bahar aylarıydı... O dönemde hem Bilgi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor hem de Kürşat Bumin’le birlikte Yeni Şafak gazetesinde “Kronik Medya” sayfasını hazırlıyorduk.
Bir gün okuldaki odamda çalışırken Fethullah Gülen gönüllülerinin kurup yönettiğiGazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan aradılar. Vakıfta, 10-15 kişilik bir akademisyen-gazeteci grubu ile birlikte “askerî vesayet ve demokrasi” konusunu tartışacaklarını söyleyip tartışmaya benim de katılmamı istediler... Olur, dedim.
Toplantıdan bir gün önce cemaatle ilgili olarak medyada yeni bir cadı kazanı kaynatılmaya başlamıştı. İçinde tam olarak ne vardı, şimdi hiçbir şey hatırlamıyorum, fakat ortada bir “kazan”ın olduğu hususunda hafızamın beni yanıltmadığına eminim; çünkü toplantıya giderken, Gülen cemaatinin gönüllüleriyle bu ikinci temasın da kaynayan bir cadı kazanının harareti eşliğinde gerçekleşiyor olmasındaki tesadüfü aklımdan geçiriyordum... Gerçekten de tuhaftı; o tarihten dört yıl kadar önce (1999) bir haziran günü cemaatin Rusya’da açtığı okulları gezmek üzere gönüllülerle havaalanında buluştuğumuzda da meşhur “kaset olayı” patlamış, ortalık darmadağın olmuştu.
Toplantıya giderken, bir yandan da ortaya çıkan hararetin toplantıya katılımı nasıl etkileyeceği üzerinde düşünüyordum. Neysi ki hiç kimse “mazeret” bildirmemişti, geleceğim diyen herkes gelmişti.
O yıl, o aylarda memlekette acayip şeylerin döndüğünü (Sarıkız, Ayışığı, vb.) yıllar sonra anlayabilecektik ama, bazı gazetecilerin yazmasalar da etraflarına anlattıklarından öğreniyorduk ki askerler “rahatsız”dı ve “eski Türkiye”ye ait bazı refleksler bu dönemde de ortaya çıkabilirdi...
Toplantıya katılanlardan aşağı yukarı yarısını hatırlıyorum ama burada onlardan sadece birinin adını anacağım: Prof. Dr. Büşra Ersanlı...
Toplantının “radikal demokrat” atmosferi hepimizi etkiledi, hepimiz biraz uçtuk... Aramızdan biri, belki de askerî vesayeti ortadan kaldırmanın yegâne yolunun, başarısız kalmış bir askerî darbe girişiminin ardından eski ve yeni darbecilerin derdest edilip yargılanmaları olduğunu savundu. Bunun gibi bir sürü fikir, temenni, öneri birbiriyle çarpıştı.
Prof. Büşra Ersanlı’nın daha çok akademik özgürlükler ve üniversitelerdeki başörtüsü sorunu üzerinde konuştuğunu hatırlıyorum. Başörtüsü yasakçılarına karşı çok öfkeli, çok sertti. Radikal-fiili çözüm önerileri sunmuştu toplantıya, “hak verilmez alınır” havasındaydı ve daha fazla beklemeye tahammülünün olmadığını söylüyordu.
Şimdi düşünüyorum da, o toplantıda kimbilir ne notlar tutmuştuk... Yine düşünüyorum, o gün “eski Türkiye”nin refleksi bir kez daha canlansaydı ve birileri o “meş’ûm” toplantıyı basıp not defterlerimizi ele geçirseydi... Bilahare o defterleri Hürriyet gazetesine sızdırsaydı... Hürriyet,“demokrat geçinen” profesör ve gazetecilerin gerçekte Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı komplo kuran, kin ve nefret kusan hainler olduğunu yazsaydı... Oktay Ekşi, bir “alçakları tanıyalım” yazısı patlatsaydı...
Bugün gazetesinin “ele geçirdiği” Büşra Ersanlı’ya ait not defterinde yer alan birkaç cümle önce bu gazetede yayımlandı, bilahare “muhafazakâr” internet sitelerinde “Bak masum dedikleri Prof’a”,“KCK/PKK’nın Prof’unun gerçek yüzü” gibi başlıklarla alıntılandı...
Bunları görünce, aklıma dört yıl önce benim de içinde yer aldığım yarı somut yarı kurgusal işte bu hikâye geldi. Anladım ki hikâyemiz aynı hikâyedir, sadece kahramanlar değişmiştir.
Bugün gazetesinin haberi
1 kasımda Bugün gazetesinde yayımlanan şu habere bakın:
“İstanbul Terörle Mücadele polislerinin KCK’nın sözde siyaset akademisine yaptığı operasyon sonucu gözaltına alınan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın not defterini Bugün ele geçirdi. Ersanlı’nın kendi el yazısıyla yer alan ifadelerinde paralel bir devlet kurulmasının amaçlandığı anlaşılıyor. Ersanlı’nın defterindeki ‘Özerklik tek taraflı kurulmaz ama devlet tek taraflı kurulabilir. Bölünme korkusu hâlâ canlı, ulusal kimlik oluştu. 40 bin kişi dağa çıkmış. Kürt hareketi Türkiye’de meşru bir zemin kazandı, taktik savaşlarda biz öndeyiz, BDP silahı bıraksın demek legal bir partiye AKP’nin aczini gösteriyor. Devlet istemiyor olmak, yönetim olmak istemiyor demek değildir’ ifadeleri dikkat çekiyor. Notlarda isyan edilip yönetim sahibi olmanın amaçlandığı ve Kürdistan Demokrat Partisi gibi davranılıp bölünmenin amaçlandığı ifade edilerek, ‘KDP gibi yaparak devlet kurabiliriz, konjonktör buna uygun’ deniliyor.”
Haberden, Büşra Ersanlı’nın bu notlara dair ne dediğini öğrenmek mümkün olamamıştı, çünkü sızdıranlar, Ersanlı’nın sorgusundan önce yapmışlardı bu işi. (İnsanın, “insaf edin, bari bir gün bekleyin, ifadesinden sonra sızdırın” diyesi geliyor.)
Bunu, bir gün sonraki gazetelerden öğrenebildik. Mesela Milliyet’in (2 kasım) haberinden:
“Bazı notlar ise panellerde bana yöneltilen sorular nedeniyle aldığım notlar. Bunların silahlı terör örgütü ile ilgisi yoktur. Ben birkaç defa siyaset akademisine ders vermek için gitmiştim.”
Aslında “notlar”a ön yargısız, düşmanca olmayan bir bakışla yaklaşabilen her gazeteci, bunların bir kişinin kendi notları olamayacak kadar çelişkili ifadeler barındırdığını görür ve kullanmaktan imtina ederdi, ya da hiç değilse bu çelişkilere işaret ederek kullanırdı.
Ben sorayım Bugün’deki meslektaşlarımıza:
Bir kişi aynı paragraf içinde nasıl olup da hem “Özerklik tek taraflı kurulmaz ama devlet tek taraflı kurulabilir” deyip sizin de vurguladığınız gibi “paralel bir devlet”in kurulması gerektiğini savunduktan sonra “Devlet istemiyor olmak, yönetim olmak istemiyor demek değildir”diyerek devlet istemediğini söyler, ardından da “KDP gibi yaparak devlet kurabiliriz” diyerek tekrar devlet vurgusu yapar...
“Not defteri”nden alıp peş peşe sıraladığınız şu cümlelerin, tipik bir “paneliste ya da ders hocasına sorulan sorular” demetinden ibaret olduğu yeterince açık değil mi? Ya da bu ihtimal, en azından sizin öne sürdüğünüz ihtimalden daha kuvvetli bir ihtimal değil mi? O halde nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?
Samanyolu Haber televizyonunun haberi
1 kasımda Samanyolu Haber televizyonunda yayınlanan şu habere bakın (parantez içleri bana ait):
“(...) Kamuoyu, Prof. Büşra Ersanlı’yı BDP Parti Meclisi üyesi ve Anayasa Komisyonu üyesi olarak tanımıştı. Ancak Yeni Akit gazetesi Ersanlı’yı başka özellikleriyle manşete taşıdı. Gazetede, cezaevine gönderilen şüpheli için ilginç iddialar yer aldı. Ersanlı’nın KCK’nın (BDP olacak... Bunun masum bir “tashih” olduğunu düşünmüyorum) sözde siyaset akademisinde görevli olduğu öne sürüldü.
“İddiaya göre Ersanlı örgüte ideolojik olarak yetişmiş bir kadro hazırlamaktan sorumluydu. (Aydın Engin, 2 kasımda T24 internet sitesinde kaleme aldığı yazısında, ‘Orada anlatılan derslerle Kandil’deki eğitim çalışmalarında kullanılan müfredatın aynı olduğu’ yönündeki polis tesbitini aktardıktan sonra soruyordu: “Nasıl yani? İstanbul’un göbeğinde herhangi bir BDP’linin, hatta bilebildiğim kadarıyla BDP seçmeninin katılıp izleyebileceği derslerde Kaleşnikof nasıl sökülüp takılır, yağlanıp temizlenir kursu mu veriliyormuş; yoksa askeri araçların geçeceği yollara mayın nasıl döşenir mi öğretiliyormuş?..” Aydın Engin’in esprili soruları bir yana, Samanyolu’nun haberinin tam bu noktasına gömülen görüntüler, izleyicilere, Ersanlı’nın verdiği derslerde aşağı yukarı böyle şeyler öğretildiğini ima edecek malzemeyle doluydu: Spiker tam “İddiaya göre Ersanlı örgüte ideolojik olarak yetişmiş bir kadro hazırlamaktan sorumluydu” derken ekranda bir otobüsü ateşe vermiş, yüzleri kapalı bazı kişilerin görüntüleri akıyordu.)
“(...)
“Gazete, Ersanlı’nın geçmişiyle ilgili olarak da dikkat çekici ayrıntılar aktardı okuyucularına... İddiaya göre Ersanlı, spekülatör George Soros’un Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin kurucularındandı. Ayrıca hükümetin izni olmadan yurtdışı destekli cemiyet kurmak ve işletmek suçundan da tam 15 yıl kesinleşmiş cezası vardı. Ancak bir süre yattıktan sonra cezaevinden afla çıkmıştı. Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın ablası Fatma Sırma Evren ise Ergenekon üyesi olmaktan tutuklu bulunan Doğu Perinçek’in eski eşiydi.”
Samanyolu Haber’in haberi aynen böyleydi işte...
Eh, geçmişinde bu kadar “dikkat çekici ayrıntı” olan birinin tutuklanmasına şaşmamak gerekir, öyle değil mi?
Sorun yok yani... Yok bi şey!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025